HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp Sur’da evlerin bodrumuna sığınanlarla telefon görüşmesi yaptı. Yaptığı görüşmelerin kaydını basınla paylaşan Yiğitalp, “200’e yakın insanın orda olduğuna dair net bilgiye ulaştık” derken, ailelerin akıbetinin Cizre’dekilere benzemesinden endişeli olduğunu dile getirdi. Basın toplantısı İMC TV'den yayınlandı
Ses kaydında konuşan Seniha Sürer, "Burada evlerin hepsi yıkılmış, binalar yıkılmış, kalacak hiçbir yer kalmamış, biz bir bodrumdayız. Burada çocuklar var, bebekler var, yaralılar var. Çocuk bezi ile kanlarını durduruyoruz. Enkaz altında da var" dedi.
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasağı 82 gündür devam ediyor. ü
Silah ve patlama seslerinin geldiği ve sık sık görüşmelerin kesildiği telefon görüşmelerinde Seniha Sürer,beraberindekilerin isimlerini ve yaşlarını verdi:
"Şimdi 15 kadın var, yaralı var, çok kadın yaralıdır, kadınlar erkeklerden daha çok. Bizim yanımızda olan şu anda 7 çocuk var. Bir dakika, vereyim mi isimlerini?
"Elif Su Aslan 4 aylık, Özgür Aslan 3 yaşında, Muaz Aslan 4 yaşında, Rojda Aslan 7 yaşında, Gülistan Aslan 11 yaşında, Beritan Tosun 2 yaşında, Şerif Tosun 10 yaşında. Bunlar burada olan çocuklardır. Farklı yerlerde de çocuklar var, ama soyisimlerini bilmiyorum. Onların isimleri, biri Veli 9-10 yaşlarındadır, biri Ruken 4-5 yaşlarındadır, biri Berfin o da 4-5 yaşlarındadır ama onlar bizden uzaktadırlar, bir arka mahallededirler. Onlardan bir haberimizde yoktur.
"Biz bir bodrumdayız"
"Burada toplam 30-35 kişi var. Çoğunluk kadındır. Bize yaptıkları daha hiçbir yerde olmamıştır. Burada evler hepsi yıkılmış, binalar yıkılmış, kalacak hiçbir yer kalmamış, biz bir bodrumdayız.
"Tamam, burada çocuklar var, bebekler var, vallahi yaralılar var. Biz o yaralılara çocuk bezi ile kanlarını durduruyoruz. Tamam, yani bize yaptıkları daha hiçbir yerde olmamış. Başka yerlerde de var, enkaz altında da var.
"Günde 20 havan topu geliyor"
"Birbirimizi görmüyoruz, tamam biz başımızı kaldığımız yerden çıkartamıyoruz. Günde en az vallahi 20 havan topu geliyor bize, yani hiç kimsenin kimseden haberi yok. Yani perişan bir haldeyiz. Siz niye bir şey yapmıyorsunuz? Niye bir yere başvurmuyorsunuz? Böyle adalet mi olur? Böyle devlet mi olur?".