Fotoğraf: Twitter
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, baroların “Savunma Yürüyor” yürüyüşüne yapılan engellemeye ilişkin açıklamada bulundu.
Oluç’un Meclis’te düzenlediği basın toplantısından satır başları şöyle:
“Baro başkanlarının Ankara'ya girişi engellendi. 56 baro başkanı Eskişehir yolunda polisin saldırısı ve engellemesiyle karşı karşıya kaldı. Engellenen başkanlar oturma eylemine başladılar.
"Sivil polis Antep Barosu başkanını darp etti"
Türkiye'de baro başkanlarının karşı karşıya kaldıkları durum bu. Polisin engellemesi. Kim bunlar avukatlar, yani hukukun, yargı sisteminin vazgeçilmezi olan savunma hakkını kullanan kişiler bunlar. Ciddi bir saldırı ile karşı karşıya kaldılar. Antep Barosu başkanını bir sivil polis darp etti.
Bu görüntülerin hiçbirisi kabul edilebilir değil. Bakın baro başkanları polisin önünde oturma eylemi yapıyorlar. Yapmak istedikleri şey, bu ülkenin başkentine yürüyerek girmektir. Bu engelleniyor.
"100 bin avukatın iradesi engelleniyor"
Bu engellemenin anlamı şudur: Türkiye'de hukuk devleti yok demektir. Demokrasi, insan hakları yok demektir. Türkiye'de düşünce ve ifade özgürlüğü yok demektir. Türkiye'de toplantı ve gösteri yapma hakkı kullanılamıyor demektir. İşte bu tablo bunu gösteriyor.
Adalet Bakanlığına ve İçişleri Bakanlığına çağrıda bulunuyoruz; baro başkanlarının tamamen barışçıl, anayasal hakları olan, demokratik çerçevede olan bir eylemidir bu. Bu yaptıkları eylemin engellenmesi, durdurulması ve saldırı ile karşı karşıya kalması kabul edilebilir bir durum değildir. 100 bin avukatın iradesidir bu engellenen.
"AKP adalete karşı bir parti haline geldi"
İktidar bugüne kadar hukuka saldırıyordu. Şimdi hukukçulara da saldırmaya başladı. "Savunma susmadı, susmayacak" diyen baro başkanları ve avukatların, savunma hakkını kullananların yanında olduğumuzu söylemek istiyoruz. Şu anda engellenen anayasal haklarıdır. Adında adalet kavramı olan bir parti adalete saldırmaktadır. İktidar partisi, adalete karşı bir parti haline gelmiştir.
Adalet heykelinde ne terazi bıraktınız ne de kılıç. Hiçbir şey bırakmadılar. Bu durum kabul edilebilir değil. İktidar kendisini, uygulamalarını ve düzenleme hazırlıklarını eleştiren herkese karşı tahammülsüz davranmaktadır. Bir baro başkanı, iktidarı eleştirdi diye bütün baroları susturmaya çalışmaktadır. Meslek örgütleri, kendi çalışmaları içinde iktidarı eleştiren hiçbir şey yapmasın istiyorlar.
"TBB başkanı hukuka darbe vurmuştur"
TBB Başkanının şu anda kendi koltuğunu koruması için iktidarın yanında yer alması, baroların taleplerini yerine getirmek yerine iktidar sözcüsü gibi davranması kesinlikle kabul edilebilir bir şey değildir. Türkiye Barolar Birliği Başkanı, bu tutumuyla hukuka, yargıya büyük bir darbe vurmuştur ve bu darbe ile anılacaktır bundan sonra. Bu darbeyle adı yanyana konuşulacaktır." (RT)