Fotoğraf:HDP Genel Merkez
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Meclis'te TSK’nin Suriye'nin kuzeyine yönelik başlattığı operasyona ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
Başaran’ın konuşması özetle şöyle:
“Bu Türkiye halklarının savaşı değildir. Bu Türkiye halklarının geleceğine katkı sağlayacak bir savaş ya da işgal değildir. Bu, iktidarın kendini devam ettirme, iktidarını sağlamlaştırma, milliyetçi oyları konsolide ederek kendini bir süre daha var etme savaşıdır.
“Mesele sınırı korumak değil”
“İktidar bu işgal kararını aldığı zaman birkaç şeye değinmişti. Bunlardan biri sınır güvenliğini korumaktı. Rojava’nın, Kuzey Suriye’nin DAİŞ çetelerinden temizlenmesinden bugüne sınırın ötesinden bu yöne bir çakıl taşı bile gelmemiştir.
“Yani iktidarın iddia ettiği gibi bugüne kadar Türkiye’ye dönük herhangi bir saldırı olmamıştır. Burada mesele sınır güvenliğini korumak değildir. Burada mesele Hafız Esad’ın gerçekleştiremediği, Türkiye’nin de Kürt alerjisi üzerine kurguladığı bir Selefi, çeteci IŞİD kemeri oluşturma hayalidir.
“Mültecilere koz olarak bakılıyor”
“İktidar mültecileri iki şekilde kullanıyor. Birincisi AB'ye kendi işgal yaklaşımını, savaş siyasetini Kürt karşıtı siyasetini kabul ettirebilmek ve Türkiye’deki antidemokratik yaklaşımların üstünü örtmek için mültecileri koz olarak kullanıyor.
“O "terörden temizleyeceğiz" dedikleri yerlerde insanlar yaşıyor. Kürtler, Ezidiler, Ermeniler, Araplar, Hristiyanlar, Keldaniler, Türkmenler yaşıyor. Yani oradaki var olan halkları kendi yerlerinden ederek oraya buradaki mültecileri ya da belki de Türkiye’de besledikleri IŞİD çetelerini yerleştirme projesini hayata geçirmek istiyor.
“Yargıyı sopa olarak kullanıyorlar”
“Bu savaş ortaya çıkarken savaşın özellikle yaşam alanlarında olacağı, burada da sivillerin yaşamını yitireceği uyarısını iktidar çokça yapmıştık. Dün Nusaybin’de 3, Akçakale’de 4 olmak üzere 7 vatandaşımız yaşamını yitirdi. Bunlardan biri de Suriyeli bir mülteciydi. Yani ülkesindeki savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen ama burada da bu savaşın sonucu yaşamını yitiren bir çocuktu.
“İktidar, yargı paketi görüşülürken, ifade özgürlüklerini kullananlara yargıyı bir sopa olarak kullanıyor. Jinnews muhabiri Beritan Canözer, Diken'in sorumlu yazı işleri müdürü Fatih Gökhan Diler, Birgün internet sorumlusu Hakan Demir ve bununla beraber onlarca kişi gözaltına alındı. EGM’nin yaptığı açıklamaya göre 78 ama biz biliyoruz ki sayı çok daha fazla, birçok insana soruşturma başlatıldı.
“Eş başkanlarımıza jet soruşturma başlattılar”
“HDK, DTK ve HDP eş başkanlarımız hakkında jet hızıyla soruşturma başlatıldı. Bu soruşturmaların gerekçeleri de örgüt propagandası yapma, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme. Barış savunuculuğu, barış propagandası suç olamaz. Uluslararası kanunlarda da suç olan aslında bütün TV kanallarında günün 24 saati canlı yayınlarda yapılan savaş propagandası.
“İktidarın görevi siviller yaşamını yitirdikten sonra cenaze törenine katılmak değildir. İktidarın görevi barış ortamını tesis etmektir. İktidarın görevi bir Kürt alerjisi ile Kürt düşmanı siyasetiyle ülkeyi savaş alanına çevirmek değildir. İktidarların görevi çözüm bulmaktır. Barış ve demokrasi ortamını sağlamaktır.
“90’ın üzerinde gözaltı var”
“Bir partiyi doğruları söylediği için hedef göstermek değildir, cezaevleriyle terbiye etmeye çalışmak değildir. Bugün partimizde, işgal girişimi başlamadan önce Urfa ve Mardin başta olmak üzere, yani sınır hatları başta olmak üzere parti yöneticilerimiz, DTK delegeleri operasyonlarla gözaltına alınmış elimizdeki rakamlara göre 90’ın üzerinde gözaltı vardır.
“Türkiye’de barıştan, özgürlükten yana olanlara, demokrasiyi ve ortak yaşamı savunanlara sesleniyoruz: Her barış sözcüğü iktidarın daha fazla geri adım atmasına, yaptığından pişman olmasına sebep olacaktır." (RT)