Haberin Kürtçesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kürt sorunun çözümüne yönelik deklarasyonunu paylaştı.
Diyarbakır’da gerçekleşen basın toplantısında deklarasyonun Türkçe'sini HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Kürtçe'sini milletvekili Feleknas Uca okudu.
Deklarasyonda HDP’nin Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözümü konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğu belirtildi.
“Türkiye’nin demokratikleşmesi Kürt sorununun çözülmesinden geçmektedir. Türkiye halklarının huzura, güvene ve refaha kavuşmaya ihtiyacı vardır. Bunun yegane yolu Kürt sorununda kalıcı barışı sağlamaktır. Barış, sadece çatışmaların, ölümlerin ve acıların olmaması değil, aynı zamanda erdeme, iyiliğe, bir arada yaşama doğru atılan en büyük adım olacaktır.”
Deklarasyonda demokratik anayasa, OHAL'in kaldırılması, anadilinde eğitim, hasta mahpusların tahliyesi, koruculuğun kaldırılması, Hakikat Komisyonları kurulması gibi vaatler öne çıktı.
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı
* Yerel ve yerinden yönetim talebi bu anlamda sorunu çözecek temel ve başat taleplerden biridir. Bu model dünyanın değişik yerlerinde uygulanan, merkezileşmeyi ve tekleşmeyi önleyen demokratik bir modeldir. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı da bu ihtiyaçtan ortaya çıkmıştır. Partimiz Türkiye’nin 1992 yılında imzaladığı bu şartın çekincelerini de ortadan kaldırılarak hayata geçirilmesini savunmaktadır. HDP programında bu durum açık ve net bir biçimde yer almaktadır. Bunun gerçekleşmesi için ise tekçi, inkarcı anayasanın değişmesi birinci önceliktir.
Demokratik anayasa
* HDP döneminde, özgürlükçü laikliğin, çoğulculuğun, kuvvetler ayrımının merkeze alındığı, çok dilli, çok inançlı, eşit yurttaşlık temelli demokratik anayasa, ülkedeki tüm toplumsal grupların katılımı ile hazırlanacaktır.
OHAL
* OHAL kaldırılacak ve OHAL’e dayanılarak kayyum atanan belediye eş başkanları derhal görevlerine iade edilecektir. OHAL ve KHK’lerle bölgede kapatılan pek çok sivil toplum örgütü ve anadilde yayın yapan medya organları yeniden açılacak ve tüm mal varlıkları iade edilecektir.
Yargı
* Yargıda da eşit ve adil yargılanma için alınacak önlemlerin yanısıra herkesin anadilinde hizmet alabileceği yargı koşulları oluşturulacak, mahkemelerdeki tercümanların parasının yargılananlar tarafından ödenmesi uygulamasına son verilecektir.
* Hasta mahpusların derhal serbest bırakılmasını sağlanacaktır. Mahpusların dışarıda tedavi edilebilmeleri için tam teşekküllü devlet hastanelerinden alınacak raporlar yeterli görülecektir.
* Cezaevlerinde haksız yere tutuklu olan gazeteciler, kadınlar, siyasetçiler, öğrenciler TCK’da yapılacak adil düzenlemeler ile özgürlüğüne kavuşacaktır.
* Başta Abdullah Öcalan’ın kaldığı İmralı cezaevi olmak üzere cezaevlerindeki tecrit uygulamalarına son verilerek cezaevi idarelerine verilen “infaz yakma” yetkisi kaldırılacaktır.
Geçmiş ve hakikatlerle yüzleşme
* Geçmişi ile yüzleşmeyen toplumlar bugünlerini anlayamaz ve geleceklerini kuramazlar. Barış içinde yaşamanın şartlarından biri geçmişle yüzleşme ve hakikat arayışıdır. Bunun için tarihte Kürtlerin de arasında olduğu halklara ve inançlara karşı yapılan soykırım ve katliamlar karşısında, bu halklardan devlet adına özür dilenmesi için gerekli çalışmalar yapılacaktır.
* Yaşanan soykırımlar, tehcir, katliamlar, infazlar, kayıplar ve benzeri uygulamaların araştırılması ve hakikatlerin ortaya çıkarılması amacıyla “Hakikat Komisyonları” kurulacaktır.
Sokağa çıkma yasakları
* Bugüne kadar zorla yerinden edilmeler nedeniyle devlet veya korucular tarafından el konulan tüm mülkler sahiplerine iade edilecektir.
* 2015 yılında başlayan sokağa çıkma yasakları adı altındaki ablukalarda, yerinden edilenlerin tüm zararı tazmin edilecek, yıkılan kentler aslına uygun olarak yeniden inşa edilecektir.
Mayınlar, koruculuk, köye dönüş
* Mayınların ve savaş atıklarının temizlenmesi, mayınlı arazilerin tarımsal üretim yapmak üzere kullanıma açılması sağlanacaktır. Sınır barajları ve HES projelerine son verilecektir.
* Kentten köye geri dönüşü teşvik edilecek, dönüş yapanların üretime katılmaları için maddi destek sunulacaktır.
* Koruculuk sistemi lağvedilecek suça karışan korucular yargılanacaktır. Korucuların sebep oldukları zararlar tazmin edilecektir. Suça bulaşmamış olan korucular ise toplum yararına programlar kapsamında istihdam edilecektir.
Anadili
* Partimiz, ülkenin resmi dilinin yanı sıra, kamusal ve sivil alanda çok dilli eğitim, çok dilli yaşam ve çok dilli kamusal hizmeti esas alır. Eğitimin bütün kademelerinde anadilde eğitim görülecektir.
* Kayyumlar tarafından değiştirilen Kürtçe isimler iade edilecek, sökülen tabelalar, yol lehvaları yerlerine asılacaktır.
Kürt Ulusal Birliği
* Ortadoğu’da statükocu devletler ve güçler, Kürt halkına ve kazanımlarına karşı hiç olmadığı kadar kapsamlı bir saldırı dalgası başlatmıştır. Bu nedenle Kürtlerin ulusal birliğinin sağlaması en acil sorunlarımızdan biridir. HDP, bir yandan Türkiye’nin demokrasi ve özgürlük güçlerinin ittifakı olarak yükselirken, diğer yandan Kürt halkının asimilasyoncu, baskıcı, tekçi yapılara karşı siyasal olarak bir araya gelmesini savunur.
* Kürt Ulusal Birliği, bölgedeki demokratik birliktelik açısından da gerekli ve kaçınılmazdır. Partimiz, Kürt ulusal birliği ile Türkiye demokrasi güçlerinin ortaklığı için çaba gösterir ve bunun için üzerine düşen tüm görevleri yerine getirir.
Çözüm için diyalog
* Dünya deneyimlerinden de ortaya çıktığı gibi, her türlü çatışma süreci ancak diyalog, müzakere ile çözülebilir. HDP fikriyatının toplumda karşılık bulduğu dönem çözüm sürecidir ve HDP çözüm sürecinde yaşanan tıkanıkların ve engellerin bire bir tanığıdır. Meseleye hakimdir ve bunların ortadan kaldırılarak gerçek bir barış sürecinin yaşanmasını esas alır.
* Sorunun tarafları ve muhatapları belidir. Bu sorun ancak muhatapların iradesiyle çözülebilir. Yeni ve suni muhataplar aramak çözümsüzlük politikasında ısrardır. Sorunun çözümünde çatışan güçler meselenin doğal tarafıdır.
* PKK Lideri Abdullah Öcalan, 2013-2015 yılları arasında yürütülen diyalog sürecinde bir aktör olarak sorunu çözebilecek güçlü bir muhatap olduğunu göstermiştir. Üstelik bu dönemde Türkiye toplumu da büyük oranda Öcalan’ın muhataplığını kabul etmiş ve gelen her mesajını ciddiyetle ele alıp değerlendirmiştir.
* Çözüm sürecinin bitirilmesi ve AKP iktidarı tarafından masanın devrilmesi, toplumun karşı çıkmasından değil, iktidarın beklentilerinin karşılanmamasından kaynaklanmıştır.
* Partimiz, siyasi hesaplara kurban edilen bu sürecin, bütün toplumsal dinamikleri dahil ederek yeniden başlatılması için PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen gayri ahlaki ve hiç bir hukuki zemini bulunmayan katı tecrit uygulamasının kaldırılmasının gerekli olduğunu her zaman vurgulamaktadır.
(BK)