Hatay Barosundan Fiili Eşitlik Çağrısı
Komisyon adına açıklamada bulunan Avukat Bedia Öztürk Çiçek, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) gereği, taraf devletlerin hukuki, politik, ekonomik, siyasi ve sosyal ile kamusal alanda her türlü önlemi almayı taahhüt ettiklerini hatırlattı.
"Kadına bakış açısı değişmeli"
Çiçek şu noktalara dikkat çekti:
* Türkiye imza attığı CEDAW anlaşması ile 1985 yılından itibaren yükümlülük altına girdi. Ancak anayasamızda kadın-erkek eşitliğini vurgulayan 41.madde bu haliyle yetersiz.
* 10.maddeye "kadın/erkek eşit haklara sahiptir" ibaresinin eklenmesinin yeterli değil. Bunun yerine "Devlet eşitliğin sağlanması ve korunması için gerekli önlemleri alır" fıkrası eklenmesinin şart.
* Bu yetersiz değişiklik bile bazı milletvekillerince "feminizmin anayasal güvence altına alındığı" şeklinde yorumlandı ve bu nedenle erkeklerin haklarını kaybedeceği şeklinde açıklamalar yapıldı. Bu da bize yasalardaki değişikliklerin yeterli olmadığını; kadına bakış açısının değişmesinin ne derece önemli olduğunu gösteriyor.
"Anlayış, töre cinayetlerine zemin hazırlıyor"
* Devlet bir kadın politikası oluşturup olumlu ayrımcılığı hayata geçirmedikçe kadınların siyasi karar mekanizmalarına katılımı sağlamadıkça eşitlikten söz etmek mümkün değil.
* Bu anlayış, töre cinayetlerine de zemin hazırlıyor. Pekin'de ilk kez "Töreler ve namus cinayetleri yeryüzünden silinmelidir" talebini gündeme getiren ve diğer ülkeleri de bu konuda sorumlu davranmaya çağıran Türkiye kendi ülkesinde halen bu sorunu çözemedi.
* Türk Ceza Kanunu'nda töre cinayetlerinin ayrı bir madde olarak nazara alınıp ağırlaştırıcı neden sayılmasını talep ediyoruz. (EÜ/BB)