Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın aileleri, Gülmen’in Numune Hastanesi’ne götürülmesinin ardından iki eğitimcinin son durumlarına dair açıklama paylaştı.
Aileler, Gülmen’e Numune Hastanesi’nde yapılabilecek zorla müdahale yapılması ve Gülmen'in hayatını kaybetmesinden endişe duyduklarını aktardı. Gülmen ve Özakça’nın derhal tahliye edilmesini talep etti.
Semih Özakça da refakatçi olan annesi aracılığıyla gönderdiği mesajında “Biz ne ölmek istiyoruz, ne de yaşayan bir ölü olmak istiyoruz” dedi.
202 gündür işe iade talebiyle açlık grevinde olan eğitimcilerden Gülmen, dün gece tutulduğu Sincan Cezaevi Kampusu Devlet Hastanesi'nden Numune Hastanesi yoğun bakım ünitesine götürüldü. Özakça halen Sincan cezaevindeki hastanade tutuluyor.
Gülmen ve Özakça’nın yargılandıkları davanın ikinci duruşma 28 Eylül’de Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülecek.
“Kötü görünüyorsun’ denilerek götürülmüş”
Ailelerin açıklamasında Gülmen’in cezaevindeki hastaneden Numune Hastanesi’ne götürülüşü şöyle aktarıldı:
“Nuriye Gülmen’ in 26 Eylül 2017 günü 02.00’de Sincan Kampüs hastanesinde kalmakta iken zorla kaçırılarak Numune Hastanesine götürüldüğünü öğrendik. Nuriye ve kardeşi Beyza sabah 02.00 sularında birlikte kitap okurken odalarına zorla girilmiş Nuriye’ye ‘Sen artık kötü görünüyorsun’ diyerek, onu Numune Hastanesi Yoğun Bakıma götüreceklerini, ‘şimdilik’ zorla müdahale etmeyeceklerini söylemişler. Nuriye’nin ise böyle bir şey olmadığını, gitmek istemediğini söylemesine rağmen kaldıkları odadan önce kardeşi Beyza zorla çıkarılmış, sonra Nuriye zorla çıkarılıp Numune Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesine götürülmüştür.
“Avukatlarının saat 05.00 itibarı ile öğrenebildikleri kadarı ile Nuriye’nin bilincinin, yoğun bakımda görevli doktorun söylemiyle ‘senin benim gibi konuşuyor’ denilerek açık olduğunu, herhangi bir müdahalenin henüz söz konusu olmadığını biliyoruz.”
“Nuriye ve Semih iki hafta önceki duruşmalarına, Numune Hastanesine 3 dakika mesafede bulunan Ankara Adliyesine getirilmeleri için Jandarmanın yeterli elemanı bulunmazken, Nuriye Numune Hastanesine yüzlerce çevik kuvvet ve jandarma sivil kolluk kuvvetleriyle getirildi. Kaldığı yoğun bakım ünitesinin önüne jandarma görevlileri ve polislerden etten duvar ördüler.”
“Başlarına geleceklerden siyasi iktidar sorumlu"
Aileler açıklamalarında “Nuriye Gülmen yoğun bakımda kalacak kadar kötüyse niçin tahliye edilmiyor?” diye sordular.
“Bu yapılanların hukukla hiçbir ilgisi yok. Nuriye Gülmen’ e zorla tıbbi müdahale girişimi yapılıyor. Hiçbir makam, hiçbir mevki işini geri isteyen iki eğitimcinin yaşamından önemli değil.
“Ülkemizde daha önce yaşanan zorla müdahale örneklerinde yaşamını yitirenler oldu, 600’e yakın insan sakat kaldı. Bazısı yürüyemiyor, bazısı konuşamıyor, bazısı hayatının bir bölümünü hatırlamıyor. Nuriye ve Semih’e bunun yaşatılmasını istemiyoruz. İnsani taleplerinin karşılanarak açlık grevlerine kendi kararları ile son vermelerini, sağlıklarına kavuşmalarını istiyoruz.
“Siyasi iktidarı önce vicdana, sonra hukuka davet ediyoruz. Nuriye ve Semih’in başına gelecek her şeyden siyasi iktidar sorumlu olacaktır.”
Semih Özakça: Ne ölmek ne yaşayan ölü olmak istiyoruz
Semih Özakça’nın annesi Sultan Özakça aracılığıyla gönderdiği mesajda şu ifadeler yer aldı:
“Biz ne ölmek istiyoruz, ne de yaşayan bir ölü olmak istiyoruz. Zorla müdahale işkencesi ile bizi yaşayan ölü haline getirmeye çalışıyorlar. Onlar acizlikleri ile kaybettiklerini gösterdiler. Direnişi bitiremiyorlar. Biz kazanacağız!” (BK)
* Fotoğraf: Beyza Kural / bianet