Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven'in, Diyarbakır İl Eş Başkanı Hülya Alökmen Uyanık ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkan Yardımcısı Fethiye Ok Çiçek'in de aralarında bulunduğu dokuz kadın tutuklu hakkında "Kürtçe şarkı söyledikleri" için cezaevi yönetimince başlatılan soruşturmaya ve Kürtçeye yönelik baskılara ilişkin açıklama yayımladı.
HDP Dil, Kültür, Sanat, Spor ve Eğitim Politikaları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Salim Kaplan'ın imzasıyla yapılan açıklama özetle şöyle:
"İktidara geldiği günden beri Kürt diline ve kültürüne karşı ayırımcı, ötekileştirici yaklaşımını sürdüren ve dönemin ruhuna bağlı olarak esnek yaklaşımlar gösteren mevcut iktidar, son yıllarda Kürt diline karşı düşmanca bir tutum sergilemektedir.
Özellikle kayyımlar eliyle kültür kırımına girişen hükümet, Kürt dil ve kültür kurumlarının neredeyse tümünü kapatmış ve Kürt dilini kamusal alandan tamamıyla dışlamaya çalışmıştır. Kürtçe sokak ve park isimlerini değiştiren, Kürt basın kuruluşlarına davalar açan ve yoğun bir asimilasyon pratiği sergileyen iktidarın, son dönemlerdeki uygulamaları tam bir faşist rejim gerçekliğine dönüşmüştür.
Dünden bugüne
"1960'larda Kürtçe konuşana para cezası yağdıran, Kürtçe ıslık çaldığı için Apê Musa'ya dava açan, 1980'lerde 'Kürtçe Konuş Çok Konuş' kampanyaları düzenleyen zihniyetle bugün Leyla Güven ve yoldaşlarına cezaevinde Kürtçe şarkı söyledikleri için disiplin soruşturması açan zihniyet aynıdır.
"Kürtçe hutbe okuyan imamlara bile hapis cezası veren iktidarın söz konusu yaklaşımı değişmedikçe bu topraklara demokrasi ve özgürlüğün gelmesi olanaksızdır.
"Devlet, bu pratikleriyle Kürt dilini kriminalize ederek tamamıyla ortadan kaldırmak istemektedir. 1990'larda Kürtçe kasetleri toprak altına gömdüren iktidar, bugün Kürt dilini bir suç unsuru haline getirerek insanlığa karşı suç işlemektedir.
Bizler HDP olarak, Kürt halkının kültürüne ve diline yapılmış her türlü saldırıyı bizzat halkın kendisine karşı yapılmış bir saldırı ve bir saygısızlık olarak görüyoruz.
"Dili özgürleşmemiş bir toplumun kendisi asla özgürleşemez gerçeğinden hareketle, Kürt dili ve kültürü üzerindeki her türlü baskıcı ve ayırımcı tutumun derhal sonlandırılması ve Kürt dili başta olmak üzere bu topraklarda kaybolma riski ile yüz yüze kalmış bütün dillerin özgürce yaşatılması ve geliştirilmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz."
Ne olmuştu?
Elazığ Ceza İnfaz Müdürlüğü, eski HDP Hakkari Milletvekilimiz ve DTK Eş Başkanı Leyla Güven, HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Hülya Alökmen Uyanık ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkan Yardımcısı Fethiye Ok Çiçek'in de aralarında bulunduğu dokuz kadın tutuklu hakkında disiplin soruşturması başlatmıştı. Soruşturma tutanağında, "Anlaşılmayan bir dilde sözlü halay çektiler", "Anlaşılmayan dilde marş okudular" ifadelerine yer verildiği belirilmişti.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tuncer Bakırhan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş'ın Elazığ'daki halk buluşmasında çalınan bir şarkı nedeniyle park 30 gün süreyle mühürlenmişti.
(DŞ)