Cumartesi Anneleri/İnsanları adalet arayışlarının 886’ncı haftasında 21 Mart 1995 günü İstanbul’da gözaltına alınan ve 58 gün sonra Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda cenazesine ulaşılan Hasan Ocak’ın faillerini sordu.
Açıklamaya Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak, kardeşleri Maside Ocak ve abisi Ali Ocak katıldı.
Ali Ocak, 27 yıldır süren cezasızlığa işaret etti ve “Asıl içimizi acıtan ise toplumun bu suçlara karşı duyarlı olmasının engellenmesi ve buna alıştırılmasıdır. Derdimiz adaletin ve hukukun görünür ve işlenir hale gelmesidir.
"İşlenen suçlar ile yüzleşip, hesaplaşmayan, suçluları cezalandırmayan her iktidar yaşananlara ortak olur. 27 yıldır Hasan’ı gözaltına alıp katledenler açığa çıkarılıp cezalandırılmadı. Ama gözaltına alınanların akıbetini soran bizler yargılanmak isteniyoruz. Yaşananları unutturmak, hakikati karartmak istiyorlar” dedi.
Haftanın açıklamasını ise Hasan Ocak’ın yeğeni Dican Acer yaptı. Acer, Hasan Ocak’ın kaybolduğu süreci ve sonrasında yaşananları şu sözlerle anlattı:
“Sosyalist kimliği ile bilinen 30 yaşındaki Hasan Ocak, atama bekleyen bir öğretmendi. Bu bekleme sırasında da Beyazıt’taki bir iş hanında çay ocağı işletiyordu.
"21 Mart 1995 tarihinde akşam üzeri annesini telefonla arayarak 'Balık alacağım, akşam yemek hazırlama' dedi. Avcılar’daki evine gitmek için işyerinden ayrılan Hasan’dan bir daha haber alınamadı.
"Gözaltında değil dediler"
"Hasan'ın gözaltına alındığını ancak bu durumun inkar edildiğini kamuoyuna açıklayan ailesi, savcılığa başvurarak oğullarının akıbetinin açığa çıkarılmasını talep etti. Aile ayrıca; TBMM, Başbakanlık, Bakanlıklar, hastaneler ve Adli Tıp nezdinde de girişimlerde bulundu.
"Bunun üzerine dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu ve İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir 'Hasan Ocak’ın gözaltında olmadığı, suçlu olarak aranmadığı'nı açıkladılar.
"Oysa İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutulan iki kişi Hasan’ı şubede gördüklerini, iki kişi de Hasan’ın ismini emniyetteki parmak izi listesinde okuduklarını açıkladı. Newroz nedeniyle gözaltında tutulan başka bir tanık ise, şubedeyken bir hareketlilik olduğunu ve polislerin 'Hasan Ocak getirildi' diye aralarında konuştuklarını aktardı.
Medyanın gündemine girdi
"Büyük bir kampanya yürüten aile, Hasan’ın gözaltında kaybedilmek istendiğini kamuoyuna duyurdu. İlk kez bir kaybedilme iddiası yaygın medyanın gündemine girdi, ana haber bültenlerinde yer aldı.
"58 günlük ısrarlı bir arayışın sonunda Hasan’ın ağır işkence izleri taşıyan bedenine 'meçhul kişi' olarak defnedildiği Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı'nda ulaşıldı. Olayla ilgili düzenlenen resmi rapor Hasan’ın işkence ile öldürüldüğüne işaret ediyordu.
"Olay yeri tutanağı ise bulunduğunda kimliğinin, kemerinin, saatinin, ayakkabı bağcıklarının olmadığını ve ellerinde parmak izi alınırken kullanılan mürekkep lekeleri olduğunu kayıt altına alarak, onun gözaltında bulunan kişilere uygulanan rutin işlemlerden geçtiğini kanıtlıyordu.
Bakan işkencede öldüğünü itiraf etti
"Dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu yaptığı araştırmalara dayanarak, Ocak’ın gözaltındayken uygulanan işkence ve darptan dolayı öldüğünü, Devletin Ocak’ın ölümünde sorumluluğu olduğunu, Devletin bazı unsurlarının Ocak’ın nasıl öldürüldüğünü ve kimin öldürdüğünü bildiğini söyledi. Ve Ocak Ailesi’ni ziyaret ederek Emine Ocak’tan devlet adına özür diledi.
"AİHM, Hasan Ocak'ın kaybedilmesi ve ölümüyle ilgili koşulların belirlenmesi için yeterli ve etkin bir soruşturma yürütülmediğini tespit ederek Türkiye hakkında ihlal kararı verse de, Ocak Ailesi’nin iç hukuktaki tüm girişimleri sonuçsuz bırakıldı.
Cezasızlık zırhı ile korunuyorlar
"Dosya 27 yıldır Beykoz Cumhuriyet Savcılığı’nın tozlu raflarında bekletilmeye devam ediyor. 27 yıldır Hasan’ı kaybedenler cezasızlık zırhıyla korunuyor.
"Devlet, bu sorumluluğunun gereği olarak cezasızlığa son verip Hasan Ocak dosyasında etkin, insan haklarına saygılı ve adil bir soruşturma yürütmelidir." (RT)