Fotoğraf: HDP Basın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
Günay, ekonomi komisyonunun yarın Türkiye'nin en yoksul ili olan Ağrı'da bütçeye ilişkin ekonomi programını açıklayacaklarını söyledi.
"Biz bütün toplumsal sorunların diyalogla çözümünden yanayız" diyen Günay özetle şöyle devam etti:
"Çatışma ve çelişkinin bam teli Kürt sorunu"
"Bugün de söz konusu çatışma ve çelişkinin bam telini Kürt sorunu oluşturuyor. Kürt sorununda çözüm isteyenler ile çözümsüzlük isteyenler, barış mücadelesi yürütenler ile savaş ve kaos planları dayatanlar arasında keskinleşerek devam eden bu çelişki ve çatışma halini yaşıyoruz. Coğrafyamızı ilgilendiren bu meselede bizim tarafımız ve yerimiz nettir. Biz Kürt sorunu da dâhil bütün toplumsal sorunların demokratik, müzakere ve diyalogla çözümünden yanayız; bunun için bedelleri ağır olsa da çok büyük bir mücadele yürütmeye devam ediyoruz.
"Sıra kebapçılarda"
"Çözüm arayanları karalamaya, hedef göstermeye, tehdit etmeye başladılar. Bu iktidar kendisine itaat etmeyen herkesi terörist olmakla suçluyor. Geçmişte patates soğanı, hak arayan öğrenciyi, ölmek istemiyorum diyen kadını, eşit yurttaşlık talebini dile getiren Alevi'yi, emeğimin hakkını alamıyorum diyen çiftçiyi, batıyorum diyen esnafı, açım diyen köylüyü, eziliyorum diyen memuru, doğasına sahip çıkan Karadeniz ve Ege ahalisini terörist ilan etmişlerdi, şimdi de sıra kebapçılara geldi. Toplumu bölmek, düşmanlaştırmak, birbirine düşürmek dışında ellerinde bir sermayeleri kalmadı, kaos ve gözyaşından medet ummak dışında bir yol bilmiyorlar. Küçük ortağın düzeysizliğinin, gözü dönmüş bir şekilde çaresizce sağa sola saldırmasının, iktidarın ittifakının toplam korkusudur. Bahçeli'nin büyük ortak adına racon kesmesi yaşadıkları siyasi sefaletin göstergesidir.
"Kuşkusuz bunlar sadece Kürt sorununu inkar etmiyorlar. Bu iktidar, yoksulluğu, yolsuzluğu, talanı, rantı, barınma sorununu, kadınların, gençlerin, Alevilerin, ezilenlerin, emekçilerin sorunlarını da inkar ediyor. Çünkü bu sorunların müsebbibi bu iktidardır. Dünyada herhalde 20 yıl iktidarda kalıp hiçbir şeyin sorumluluğunu almayan başka bir iktidar örneği yok. Önce sorunu inkâr ediyorlar, sorunu kabullenmek zorunda kaldıkları noktada sorumluluğu bir başkasına yüklüyorlar. Artık gülünç duruma düşüyorlar.
"Halkın feryatlarıyla alay etti"
"Erdoğan sorunların çözümünde muhatap gösterdiğimiz Meclis açılışında Kürt sorununu inkar ettikten hemen sonra Türkiye halklarının yaşadığı derin yoksulluğu, hayat pahalılığını inkar etmek için Yeşilçam filmlerini aratmayacak bir mizansen sergiledi. Peşine taktığı basın ordusuyla alışveriş yaptı, görüntüleri servis ettirdi. Marketten çıktığında 'fiyatlar gayet uygun' diyerek 'geçinemiyoruz' diyen halkın feryatlarıyla alay etti. Her şeyi inkar edelim derken kendileri artık gülünç duruma düşüyorlar.
"İşte bu inkarcı, halkın ve toplumun gerçeğini görmeyen anlayışla bütçe hazırlayacaklar. Kendilerine ve yandaşlarına daha fazla rant, müteahhitlere, savaşa, yandaşa kaynak, emekçilere yani bu ülkenin yüzde 90'ınına yoksulluk ve sefalet bütçesi hazırlayacaklar. Sonra da bu tür gösterilerle çıkıp 'nankör tebaa halinize şükredin, aldığınız asgari ücret neyinize' yetmiyor diyerek halkı ve toplumu da küçümseyecekler."
(AÖ)