HDP Meclis Kadın Grubu Sözcüsü Filiz Kerestecioğlu Diyanet İşleri Başkanlığı’nın resmi internet sitesinden ensestle ilgili bir soruya verdiği yanıtla “kişileri suç işlemeye teşvik etmekte, vatandaşlara suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermekte” olduğunu söyledi.
Devletin ve kurumlarının ensestin çocuğa yönelik cinsel saldırı olduğunu kabul etmek, çocukların yaralarını sarmak; çocukların güven içinde yaşamalarını sağlamakla sorumlu olduğunu hatırlattı.
“Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ve kurumları denetlemekle sorumlu hükümetin sorumlular hakkında acilen soruşturma başlatması ve söz konusu açıklamanın kamuoyunda yarattığı algıyı telafi etmek için sorumluluk alması gerekmektedir.”
Diyanet’in yanıtı
Diyanet İşleri Başkanlığı, kendisine bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Bilgilendirme Platformu’nun internet sitesine yöneltilen “Öz kızını öperken şehvet duymanın nikaha etkisi olur mu” şeklindeki soruya sorusuna şu yanıtı vermişti.
“Babanın kendi öz kızını öperken şehvet duyması durumunda nikâhın ne olacağı konusunda görüş ayrılığı vardır. Bazı mezheplere göre, babanın şehvetle kızını öpmesi ya da şehvetle ona sarılmasının nikâha bir etkisi yoktur (bkz. İbn Rüşd, Bidayetü’l-Mücdehid, Mısır 1975, II, 33; İbn Kudame, el-Muğni, VII, 486; İbn Cüzey, el- Kavaninü’l Fıkhiyye, 138). Hanefilere göre ise; babanın, kızını şehvetle öpmesi, kızına şehvetle sarılması durumunda kızın annesi bu babaya haram olur. Ancak bu tür sonuç doğuracak tutmanın, teni tenine değerek olması ya da altının sıcaklığını iletecek kadar ince bir örtüden olması gerekir. Kalın elbiselerden tutarak ya da vücuduna bakıp düşünerek, şehvet duymak, bu tür bir haramlık oluşturmaz. Ayrıca kızın, 9 yaşından büyük olması gerekir. Şehvet duymanın işareti, erkeğin organında bir uyanma, uyanıksa uyanışının artması, kadının da kalbinin heyecanla çarpmasıdır. (Merğinani, el-Hidaye, I, 192; Mevsıli, el-İhtiyar, III, 109)”
TIKLAYIN - DİYANET'TEN ANLAŞILAMAYAN "ŞEHVET" AÇIKLAMASI
Diyanet’in ihlalleri
Kerestecioğlu’nun açıklamasında verilen yanıtla Diyanet’in ile Türk Ceza Kanunu ile Türkiye’nin taraf olduğu Çocuk Haklarına Dair Sözleşme gibi pek çok insan hakları sözleşmesini ihlal ettiği vurgulandı.
“Bu ifadeler Türk Ceza Kanunu’na göre suçtur. Çocuğun cinsel istismarı, özellikle de failin, istismar ettiği çocuğa karşı bakım veya gözetim sorumluluğu bulunması halinde nitelikli suç oluşturur ve ceza artırımı söz konusu olur.
“Aile bireylerince çocuğun cinsel istismarı haline, Cumhuriyet savcılıkları, şikayet gerekmeksizin soruşturma açmakla yükümlüdür.
“Uluslararası insan hakları hukuku ise; devletlere, istismardan korumak dahil olmak üzere, çocukların güven içinde yaşamalarını sağlama sorumluluğunu yükler.”
Kız çocukları
Açıklamada, kız çocuklarının aile içerisinde yaşadıkları istismar iktidar ve erkek egemen sistem ile içiçe olduğuna, pek çok kız ve erkek çocuğunun aile içinde rızaları dışında ilişkiye zorlandığı ve çocuk istismarının kişisel ve toplumsal travmalara yol açtığına dikkat çekildi.
“Kız çocukları, yaşadıklarıyla baş etmeye çalışırken bir de ensest sonucu oluşan gebelikler sebebiyle toplumdan dışlanmakta, tekrar tekrar şiddetle yüzleşmektedirler.”
“Sömürü gizleniyor”
Enseste dair dair sağlıklı veriler elde etmenin güçlüğünün de dile getirildiği açıklamada, Diyanet’in çocukların sömürüsünü gizlediği belirtildi.
“Ensestin varlığını ve ensestin çocuğa yönelik cinsel saldırı olduğunu kabul etmek, çocukların yaralarını sarmak yerine, geniş kesimlerin kanaat oluşturmasında önemli etkide bulunan Diyanet, yaptığı açıklama ile bir kez daha çocukların yaşadıkları travma ve sömürüyü gizlemektedir.”
Haber alma hakkı
Kerestecioğlu konunun basına yansıması üzerine Diyanet’in yanıtı internet sitesinden kaldırarak bir açıklama yayımladığını da hatırlattı ve bu açıklamada, sorumlular hakkında herhangi bir soruşturma açılmasından bahsedilmediğine dikkat çekti, konuyu haber yapanların suçlanmasını eleştirdi.
“Yanıtı haber yapan gazeteciler suçlanmakta, kurumun gazetecilere karşı yasal haklarını kullanacağı ilan edilmektedir. Diyanet’in, halkın haber alma hakkını sağlayan gazeteciler yerine kendi çalışanlarını denetlemesi ve sorumluluklarını yerine getirmesi gerekir.” (YY)