Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Anayasa değişikliği referandumu öncesi son mitingi Diyarbakır’da gerçekleşti.
İstasyon Meydanı’ndaki mitinge HDP sözcüsü ve Urfa milletvekili Osman Baydemir, İstanbul milletvekili Pervin Buldan ve Diyarbakır Milletvekilleri katıldı.
Geniş katılımın olduğu mitingde Pervin Buldan ve Osman Baydemir söz aldı.
Buldan: Yarın güzel bir gün olacak
"HDP’nin eş genel başkanların, milletvekillerinin, belediye eşbaşkanlarının, il ve ilçe eşbaşkanlarının rehin alındığı bir dönemde binlerce insanın bu meydanda toplanması Ankara’ya önemli bir mesajdır. Ankara, bugün bu meydanı görmeli. Ankara, bugün bu meydanın coşkusunu hissetmeli. Biz başta AKP başta olmak üzere 'evet' diyecek kesimleri sandığa gömmek için saat saymaya başladık.
"Yarın sandığa giderken herkes oy pusulasını eline alıp önce elini vicdanına koysun. Oyunu kullanmadan önce Demirtaş'ı düşünsün, Yüksekdağ'ı düşünsün. Oyunu kullanmadan önce tutuklu vekilleri belediye eş başkanlarını düşünsün. Sur'u, Cizre'yi, Gever'i, Xerabê Bava köyünü düşünsün.
"Darbeye karşıyız, seçimle gelenin seçimle gitmesinden yanayız. Neden kimse AKP'nin darbelerinden söz etmiyor. Halkın seçtiği milletvekillerinin tutuklanmasının darbe olduğunu neden kimse sormuyor. Belediyelere kayyum darbe değil midir, neden kimse sormuyor. Sokağa çıkma yasağı ile evleri yakıp yıkmak darbe değil midir? Ama kimse AKP'ye bu darbeleri sormuyor. Amed'ten Ankara'ya soruyoruz; yaptığınız darbelerin hesabını ne zaman ve nasıl vereceksiniz?
"Cezaevlerinde insanlar bedenlerini açlık grevine yatırdı. Açlık grevine bedenlerini yatıran her bir insanın önünde saygıyla eğiliyorum. Onlar zulme isyan ediyorlar. Adalet Bakanı'na çağrı yapıyorum: cezaevlerinden çıkacak tek bir cenazenin sorumlusu siz olacaksınız. Bir an önce adım atmalısınız. Biz tüm sorunların diyalogla çözüleceğine inanıyoruz. Çünkü biz barış, özgürlük, demokrasi istiyoruz. Bütün bunları da hayır oylarıyla elde edebileceğimizi biliyoruz.
Baydemir: Tahir Elçi'yi unutmayın
"Yarın sadece bir referandum değil bir mahkemedir. Sandık başına gittiğimizde unutmamamız gereken bir şey var; nüfus cüzdanı. Ama sandığa giderken Sur'da, Cizre'de, Nusaybin'de yatak odalarına yazı yazanları unutmayın. Baro başkanımız, barış elçimiz Tahir Elçi'nin katillerinin ortaya çıkmamasını unutmayalım. Şehirlerimizi tankla topla bombalayanları da unutmayın. Sandığa giderken Taybet Ana'yı Miray bebeği unutmayın. Selahattin Demirtaş'ı, Figen Yüksekdağ'ı unutmayın. Çağlar Demirel'i, Nursel Aydoğan'ı, Fırat Anlı'yı, Gültan Kışanak'ı yanınıza alın. Özellikle de, Cizre vahşet bodrumunda yakılan kardeşlerimizin ahını da sandığa koyun.
"Yarın bizleri baskıya zulümle yok edebileceklerine inananlara öyle bir siyasi harita çıkarın ki bir kez daha öğüt olsun onlara. Mührünüzün sesi onların kulağında çınlasın.
"Sizler bin bir emek ve çabayla Kürt sorunu ve tüm sorunlar şiddet dışı yollar çözülsün diye 80 milletvekilini parlamentoya gönderdiniz. Engelleri ortadan kaldırdınız ama onlar kendi iktidarları için milletin iradesini tanımadılar. Siz yüzde 10 barajını aştınız. Şimdi yeni bir baraj getirdiler, barajı yüzde 50'ye çıkarıyorlar. Tek amaçları Kürdün iradesi, dili, yürütmeye dahil olmasın. Bu paket kimin paketi? Kurt ve tilkinin paketi. 18 maddenin hiçbir yerinde Kürde, inançlarımıza dair tek bir özgürlük alanı yok. Ama sahada, sokakta bu halkın iradesini kandırabileceklerine inanıyorlar. Fırsat senin elinde Amed.
"Hayır diyenlerin cesareti var. Sayın Demirtaş 'Cesaret bulaşıcıdır' diyor. Cesaret nereden bulaştı, bu halktan bulaştı. Bu halktan bu halkın direngen ruhundan sizlere bulaştı." (BK)
* Bu haberin hazırlanışında HDP Basın Merkezi ve dihaber'den yararlandık.
* Fotoğraflar: HDP Basın