Fotoğraf: HDP Basın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, düzenlediği basın toplantısında güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Kadın yoksulluğu artıyor"
Başaran özetle şunları söyledi:
“Korona Virüsün ortaya çıkmasıyla birlikte iktidar cephesinden bir takım önlemler alındığı ifade edildi. Maalesef bu önlemler toplum gerçekliğini yok sayan sadece bir kesimi önceleyen önlemlerdir. Özellikle kadınlar açısından büyük bir risk oluşturabilecek bir telkinden başka herhangi bir biçimde toplumun ihtiyaçlarını giderecek tedbirlerin alınmadığını görüyoruz. İktidar sürekli evlerde kalın çağrıları yaptı.
“Bununla beraber evde kalın çağrılarıyla toplumun en yoksul olan kesimi kadın yoksulluğunun arttığını görüyoruz. Çünkü kadınlar olağan koşullarda bile güvencesiz bir biçimde çalışıyordu ve bu süreçte birçok kadın ücretsiz izne ayrılmak zorunda kaldı ya da işlerinden çıkarıldı.
"Dolayısıyla bu da kadınların ekonomik olarak kendilerine yetmeyecek durumda olmaları söz konusu olduğundan ev içi şiddet söz konusu olunca buna katlanmak zorunda kalmalarını getiriyor. Maalesef dünyanın birçok yerinde de bu ekonomik sorunlardan kadınların çokça şiddete maruz kaldığını görüyoruz.
‘Şiddet gören kadınlar sığınma evlerine neden kabul edilmiyor?’
“Bu süreç içinde Türkiye’de kadınlarla ilgili nasıl bir önlem alınmış ya da kadınların şiddete uğradığı durumda başvurabilecekleri mekanizmaların nasıl işlediği konusunda arkadaşlarımız mini bir araştırma yapmış. Sayın Filiz Kerestecioğlu vekilimiz. Birçok kurumla görüşmeler yapmışlar. 183 şiddet hattından Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi ŞÖNİM’lere kadar birçok kurumla görüşmeler yapmışlar.
“Bu görüşmelerin sonucunda sığınaklara mevcut durumda yalnızca çok yüksek can güvenliği riski olan kadınların alındığı ortaya çıkmış. Bu kriterler de maalesef şeffaf olmadığı için kadınlar sığınma evlerine giderken hangi koşullarda gidebileceklerini bilmedikleri için sığınma evleri konusunda büyük bir problem yaşandığını görüyoruz.
“Yine şiddet hatlarına başvurduklarında yetkililerin aslında bu konuda tecrübeli insanlardan oluşmadığı görüldüğünden de kadınlar bu hatlara başvurma konusunda da büyük problem yaşıyorlar. Yine sığınma evlerine gitmek için darp raporu ve korona testi istendiği için bunlar polis aracılığı ile yapılıyor. Kadınlar bu yollara başvurma konusunda tedirginlik yaşıyor.
‘Toplumun öncüsü kadınlar cezaevinde’
“Son bir mesele de bildiğiniz gibi arkadaşlar bu salgının ortaya çıkması ile beraber büyük risk alanı olan yerlerden biri de cezaevleridir. Şu anda dünyanın birçok yerinde salgının ortaya çıkması ile beraber cezaevleri birinci derece risk alanı olarak kabul edilip boşaltıldı. Bunlardan bir tanesi İran’dı; totaliter bir rejim olarak kabul edilen İran'da bile aralarında siyasi tutsaklar da olmak üzere binlerce mahpus ve tutsak serbest bırakıldı.
“Ama maalesef Türkiye'de son günlerde özellikle infaz tartışması yapılırken yine ayrımcı bir bakış açısıyla kadına yönelik şiddet uygulayan, kadın cinayetlerini işleyen failler, tecavüz failleri, taciz failleriyle ilgili bir düzenleme yapılırken bunların serbest bırakılması, infaz indiriminden yararlanması tartışılırken maalesef aslında düşüncelerini ifade ettikleri için, kadın mücadelesi yürüttükleri için bu toplumun öncüsü oldukları için cezaevinde olan binlerce kadın bugünlerde tartışılmayan bir mesele haline geliyor. Figen Yüksekdağ’dan Sebahat “Tuncel’e, Gültan Kışanak’tan Sara Kayalara bütün arkadaşlarımızın da derhal serbest bırakılması gerekiyor.
‘Cezaevlerinin kapılarını derhal açın’
“İktidarın en kısa zamanda herhangi bir risk ortaya çıkmadan; başta hasta tutsaklar, 65 yaş üstü risk grupları ve yine çocuklarıyla beraber cezaevlerindeki kadınlar olmak üzere büyük bir felaketle karşı karşıya kalınmadan bütün cezaevlerinin kapılarını derhal açması gerektiğini buradan bir kez daha ifade ediyoruz.” (EMK)