Cumartesi Anneleri/İnsanları ve İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon, bugün de kayıpları için adalet talebiyle Galatasaray meydanındaki polis bariyerlerinin önündeydi.
Açıklamalarına, “1014. haftamızda, 30 Ağustos Uluslararası Zorla Kaybedilenler günü vesilesiyle tüm kayıplarımız için adalet istiyoruz” diye başladılar.
Birleşmiş Milletler 21 Aralık 2010’da, 65/209 sayılı kararıyla 2011 yılından itibaren 30 Ağustos’u Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü olarak ilan etti.
#CumartesiAnneleri1014Hafta basın açıklaması https://t.co/H1LydotCX1
— Cumartesi Anneleri (@CmrtesiAnneleri) August 31, 2024
“Kayıp yakınları ile dayanışmanın da çağrısı”
Hak savunucuları, 2011 yılından beri her 30 Ağustos’ta kayıplar sorununa, gözaltında kaybedilenlere ve kaybedilenlerin yakınlarının yaşadıklarına dikkat çekmek amacıyla dünyanın dört bir yanında etkinlikler düzenlendiğini, zorla kaybetmelerin sorumlularının yargılanması için devletlere çağrılar yapıldığını söyledi:
“30 Ağustos aynı zamanda kayıp yakınları ile dayanışmanın da çağrısıdır. Zira uluslararası insan hakları içtihadına göre kaybedilen kişinin akıbetinin karanlıkta bırakılması ailesi için işkence olarak değerlendirilir.
Yaşadık, tanık olduk biliyoruz: Faillerden hesap sorulmamasının kayıp yakınları üzerinde, çıplak şiddet kadar yıkıcı bir etkisi vardır. Gözaltında kaybetme eyleminin hukuken suç olduğunun tespiti ve cezasız bırakılmayacağı güvencesi, kayıp yakınları üzerindeki yıkımı azaltır; yaralarının iyileşmesine katkı sunar.
Oysa tanıklara, belge ve delillere rağmen, güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra bedenleri ıssız yol kenarlarında, kimsesiz mezarlarda veya asit kuyularında bulunan ya da hiç bulunamayan kayıplarımızla ilgili başvurularımız, kayıtlara “soyut iddialar” olarak geçirildi.
Bu inkar siyasetinin yarattığı cezasızlık sonucu, gözaltında kaybetme emrini verenler, suçu icra edenler ve suça göz yuman yetkililer, yargılanmadılar; aksine korundular. Kayıpların akıbetlerini açığa çıkaracak, fail ve sorumluları cezalandıracak adli süreçler işletilmedi, gerçeklerin ortaya çıkması engellendi.
1014 haftadır ısrarla söylüyoruz: Türkiye’de devletle bağlantılı suçlar konusunda adalet arayışının önündeki en büyük engel, hakikatin inkar edilmesidir.”
“Cezasızlığa son verin”
Gözaltında öldürülen Murat Aslan'ın kardeşi Fatma Aslan okuduğu basın açıklamasında, hak savunucuları taleplerini dile getirdi:
“30 Ağustos Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü vesilesiyle;
Bir kez daha kayıplarımıza ulaşma, onların mezarlarını çiçeklerle donatma umudumuzu ve kararlılığımızı ifade ediyoruz.
Bugün, zorla kaybedilen sevdiklerimizin mezarlarına bırakamadığımız karanfillerimizi polis bariyerlerinin ardındaki kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray Meydanına bırakıyoruz.
Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere devleti yönetenlere, kayıp yakınlarına yaşatılan hukuksuzluklara; Anayasa’yı, Anayasa Mahkemesi kararlarını hiçe sayan yöneticilerin keyfi kararlarıyla Galatasaray Meydanı’nın polis bariyerleri ile kapatılması ve 10 kişi sınırlamasıyla süren Galatasaray yasağına son verme çağrısında bulunuyoruz.
Yargı makamlarına, mevcut cezasızlığa son vererek, gözaltında kaybetmelere ilişkin soruşturma ve kovuşturmaları tarafsızlık ve cesaretle yürütmeleri çağrısında bulunuyoruz.
İktidara, Birleşmiş Milletler Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Sözleşme’yi derhal imzalama ve uygulama çağrısında bulunuyoruz.
Gözaltında kaybedilenleri aramaktan vazgeçmeyeceğiz. Tüm baskılara göğüs gererek adalet hakkını, hakikat hakkını ve ihlallerin tekrarına karşı toplumun güvencelere sahip olma hakkını savunmakta ısrar edeceğiz.
Bir kez daha hatırlatıyoruz; zorla kaybetme bütün insanlığın utancıdır. Bu utancı yeryüzünden silmek için mücadele etmek onur sahibi her insanın görevidir.”
(AS)