Hasta Müşteri Değildir
Derneği'nin (ESAM) ortaklaşa düzenlediği "Sağlık Bilinci ve Medya"
Toplantıları'nın dördüncüsü 27-29 Temmuz 2001 tarihleri arasında Bolu Abant'ta gerçekleştirildi.
Sağlık alanında kaliteli habercilik anlayışının yaygınlaşması amacıyla düzenlenen toplantının bu seneki konusu, "Sağlık Hizmeti Organizasyonları ve Finansman Sistemleri" olarak belirlenmişti.
Sempozyumda, "Cumhuriyet Dönemi Sağlık Organizasyonları","Sosyalizasyon Uygulaması", "Tedavi Edici Hekimlik Hizmetleri" ve "Sağlığın Finansmanı" konuları ele alındı.
İki gün süren çalışmalar sonunda, sağlık ve tıpla ilgili haber ve yazı hazırlayan gazetecilerle sağlık çalışanlarının bilgi ve deneyimlerini paylaşması, hem gazetecilerin hem de haber kaynaklarının bilgilenmesi hedeflendi.
Toplantıda, Prof. Dr. Gazanfer Aksakoğlu, Prof. Dr. Hamdi Aytekin, Prof. Dr. Metin Çakmakçı, Doç. Dr. Erdem Aydın, Yard. Doç. Dr. Kayıhan Pala, Operatör Dr. Tevfik Altan Akıncıoğlu, Dr. Osman Öztürk, Dr. Serdar Savaş, Dr. Hasan Kuş, Doç. Dr. Yüksel Akkaya ile Oğuz Engiz birer konuşma yaptı.
Türkiye'de herkese eşit sağlık hizmeti sunulamadığına, hastaların "müşteri" olarak görüldüğüne dikkat çekilen toplantıda, konuşmacılar, sağlık sisteminin kötü yönetildiğini, bunun sonucunda organizasyondan finansmana kadar pek çok alanda olumsuzluk yaşandığını belirttiler.
İngiltere'de hastaneler işletme oldu
Merck Sharp Dohme (MSD) İlaçları'nın desteğiyle düzenlenen Sağlık Bilinci ve Medya Toplantısı'nın açılışında İngiliz sağlık sistemi hakkında bir konferans veren 9 Eylül Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Gazanfer Aksakoğlu, İngiltere'de hastanelerin işletmeye dönüşmesinden yakındı. Aksakoğlu şöyle konuştu:
"Herkese eşit sağlık hizmeti vermek için yola çıkan İngiliz sağlık sisteminde 1991 yılından sonra ilk kez rekabet sözcüğü de girdi. Hastaneler işletme haline dönüştürüldü. Şimdi doktorlar hastalarını yatıracak yatak bulamıyorlar. Hastalar ameliyat olmak için aylarca sıra bekliyor."
Sağlık sistemi kötü yönetiliyor
Toplantıda Türkiye'de sağlık sisteminin kötü yönetildiği bunun da başta organizasyon olmak üzere finansmana kadar uzanan olumsuz etkileri olduğu vurgulandı.
Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Kayıhan Pala, sağlığın en temel insan hakkı olduğunu belirterek, sorunlarda kötü yönetimin çok önemli rol oynadığına işaret etti:
"Türkiye'de sağlık müdürlerinin yüzde 80'inden fazlası, sağlık müdür yardımcılarının da yüzde 96'sı vekaleten bu hizmeti yürütüyorlar. Çünkü sağlık müdürü olabilmek için 10 yıllık bir hizmete ve uzmanlığa hatta halk sağlığı uzmanlığına ihtiyaç var."
Hasta müşteri olarak görülüyor
Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Doktor Hamdi Aytekin ise konuşmasında bugünkü sağlık sisteminde hastanın müşteri olarak görülmesinin yanlışlığına işaret etti:
"İnsanlarımız bu hizmete ulaşmak için bazen hiç gerekmediği halde cepten para ödemek zorunda kalıyorlar veyahut da işte bunları karşılayamadıkları için hizmeti alamıyorlar "
SSK bilinçli olarak çökertiliyor
Toplantıda, SSK ile ilgili konuşma yapan TTB SSK Kolu Sekreteri Dr. Osman Öztürk ise, SSK'nın bilinçli olarak devletin sırtındaki bir kambur gibi gösterildiğini söyledi:
"SSK 34 milyon insana hizmet veriyor. Ancak kambur gibi gösterilmeye çalışılıyor. Bilinçli olarak SSK'nın verdiği hizmetler çökertiliyor. SSK'dan özel sektöre sevkler yapılarak özel sektör destekleniyor."
Mezarda emeklilik çözüm değil
Sosyal Güvenlik ve Kamu Sigortacılığı konusunda gazetecilere bilgi veren Mersin Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Yüksel Akkaya şu an SSK'nın açığının 1 katrilyon lira olduğunu, 10 yıl kimse emekli edilmese bile bu açıktan ancak 60 trilyon lirasının kapatılabileceğine işaret etti.
Özel sektör kendisini savundu
Acıbadem Sağlık Grubu Tıbbi Direktörü Prof. Dr. Metin Çakmakçı, yıllık sağlık harcaması miktarının 12 milyar dolar olduğunu bunun 6 milyar dolarının devletin topladığı vergilerle sağlandığını vurguladı.
Kamu sektöründe hizmet sunumuyla ilgili sorunlar olduğuna işaret eden Prof. Dr. Metin Çakmakçı, "Sağlığın finasman kaynaklarının yüzde 45'i vergiler, yüzde 37'si özel harcamalar, yüzde 18'i ise primlerden oluşuyor. Kamu hastanelerinde yıllık hasta sayısındaki artış yüzde 2. Özel sektörde ise yüzde 6 oranında bir artış gözleniyor" diye konuştu.
Özel hastane değil özel muayenehane
Amerikan ve İtalyan Hastaneleri Proje Koordinatörü Oğuz Engiz ise sanıldığı gibi sağlık harcamalarının çoğunluğunun özel hastanelere gitmediğini, özel muayenehanelerde harcandığını belirtti. Engiz, "Devlet sosyal görevi olan sosyal sigortacılığa devam etmeli, ancak özel sigortacılığı da teşvik etmeli" dedi.
Özel sektör denetlensin
Toplantıda kamunun veremediği sağlık hizmetini vermek için yatırım yapan özel sağlık sektörünün de sıkı bir biçimde denetlenmesi gerektiği vurgulandı. 70'e yakın gazeteci ve hekimin katıldığı toplantıda sağlık habercileri tarafından bir de bildirge yayınlandı.
(BB/NA)