Fotoğraf: AA / Arşiv
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalar sürüyor.
Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 115’inci duruşmada dönemin İstanbul İstihbarat Şube müdürü Ahmet İlhan Güler, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi polis Tefik Cantürk, Samsun Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli polisler Ahmet Çetiner, Ahmet Faruk Aydoğdu ve Samsun jandarma görevlisi Birol Ustaoğlu savunma yaptı.
TIKLAYIN - "Mahkemenin savunmalar için verdiği süre yetersiz"
TIKLAYIN - 4 yıllık davada savunmalar için 2 günlük süre
TIKLAYIN - Hrant Dink davasında mütalaa: Savcı 53 sanığa hapis istedi
Diken’den Canan Coşkun’un aktardığına göre duruşmada ilk olarak ‘üç ardışık aramayla örgüt üyeleriyle görüştüğü’ suçlamasına ilişkin Samsun Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli polis Ahmet Faruk Aydoğdu söz aldı.
Aydoğdu, bu görüşmelerin birinin eski eşinin kardeşinden geldiğini, diğerinin emrindeki bir askerin yaptığı görüşme olduğunu, öteki aramanın da bir büfeden geldiğini söyledi.
Aydoğdu, dört yıldır bu davada maddi ve manevi acı çektiğini belirterek hayatının alt üst olduğunu söyledi.
Güler’in savunması
Aydoğdu’nun ardından Ahmet İlhan Güler savunma yaptı. Savcı mütalaasında Güler hakkında ihmali davranışla kasten öldürme suçlamasından beraat kararı verilmesi talep etmiş, Güler’in ‘FETÖ’ye mensup sanıklarca cinayet öncesi kasıtlı olarak yeterince bilgilendirilmediğini savunmuştu. Savcı Güler’in görevi kötüye kullanma suçundansa cezalandırılmasını talep etmişti. Bu suçlama üç aydan bir yıla kadar hapsi öngörüyor.
Güler’in savunmasından öne çıkan kısımlar şöyle:
“Savcılığın bulguları, itiraflar, yapılan eylem ve işlemlerin tespiti bu olayın kurgulandığını, gerçekleşmesine uygun oluşturmak için itina gösterdikleri ve istihbarat uygulamaları ve görevleri kapsamında buna engel olacak bir şey yapabilme ihtimaline engel olmak için bilgi sakladıkları ama diğer yandan başında bulunduğum makamı sorumlu göstermek için altyapı oluşturdukları açıktır. Bunları yazan savcılık, artık benim görevi ihmal suretiyle kötüye kullanmış olduğumu iddia edemez. İddia ederse çelişkiye düşer.
"Çünkü savcılık bu örgütün, zaten görev kapsamında bir şey yapılması gereğini ortadan kaldıracak ortam oluşturduklarını tespit etmekte ve bu tespite göre örgüt elemanlarına suçlamalar yöneltmektedir. Dolayısıyla zaten bu derece profesyonel bir suç örgütünün, savcılığın mütalaadaki suçlamasını bir an için kullanırsak görevi ihmal suretiyle kötüye kullanma ihtimalime imkan vermeyecek şekilde hareket ettikleri açıktır. Benim bu şekilde suçlanmam, terör örgütü mensuplarına yöneltilen suçlamaları zayıflatır, ki bu da doğru olmaz.
"Örgüt İstanbul’u hedefe koydu"
"Nitekim bu açıdan bakılırsa suç örgütünün özellikle koruma istenmemesi ve fakat olaydan sonra başlıca sorumlusu olarak görülecek bir makam olarak İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü’nü hedefe koymak niyeti ve bu hususta başarılı oldukları, şimdi savcılık mütalaasında örgüte mensup kişilerin eylem ve işlemlerine ilişkin açıklama ve beyanlarla ortaya çıkmış bulunmaktadır.
"Bunun örgüt işi olduğu tespit edilmiş olduğuna göre artık bu tür bir yazıdan yola çıkılarak özellikle sorumlu hedef olarak kurgulanan makamın görev ihmali olduğu da söylenemez. Söylenirse, örgütün kurgusu hala etkisini gösteriyor, hala bu çarpıtmaya inanılıyor demektir.”
"Koruma görevi Trabzon’da"
"İstihbarat şubelerinin görev tanımında, ancak kendi istihbari faaliyetleri dolayısıyla bir bilgiye ulaşan şubenin koruma hususunu talep edebilmesidir. Başka bir şubenin istihbari bilgisine muttali (haberdar) olan diğer il istihbarat şubesi koruma isteyemez, yoksa istihbarat operasyonu ifşa edilmiş, yardımcı istihbarat elemanları tehlikeye atılmış olur. Bu konudaki görev hiç tereddütsüz, istihbarat bilgisini üreten şubeye aittir. Bu şube Trabzon’dur ve koruma sağlanmasına engel olmak için nasıl bilgi ve belge sakladıkları savcılık mütalaasında sanıklara ilişkin suçlama delilleri arasında zikredilmektedir.”
Tutuklu sanığın talebine yanıt verilmeden SEGBİS kapatıldı
Güler’den sonra Samsun Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli polis Ahmet Çetiner, Samsun jandarma görevlisi Birol Ustaoğlu ve Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi polis Tefik Cantürk de mütalaaya karşı savunma yaptı.
Savunmalar tamamlandıktan sonra Ramazan Akyürek, Silivri Cezaevi’nden katıldığı Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla dinlenecek sanıkların listesinin kendilerine önceden verilmesini, bazılarını dinlemek istediğini söyledi. Mahkeme Başkanı Akın Gürlek, bu talebe yanıt vermeden SEGBİS’i kapattırdı.
Yarın devam edecek
Yarın görülecek duruşmada Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç, İstanbul Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü görevliri Mikdat Özbek, Musa Yıldırım, Eyüp Temel, Hacı Ümer Ünalır, Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Yardımcısı Hasan Durmuşoğlu, aynı şubede görevli Hüseyin Yılmaz ve Samsun İl Jandarma Komutanlığı Kom Şube Müdürü Murat Bayrak ile müdafilerinin savunmaları dinlenecek.
6 Ocak’taki duruşmada dönemin İstanbul Emniyet müdürü Celalettin Cerrah, dönemin Trabzon Jandarma alay komutanı Ali Öz, İstanbul Jandarma istihbarat görevlileri Mustafa Küçük, Ali Barış Sevindik, Bekir Yokuş, İstanbul jandarma istihbarat görevlisi Önder Araz ve cinayet tasarısı sırasında İstihbarat Daire Başkanlığı’nda, cinayet sırasında ise İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube müdür yardımcısı olan Ali Poyraz 8 Ocak’taki duruşmada ise dönemin İstanbul Jandarma istihbarat görevlileri Ecevit Emir, Emre Cingöz ve Hacı Şefik Şimşek, Trabzon Jandarma istihbarat şube görevlileri Gazi Günay ve Ergün Yorulmaz, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde müdür yardımcısı Ercan Demir, cinayet işlendiği sırada Trabzon istihbarat şube müdürü Faruk Sarı dinlenecek.
11 – 15 Ocak takvimi
Mahkeme başkanı Akın Gürlek’in bugün açıkladığı takvime göre de, 11 Ocak 2021’de yapılacak duruşmada İstihbarat Daire Başkanlığı’nda çeşitli görevlerde bulunan ve sonrasında C-2 ve C-5 Şube’de görev yapan Hamdi Egbatan, dönemin Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı İstihbarat Değerlendirme ve Analiz Merkezi görevlisi Hamza Celepoğlu, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli polisler Muhittin Zenit, Mehmet Ayhan ve Mehmet Uçar, Mülkiye eski başmüfettişi Mehmet Ali Özkılınç ile Samsun İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdür Vekili Metin Balta savunma yapacak.
15 Ocak 2021’de yapılacak duruşmada ise dönemin Trabzon Emniyet müdürü Reşat Altay, eski İstihbarat Daire başkanı Sabri Uzun, Trabzon Jandarma istihbarat görevlisi polisler Okan Şimşek, Özkan Mumcu, Onur Karakaya, İstihbarat Daire Başkanlığı’nda çeşitli görevlerde bulunan ve C Şube müdür yardımcısı olarak görev yapan Osman Gülbel ile Mülkiye eski başmüfettişi Şükrü Yıldız dinlenecek.
Hrant Dink davasında kim kimdir?Ankara
İstanbul
Trabzon
Samsun
Siviller
|
Hrant Dink cinayeti davası
Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin dönemin özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan 19 sanık hakkındaki karar 17 Ocak 2012'de çıktı. Tutuklu sanık Yasin Hayal, "Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yazar Orhan Pamuk'u tehdit etmekten 3 ay ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan da 1 yıl hapisle cezalandırıldı. "Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan ise beraat etti.
Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'inse 10 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına hükmederek tahliyesine karar veren mahkeme, sanıklardan Ersin Yolcu'yu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskender'i 13 yıl 4 ay ve Salih Hacısalihoğlu'nu 2 ay 15 gün hapisle cezalandırdı. Bütün sanıkların "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan beraatine hükmetti.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi "örgüt" yönünden verilen beraat kararını bozarak, sanıkların "silahlı terör örgütü" değil, "suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt" üyesi oldukları gerekçesiyle tekrar yargılanmalarına karar verdi.
"Kasten öldürmeye azmettirme'' ve "Orhan Pamuk'u tehdit" suçlarından sanık Yasin Hayal'e verilen mahkumiyet kararını onayan Yargıtay, Yasin Hayal hakkında ''silahlı terör örgütü kurmak, yöneticisi olmak'' suçundan verilen beraat kararını ise ''suç örgütü kurmak ve yönetmek'' suçundan mahkumiyet gerektiği belirterek bozdu.
Sanıklardan Erhan Tuncel'in ''patlayıcı madde imal etmek'' suçundan mahkumiyet kararını onayan Yargıtay, ''kasten öldürmeye azmettirmek'' suçundan beraat hükmünü ise sanığın Hrant Dink'in öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmesi sebebiyle mahkumiyeti gerektiği için bozdu.
Dava dosyası yeniden İstanbul 14. ACM'de
Yargıtay kararının ardından davanın yeniden görülmesine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Bu mahkemede 6 duruşma yapıldıktan sonra dosya, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması üzerine, dosya İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, kamu görevlilerine ilişkin iddianameyi kabul ettikten sonra dava dosyasını, Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'in de aralarında bulunduğu, haklarındaki hükümler Yargıtay tarafından bozulan 8 sanıklı ana davayla birleştirilmesi için İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk etti.
Bu mahkemenin heyeti, "Birleştirme kararında muvafakat talep edilmediği, mahkemenin terör suçlarına bakmakla görevli olmadığı, ana davada yargılamanın ileri aşamaya geldiği ve bu davada yargılananlarla yeni davada yargılanacak kamu görevlileri arasında ortak sanık bulunmadığı" gerekçeleriyle dosyayı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne iade etti.
Mahkemeler arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için dosyaların gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesi, iki dosyayı birleştirip, davaların İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine karar verdi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, jandarma görevlilerinin de aralarında bulunduğu 50 sanık hakkında Hrant Dink cinayetine ilişkin açılan yeni davanın, aralarında Ogün Samast, Erhan Tuncel, eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Coşgun Çakar'ın da yer aldığı 35 sanıklı ana dava ile birleştirilmesine hükmetti.
Yeni iddianame
Yargılama devam ederken soruşturmayı yürüten savcı yeni bir iddianame hazırladı ve Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, kapatılan Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, gazeteciler Adem Yavuz Arslan, Ercan Gün ile meslekten ihraç edilen Tuğgeneral Hamza Celepoğlu, dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz, Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız ve İstanbul Jandarma İstihbarat Görevlisi Yüzbaşı Muharrem Demirkale'nin de aralarında bulunduğu 51 sanık hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi.
İddianamede, Öz ve jandarma görevlilerinin de aralarında olduğu 40 sanık hakkında ise ayrıca "kasten öldürmeye iştirak'' suçundan müebbet hapis cezası talep edildi.
Ana dava dosyası sanıklarına hapis cezası
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi 13 Haziran 2019'daki duruşmada, aralarında Ogün Samast ve Yasin Hayal'in de olduğu 9 ana sanığın dosyasının ayrılmasına karar verdi.
17 Temmuz 2019'da açıklanan kararda, Erhan Tuncel'in "tasarlayarak ve bomba kullanarak kasten öldürmeye teşebbüs, mala zarar vermek, silahlı suç örgütüne üye olmak ve kasten öldürmeye yardım" suçlarından toplam 99 yıl 6 ay, Yasin Hayal'in "silahlı suç örgütü kurma ve yönetme" suçundan 7 yıl 6 ay ve Ogün Samast'ın da "silahlı suç örgütüne üye olmak" suçundan 2 yıl 6 ay hapisle cezalandırılması hükmü kuruldu.
Benzer suçlardan sanık Zeynel Abidin Yavuz'u 14 yıl 22 gün, Tuncay Uzundal'ı 16 yıl 10 ay 15 gün, Ahmet İskender ile Ersin Yolcu'yu da 1 yıl 10 ay 15'er gün hapisle cezalandıran heyet, sanıklar Salih Hacısalihoğlu ve Osman Hayal'in ise beraatini kararlaştırdı.
(HA)