* Fotoğraf: HDP Basın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, HDP Genel Merkezindeki haftalık olağan basın toplantısında, çatışmaların başladığı 24 Temmuz 2015’ten bu yana yaşananları değerlendirdi.
Geçen 5 yıllık süreçte meydana gelenleri ve çözüm sürecinin nasıl bittiğini anlatan Günay’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“AKP 24 Temmuz 2015 yılında Ceylanpınar’da bu ülkenin evlatlarının canıyla kurulan kumpası gerekçe göstererek Kürt halkı başta olmak üzere topluma karşı topyekun saldırı ve savaş konseptini devreye koydu.
“24 Temmuz 2015, Türkiye tarihinin dönüm noktalarından biridir. Bu tarih, eşi benzeri görülmemiş bir şiddet dalgasının, tasfiye planlamasının, kırım politikalarının başlangıcı oldu.
“Bu politikayla çözüm süreci inkâr edilerek rafa kaldırıldı ve dünyanın gözü önünde açıklanan tarihi Dolmabahçe Mutabakatı reddedildi.
“Özelde Kürt halkına, genelde de Türkiye halklarına ve demokratik kamuoyuna açıkça savaş ilan edildi.
“İmralı'da kurulan ve toplumun büyük bir umutla barış getirmesini beklediği diyalog ve müzakere masası hükümet tarafından 'bize oy kazandırmıyor' denilerek devrildi.
“2013 Newroz deklarasyonuyla başlayan ve 3 yıl boyunca ölümleri durduran diyalog sürecinde “bize oy vermezseniz çözüm sürecinin ancak filmini çekersiniz” tehditlerine dönüştü.
“AKP toplumun tümüne karşı saldırıya dönüşen bu kumpası adım adım ördü. Çözüm görüşmeleri sürerken iç güvenlik paketi çıkartıldı. “8 Haziran'da AKP iktidar değilse çözüm sürecinin ruhuna Fatiha", "AKP iktidar olmazsa herkes her şeyini kaybeder" diyerek toplumu açık açık tehdit ettiler.”
Suruç, Ankara, Diyarbakır katliamları
“Ceylanpınar, hükümet tarafından kullanılan gerçek bir provokasyon olarak tarihe geçti. Olayın failleri olarak kumpasın gerekçesi yapılan insanlar beraat etti, dava düştü. İfadelerin çarpıtıldığı ortaya çıktı.
“Suruç’ta, Ankara’da, Diyarbakır’da barış isteyen bu ülkenin aydınlık yüzü yüzlerce insan katledilerek IŞİD eliyle Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamları gerçekleştirildi.
“90’lı yıllardaki köy yakmalarının yerini kent ablukaları aldı, beyaz Torosların yerine tanklar halkın üzerine sürüldü. Hükümet kendi vatandaşlarını savaş araçlarıyla bombaladı, yerleşim alanları yerle bir edildi.
“Sur’da olduğu gibi tarihi mekanlar tahrip edildi, rant alanlarına dönüştürüldü. Darbe mekaniği harekete geçirilerek önce 15 Temmuz darbe girişimi ardından OHAL darbesi gerçekleştirildi.
“Binlerce insan işinden aşından edildi. Onbinlerce muhalif tutuklandı. 4 Kasım’da ve sonrasında sistematik olarak halk iradesine karşı darbe gerçekleştirildi. Emekçiler, işçiler bu ülkenin üretenleri ekmeğe muhtaç hale getirildi.
“24 Temmuz’da Kürtlere karşı ilan edilen ancak bütün topluma karşı yürütülen savaş politikaları AKP’nin varlık sebebi haline geldi. İktidar bugün Suriye’de, Libya’da, Irak’ta savaş politikalarıyla, Akdeniz’de gerginlik ve gerilim siyasetiyle, Ermenistan ve Azerbaycan geriliminde tarafgirliği ile ayakta kalmaya çalışıyor.
“24 Temmuz 2015 sadece savaşın başlangıcı değil, aynı zamanda iktidarın çözümsüzlükteki ısrarının, yalan dolan oyalamalarının ve toplum düşmanlığının tarihidir.
“Kadından yana tavır aldık”
Son dönemdeki kadın cinayetleri ve erkek şiddetine de değinen Günay şunları söyledi:
“Mücadelesinin merkezinde kadın özgürlüğü ve eşitliği yer alan ve yüz binlerce kadının emeğini kadın kazanımlarına dönüştüren bir kadın partisi olarak HDP’nin bu vakalarla gündeme gelmiş olması üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir konudur.
“Bu vakaları HDP’yi yıpratmak amacıyla kullanan iktidar ve yandaş medyanın Kadın Meclisi üyelerimize ilişkin ileri sürdüğü iddiaların hiçbiri doğru değildir. Kadın Meclisimizin üyeleri olarak parti içinde kadına yönelik her türlü eril yaklaşıma ve kadın karşısında işlenen suçlara karşı kararlıca durduk, durmaya devam edeceğiz.
“İddia edildiği gibi hiçbir olayın üzerini örtmek gibi bir girişimimiz asla söz konusu olmadı. Tuma Çelik meselesi bize intikal ettiği andan itibaren kadın beyanını esas aldık. Kadından yana tavır alıp, beyanları doğrultusunda araştırma yapmaya başladık ve araştırmanın selameti için adı geçen vekilin parti adına faaliyetlerini Mardin’de durdurduk.
“Olayın cinsel saldırı şeklinde yargıya intikal ettiği an, Kadın Meclisimizin başvurusu üzerine Tuma Çelik partimizin disiplin kuruluna sevk edilmiştir. Disiplin kurulumuz Çelik’i ihraç etmiştir.
“Kadına karşı suç işleyen veya kadına yanlış yaklaşan hiçbir erkek HDP’de siyaset yapamaz ve duramaz.” (AS)