HDP’den Pandemide Kadın Raporu: Yoksulluk ve şiddet arttı
“Pandemi Döneminde Kadın Raporu”nu açıklayan HDP Kadın Meclisi, pandemi sürecinde toplumsal eşitsizliğin kadınlar açısından daha da derinleştiğini vurguladı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar- Başaran, Meclis’te düzenlediği basın toplantısıyla pandemi sürecinin kadınlara dönük etkisini içeren “Pandemi Döneminde Kadın Raporu”nu açıkladı.
Basın toplantısına, HDP’nin kadın milletvekilleri de katıldı.Acar- Başaran, raporu açıklamadan önce HDP Diyarbakır İl Örgütü ve Yenişehir İlçe Örgütü’ne yapılan polis baskınına tepki gösterdi.
"Kadınlar şiddetten korunmadı"
Erkek şiddeti: Karantina dönemi, birçok kadın için ev içi şiddet riskinin artması ve şiddete uğradığında kadınların alabileceği desteklerin kısıtlanmasına yol açtı. Sadece 1 Nisan-30 Eylül arasında en az 140 kadın erkekler tarafından katledildi. İktidar ise bu riski önlemek için neredeyse hiçbir acil durum planlaması yapmazken, başka birçok uygulama ve tartışmayla kadınlar için çok daha güvensiz bir ortam oluşturdu. Kadınlar, şiddete maruz kaldıklarında ana dillerinde hizmet sunulmadığı için başvuru mekanizmalarından yararlanamadı.
Kadın yoksulluğu: Pandemi döneminin pek çok kadın yoksulaştı. Çünkü cinsiyetçi kapitalist işgücü piyasasında kadınlar zaten çoğunlukla ilk gözden çıkarılanlar oldu. Kovid-19 etkisiyle revize geniş tanımlı kadın işsizlik oranı yüzde 45,3 (5 milyon 219 bin). Aynı metodolojiyle işsizlik oranı genel olarak yüzde 39,4 olduğu düşünüldüğünde pandemiden kadınların daha fazla etkilendiği görülmektedir.
KOD-29: Pandemi döneminde işten çıkarma yasağının istisnası olan Kod 29, kadınların ekonomik özgürlüğünü sabote etmek için kullanılmaktadır. Kod 29, yani ‘ahlaksız davranış gerekçesi’ ile işten çıkarılma, kadınları tazminat ve işsizlik ödeneği haklarından mahrum bırakmakla kalmayıp bu kodu alan kişinin yeniden güvenceli bir iş bulmasını zorlaştırmaktadır.
Göçmen kadınlar: Göçmen ve mültecilerin yoksulluk, işsizlik, güvencesizlik, sağlık hakkına erişememe gibi sorunları salgınla birlikte tümüyle çözümsüz bir hal aldı. Bir yandan çoğunluğunu göçmen kadınların oluşturduğu iş alanları da mevcut. Ev içi bakım hizmetleri ve mevsimlik tarım işçiliği alanlarında göçmenler çoğunlukta. Haliyle ev içi hizmet konusunda pandemi koşulları dışında dahi var olan problemler, Kovid-19 salgınının yayılmasıyla daha da ciddileşti.
"Kayyımlar 'kadınlara başınızın çaresine bakın' dedi"
Kayyım: İktidar, geçen 7 ayda önceliklerini açık bir şekilde ortaya koyarak kadınlar için hiçbir politikası olmadığını gösterdi. Dahası mevcut hizmetleri sınırlayarak, kadın özgürlükçü bir perspektifle yönetilen belediyelerimize kayyım atayarak, kadınlara açıkça kendi başınızın çaresine bakın dedi.
Bu süreç içerisinde Hêvî Kadın Atölyesi ve Selis Kadın Dayanışma Merkezi’nin bağlı olduğu Batman Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü’ne bir erkek müdür atandı. Kayyum atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerine bağlı kadın sığınma evlerinde, salgın tedbirleri kapsamında personel evlere gönderildi ve kurumun doluluk oranı gerekçe gösterilerek başvurular durduruldu.
Çözüm önerileri
Raporda, erkek şiddetine karşı öncelikle atılması gereken adımlar, şöyle sıralandı:
* İktidar tarafından tartışmaya açılan ancak kadına yönelik şiddete karşı uluslararası bir sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi amasız, fakatsız uygulanmalıdır.
* Kadın özgürlükçü bir perspektifle yönetilen belediyelerimize yönelik kayyım politikalarına son verilmeli.
* Kadına yönelik şiddetle mücadelede kapasite geliştirmek üzere ciddi kamu bütçesinden kapsamlı bir kaynak ayrılmalı. Bu kaynak kadına yönelik şiddetle mücadele birimlerinin kapasitesini artırmak üzere harcanmalı.
* Kadınların başvurabileceği, karakol, ŞÖNİM, adliyeler, adli yardım büroları, kaymakamlıklar, Sosyal Hizmet Merkezleri gibi birimlerinin eşgüdümlü çalışmasını sağlamak için her ilde kadına yönelik şiddet kriz koordinasyon masaları kurulmalı.
* Kolluğundan savcısına, sosyal hizmet uzmanından psikoloğuna, hakimine ilgili tüm çalışanlara gerek normal dönemlerde gerek kriz anlarında kadınlara nasıl destek sunması gerektiği konusunda yeniden cinsiyet eşitlikçi bir perspektifle eğitimler verilmeli.
* Sadece kadına yönelik şiddet konusunda 7/24, ücretsiz ve çok dilli hizmet verecek uzmanlaşmış bir acil destek hattı açılmalı.
* Sığınak ve acil barınma ihtiyaçları için kapasiteler artırılmalı; bu mekanlarda salgına ilişkin sağlık önlemleri alınırken kadınları mağdur etmeyecek yeni düzenlemeler yapılmalı. Örneğin koğuş sistemi yerine oda sistemine geçilmeli, ortak kullanım alanlarının sayısı artırılmalı, kadınlara hastane mahkeme gibi toplu alanlara erişimde araç tahsis edilmeli. (EMK)