*Kadın Cinayetleri ve İstanbul Sözleşmesi için yapılan ve anayasal hak olan sokak etkinliklerine İzmir valisi ve polisi hangi hakla engel olmaktadır?
*Erkek egemenliğini, önlenmeyen kadına yönelen erkek şiddetini, tacizi, tecavüzü ve kadın cinayetlerini protesto eden, demokratik gösteri hakkını barışçıl yollardan kullanan İzmirli kadınlara müdahale emrini kim vermiştir?
*Kolluk güçlerini eğitmek ve evrensel hukuka ve insan hakları normlarına her koşulda kayıtsız şartsız uymasını sağlama görevi ve yükümlülüğü kimin sorumluluğudur? Bu görevi/sorumluluğu yerine getirmeyenler anayasal haklarını kullanan İzmir’li kadınlara sokakta şiddet uygulanmasından, işkence yapılmasından, tacize uğramalarından sorumlu olanlar hukuk önünde hesap verecek midir?
Sorular bu kez HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay- Pekgözegü’den.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması talebiyle verdiği soru önergesinde İzmir’deki polis şiddetini Meclis’e taşıyan Kemalbay- Pekgözegü, sorumluların yargılanmasını istedi.
"Kadınlara insanlık dışı işkence"
Önergede şöyle denildi:
Muğla’da vahşice katledilen Pınar Gültekin cinayetini ve 05.08.2020 tarihinde “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır, Vazgeçmiyoruz” diyen kadınlar tarafından vekili olduğum İzmir’de de düzenlenen protesto eyleminde İzmir Emniyet amirleri başta olmak üzere emniyet güçleri tarafından kadınlara hukuksuz müdahale edilmiş, erkek polisler tarafından meydan dayağı atılmış, kadınlar kadın polisler eliyle saçlarından sürüklenmiş, tekme atılmış nefret söylemleri eşliğinde işkenceye, şiddete maruz kalmışlardır.”
Ne olmuştu?
İstanbul Sözleşmesi'nin hedefe konulmasının ardından Türkiye'nin bir çok noktasında olduğu gibi İzmir'de de kadınlar sokağa çıktı. Alsancak'taki ÖSYM önünde toplanan kadınlara polis engel olmuş, kadınlar durumu protesto etti.
Eyleme müdahale eden polis darp ederek 16 kadını gözaltına almıştı. Kadınların Emniyet'teki işlemlerinin ardından serbest bırakılmıştı. (EMK)