Haberin Kürtçesi için tıklayın
Esra Özakça, Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edildikleri işlerine iade talebiyle 107 gündür açlık grevinde olan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın sağlık durumlarına ilişkin açıklama yaptı.
Semih Özakça’nın Twitter hesabından aktarılan bilgiye göre, hapishanedeki iki eğitimcinin de kas ve kemik ağrıları şiddetlendi.
Esra Özakça, cezaevinde slogan attığı gerekçesiyle Nuriye Gülmen’e mektup-faks yazışmasının ve telefon görüşmesinin yasaklanmasını içeren “iletişim cezası” verildiğini de söyledi.
“Semih kendi sesini duymakta zorlanıyor”
Aktarılanlara göre Özakça’nın sağlık durumu şöyle:
“Kulakları tıkanmaya başlamış ve kendi sesini duymakta dahi zorlanıyormuş. Bacaklarında kas ağrısı çok yoğunlaştı. Kalça kemiklerinde ve boynunda çok fazla ağrısı var ve bu nedenle de sürekli uzanmaya ihtiyaç duyuyor. Her iki gözünde batma hissi var.”
“Nuriye hoca sıvı alımında zorlanıyor”
Akademisyen Gülmen’in ise boyun ve göğüs kaslarında yoğun ağrı hissettiği belirtildi:
“Kas ağrısından boynunu hareket ettiremiyor, kollarını kaldıramıyor. İçtiği bir yudum su bile gaz yapıyor. Artık sıvı alımında zorlanıyor.”
Gülmen’e cezaevinde iletişim cezası
Kendisi de 30 gündür açlık grevinde olan Esra Özakça, Birgün Gazetesi’nden Burcu verdiği röportajda da cezaevinde slogan attığı gerekçesiyle Gülmen’e mektup-faks yazışmasının ve telefon görüşmesinin yasaklanmasını içeren “iletişim cezası” verildiğini söyledi:
“Ceza uygulamaya konulursa iletişimsizlikle cezalandırılacak. Mektup alıp göndermesi, telefon ile görüşmesi yasaklanacak. Nuriye’nin yanındaki arkadaşlarına verilen ceza da henüz uygulamaya konulmadığından yalnız değil. Arkadaşları yardımcı oluyor. Verilen cezalarla hem yalnızlaştırmaya hem de haberleşme hakkımızı elimizden almaya çalışıyorlar.”
“Tekerlekli sandalyeyi kendin sür, demişler”
Özakça konuşmasında eğitimcilerin sağlık durumuna ilişkin bilgiler verdi:
“Tekerlekli sandalye ile ilgili yaşadığı sorununu anlattı. Telefon görüşü ve avukat görüşüne çıkarken, tekerlekli sandalye istemiş. Getirmişler ve ‘kendin sür’ demişler. Semih de ‘ben sürebilsem neden tekerlekli sandalye isteyeyim, zaten yürürüm’ demiş. Semih’e ‘biz seni götürmeyiz’ dediklerinde ‘gitmiyorum’ yanıtını vermiş. Bir süre bekledikten sonra başka gardiyanlar gelip götürmüş...
“Semih mektup yazdığı için çok geç uyuduğunu da söyledi. Mektup yazmaktan parmaklarının yamulduğunu belirtti. Özellikle hapishanelerden çok fazla mektup geliyormuş. Kamuoyu baskısı sonucunda Semih’in arama bahanesiyle sürüklenerek dışarı çıkarılmasına son verilmiş. Panosunda yer alan haber ve fotoğraflara da karışılmıyormuş artık...
“Nuriye hücre içerisinde de tekerlekli sandalye ile hareket ediyormuş. Çok küçük olan hücrede tekerlekli sandalye ile ne yapıyor bilmiyorum ama havalandırmaya dahi sandalye ile çıkıyor. Hiçbir şekilde ayağa kalkmıyormuş.
“Bacakları da istemsiz hareket etmeye başlamış, ciddi anlamda kas yıkımı yaşıyor. Avukatların da söylediğine göre görüşlerde de ayağa kalkmıyor sadece avukatların ellerini sıkıyormuş.”
Gülmen ve Özakça hakkında
Nuriye Gülmen 6 Ocak 2017'de yayınlanan Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında ilan edilen 679 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Konya Selçuk Üniversitesi'ndeki görevinden ihraç edildi.
Semih Özakça 29 Ekim 2016'da Resmi Gazete'de yayınlanan 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Mardin'deki öğretmenlik görevinden ihraç edildi.
Gülmen 9 Kasım 2016'dan, Özakça 23 Kasım 2016'dan beri oturma eylemi yapmak üzere Yüksel Caddesi'ndeki İnsan Hakları Anıtı önündeydi. 9 Mart 2017'de açlık grevine başladılar.
Ankara'da İnsan hakları Heykeli'nin bulunduğu Yüksel Caddesi'nde işlerine iade talebiyle başlattıkları direniş eylemi boyunca defalarca gözaltına alınıp bırakıldılar.
En son 22 Mayıs'ta gözaltına alındılar, 23 Mayıs'ta tutuklandılar. (TP/ÇT)