“Ev işyerlerinin özel niteliği, ev işçilerinin 4857 sayılı yasada işçi sayılmamaları, ev işverenlerinin sigorta yapma prosedürünün ve prim yükünün ağırlığı sebebiyle bu sorumluluklarından kaçınması gibi birçok sebeple ev işçilerinin çok büyük kısmı sigortasız çalıştırılmaktadır.
“Sigortası yapılmış olanlarda çoğu zaman yaptıkları iş ve işyeriyle ilgisi olmayan şirket veya işyerlerinden sigortalanmaktadır.
“Tüm bu sorunların çözümü için meclise sunulan ve 5510 Sayılı Kanun’da değişiklik yapan 6552 Sayılı Kanun’un ilgili maddeleriyle getirilen düzenleme ev işçilerinin yukarıda tarif edilen hukuki statülerini ilerletmek yerine daha da geriye götürmüştür.”
Bu sözler, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay’a ait. Kemalbay, bir milyondan fazla ev işçisinin yasal haklarının sağlanması için meclise kanun teklifi önerisi sundu.
"Ev işçileri arasında ayrım yapılıyor"
Kemalbay, önerisinde şunları belirtti:
“Ev işçilerinin 4857 Sayılı İş Kanunu’nda ‘işçi sayılmayanlar’ başlığında istisna tutulmalarından kaynaklı yaşadıkları eşitsizlik, ev işçileri ile diğer işçiler arasında ayrım yarattığı gibi, 6552 Sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ev işçilerinin kendi aralarında ayrım yaratmaktadır ve her türlü kötü kullanıma açık bir düzenlemedir.
“Bu teklif ile; ülkemizde kayıt dışı koşullarda yaşayan bir milyondan fazla ev işçisini yasal haklarına kavuşturacak, işçiler arasında çalışma barışını bozan ve suiistimallere açık bir açık eşitsizlik giderilecek ve ‘kayıt dışı ile mücadele programı’ bakımından somut ve ülke, kurum menfaatlerine uygun bir düzenleme önerilmektedir.”
Mevcut düzenleme ne söylüyor?
“5510 Sayılı Kanuna tabi çalışmada 1 gün dahi bir işverene bağlı olarak çalışılan gün sigortalılık süresinden sayılır ve 5510 Sayılı Kanun’un ‘Sigortalı sayılanlar’ başlıklı 4. Maddesi, (a) bendinde ‘Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar’ kapsamında sigorta primleri ödenmek zorundadır.
5510 Sayılı Kanun gerekse Yargıtay ilke kararlarıyla oluşan mevzuatta ‘sürekli olarak, belli periyotlarla aynı evde hizmet verdiğini ispat eden işçiler 5510 Sayılı Kanun’un “Sigortalı sayılanlar” başlıklı 4. Maddesi, (a) bendinde “Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar’ kapsamına girmektedir.”
Kemalbay nelerin değiştirilmesini istiyor?
Kemalbay, Meclis'e sunduğu kanun teklifinde şunları belirtiyor:
"Yüzlerce ev işçisi iş mahkemelerinde hizmet tespit davalarıyla da Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmeyen çalışmaları ve ödenmeyen primlerini kazanmakta ve 5510 kapsamında ‘Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar’ arasında hak ettiği yeri edinmektedir.
"10.09.2014 tarihinde kabul edilen 6552 Sayılı Kanun’un 55. Maddesinin gerekçesinde belirtildiği gibi bu yasayla beraber, ev işçilerinin gerek 10 günden az çalışmaları gerekse 10 günden fazla çalışmaları 5510 Sayılı Kanun’un 4 a maddesi kapsamında sayılmıştır.
"Ancak 10.09.2014 tarihinde kabul edilen 6552 Sayılı Kanun’un 55. Maddesiyle 5510 Sayılı Kanun’a eklenen (EK MADDE 9) düzenleme ev işçilerinin bu hukuki statüsüne 10 gün ayrımı getirmiştir. Bu düzenlemeye göre 1 ay içerisinde aynı veya farklı işverenler nezdinde 10 günden daha az süreyle çalışan ev işçileri çalıştıkları günlere ait sadece iş kazası ve meslek hastalığı primi güvencesi kazanabilecektir. Yaşlılık primi ve diğer kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından ev işverenleri sorumlu olmayacaktır.
"Bu düzenlemenin kısa özeti; ev işçileri 10 günden az çalıştırılacak veya 10 gün az çalışan gösterilecek ve sadece %2 iş kazası primi ödenerek çalıştırılabilecektir.
"Ancak bu düzenleme ev işçilerinin 4857 sayılı iş kanununda “işçi sayılmayanlar” başlığında istisna tutulmalarından kaynaklı yaşadıkları eşitsizliği arttırmakta ve zaten verili olan haklarından mahrum kalmalarına neden olmaktadır.
"5510 Sayılı Yasaya göre 1 gün bile bir işverene bağlı olarak çalışan ev işçisi uzun veya kısa vadeli tüm sigorta kollarından yararlanmaktayken 6552 Sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile 10 günden az çalışan ev işçilerinin bu hakları elinden alınmaktadır.
"Anayasa’nın 10, 18, 49, 55, ve 60. Maddelerine [ Madde 10: Kanun önünde eşitlik hakkı, Madde 18: Zorla çalıştırma yasağı, Madde 49: Çalışma hakkı ve ödevi, Madde 55: Ücrette adalet sağlanması, Madde 60: Sosyal güvenlik hakkı] aykırı olarak yapılan bu düzenleme ile ev işçileri sosyal güvenceden mahrum bırakılmakta ve kölece çalışma koşullarına mahkum edilmektedir."
EK MADDE 9- (Ek: 10/9/2014 - 6552/55 md. ve eklemelerle yürürlük tarihi 27.03.2018) " Ev hizmetlerinde bir veya birden fazla gerçek kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 günden az olanlar için ise, çalıştırıldıkları süreyle orantılı olarak çalıştıranlarca 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının %2'si oranında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası primi ödenir. Bu şekilde çalışanların sigortalılık tescili, çalışan ve çalıştıran imzalarını da ihtiva eden ve en geç çalışmanın geçtiği ayın sonuna kadar Kuruma verilmesi gereken örneği Kurumca hazırlanacak belgenin Kuruma verilmesi ile sağlanır. Sigortalılık başlangıcında bu belge üzerinde çalışma başlangıcına dair kayıtlı en eski tarih esas alınır. Bunlar hakkında hastalık sigortası hükümleri uygulanmaz. Bu fıkra kapsamına girenler, adlarına ödenen priminin ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar aynı kazancın otuz katının %32,5 oranında prim ödeyebilir. Bunun %20'si malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları, %12,5'i genel sağlık sigortası primidir. Bu süre içinde ödenmeyen primin ödenme hakkı düşer. Ödenen primler 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık sayılır. |
(EMK)