Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) hazırladığı Urfa, Suruç’ta dört kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırı ve çatışmaya ilişkin ön raporunda yer verdiği tanık ifadelerini paylaşıyoruz.
16 Haziran'da açıklanan raporda Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İlçe Başkanı Servet Gören ve Urfa Tabipler Odası Başkanı Ömer Melik’in tanıklıklarının yanı sıra ismini vermeyen üç kişinin de tanıklığına başvuruldu.
Baba Esvet Şenyaşar ile oğulları Adil ve Celal Şenyaşar’ın öldürüldüğü sırada Suruç Devlet Hastanesi’nde olan bir şahıs, aynı hastanede görevli bir sağlık çalışanı ve Şenyaşar’ların komşu işyeri sahibi beyanlarda bulundu.
4 kişi öldürüldü
14 Haziran’da AKP Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın seçim gezisi sırasında gerçekleşen saldırı, silahlı çatışmaya dönüşmüş, Yıldız’ın kardeşi Mehmet Şah Yıldız, esnaf Esvet Şenyaşar ve oğulları Adil Şenyaşar ile Celal Şenyaşar yaşamını yitirmişti.
TIKLAYIN - HDP Ön Raporu: Suruç'ta Ne Oldu?
Baba Şenyaşar 64, Adil Şenyaşar 38, Celal Şenyaşar 33, Mehmet Şah Yıldız ise 54 yaşındaydı.
CHP'li Gören: Baba ve oğlu hastanede katledildi
CHP Suruç İlçe Başkanı Servet Gören’in olaylara ilişkin tanıklığı şöyle:
“AKP milletvekili adayı İbrahim Halil Yıldız ve kardeşleri bir esnafın, tuhafiyecinin dükkanına giriyor. Esnaf da duruma tepki gösterince silahlı kavga çıkıyor. Onlar da saldırıyor. Hastaneye götürülen baba ve oğlu da orada katledildi.”
Melik: Hastanede güvenlik önlemi alınmadı
Urfa Tabipler Odası Başkanı Ömer Melik, olay sonrası Suruç Devlet Hastanesi’ni ziyaret ettiklerini ve yaptıkları gözlemler sonucunda olay sonrası herhangi bir güvenlik önleminin alınmadığını gördüklerini söyledi.
Melik’in verdiği bilgiler arasında delillerin sağlıklı bir şekilde toplanmasına yönelik bir çalışmanın olmadığı; hastane içerisinin savaş alanı haline geldiği, her yerin temizlendiği, olayla ilgili delillerin korunması yönünde önlem alınmadığı, kameraların tahrip edildiği de yer aldı.
“Hunharca saldırdılar”
Melik, doktor ve sağlıkçı arkadaşlarıyla görüştüklerinde ciddi bir güvenlik zafiyetinin olduğunu, yaralıların ardından 100-150 kişilik bir grubun hastaneye gelip yaralılara hunharca saldırdığını ifade etti.
Bazı yaralıların kesici aletlerle boğazlarının kesildiğini belirten Melik, kimilerinin kafalarının oksijen ve yangın tüpüyle ezildiğini, kimilerinin de kurşunlandığını aktardı.
Hastanedeki tanık: Birdenbire hastaneye doldular
Olayın yaşandığı gün Suruç Devlet Hastanesi’nde olan ve ismini vermek istemeyen bir şahıs saat 17.00 civarında bir yakınını ziyaret etmek amacıyla hastanede olduğunu belirterek gördüklerini aktardı:
“Hastaneye yaralıların getirildiğini öğrendim, hastanenin içi ve dışı çok kalabalıktı. Suruç’ta herkes birbirini tanıdığı için AKP milletvekili adayı ve Şeyis köyünden olan İbrahim Halil Yıldız’ın akrabaları birdenbire hastaneye doldu.
“’Öldürdük’ diye bağırıyorlardı”
“Onlar hastaneye girerken kapıda birçok çevik kuvvet polisi vardı, ancak polisler bu kişilerin içeri girmelerine engel olmadılar. O sırada korktuğum için hastane içerisine girmedim, ancak dışarıya sesler geliyordu Kürtçe ‘Me quşt, me quşt’ (Öldürdük, öldürdük)’ diye bağırıyorlardı. İçeriden silah sesleri geliyordu. Ve alkışlamaya başladılar. Havaya ateş açtılar.
“Polis gözaltına almadı”
“Ateş edilmesinin ardından polisler, bu grubu ikaz edip dağılın dedi. Dağılmayınca polisler de havaya ateş açtı. Polisler o anda kimseyi gözaltına almadı.”
Sağlık çalışanı: Hastanede polisler vardı
İsmini vermekten çekinen Suruç Devlet Hastanesi’nde görevli sağlık çalışanının olaylara ilişkin beyanları ise şöyle:
“Olay günü 15.50 sıralarında soyadı Yıldız olan bir yaralıyı Suruç Devlet Hastanesi’ne getirdik. Geldiğimizde AKP milletvekili adayı İbrahim Halil Yıldız hastanedeydi. Hastane içinde ve bahçesinde polisler vardı.
“Akabinde 16.00 sıralarında ise durumu nispeten hafif olan başka bir yaralıyı Urfa merkeze, hastaneye götürdük.
“Kardeşlerin sevkine izin verilmedi”
“Ben Suruç’a döndükten sonra Celal ve Adil başka hastanelere sevk edilmiş, ancak hastane bahçesinde toplanan Yıldız ailesine mensup taraftarlarca sevklerine izin verilmemiştir.
“Ambulansların anahtarlarına el konuldu, tekerlerine ateş açılarak patlatıldı, ambulansın ön ve arka camları kırıldı ve şoför arkadaşlarımız bu grup tarafından ölümle tehdit edildi ve darp edildi.
“Fakıbaba sakinleştirmeye çalıştı”
“Yine olay yerinde bu grup tarafından bir askerin burnu kırılarak darp edildi. Bütün bunları yatıştırmak amacıyla milletvekili Eşref Fakıbaba taraftar grubu sakinleştirmeye çalışsa da başarısız oldu.
“Esvet Şenyaşar linç edilmeye çalışıldı”
“Esvet Şenyaşar yürüyerek hastaneye gelmesine rağmen Yıldız ailesi taraftarlarınca acil servisin sarı alanında kafasına oksijen tüpüyle vurularak linç edilmeyle çalışıldı. Esvet Şenyaşar’ın başının ezilmesiyle fışkıran kan, acil servisin sarı alanındaki duvarına fışkırmıştır.
“Kan izleri gece yıkandı”
“Gece geç saatlerde ise kan izlerinin olduğu bu alan yıkandıktan sonra boyanmıştır. Acil servis bölümündeki kameraların ise tahrip edildiğini gördüm.
“Ayrıca olayın yaşandığı acil servise saat gece 02.00 sularında savcının geldiğini de gördüm.”
Komşu işyeri sahibi: Size oy yok dedik
Esvet Şenyaşar’ın da dükkanının olduğu ve AKP Milletvekili Yıldız’ın ziyarete geldiği Bir Milyoncu Sokağı’nda esnaf olan, ismini vermek istemeyen bir kişinin tanıklığı ise şöyle:
“Aslında son üç gündür dükkanlarımızın bulunduğu yere geliyorlardı. 13 Haziran’da da geldiler, biz de esnaf olarak size oy yok dedik.
“Bir gün sonra hazırlıklı geldiler”
“Bir gün sonra daha kalabalık geldiler, hazırlık yapmış gibilerdi. 30’a yakın adamla geldiler. Esnafın dağıttığı sarı kırmızı yeşil toka ve pili ve aksesuarları toplamamızı istediler.
“Bu sırada sözlü bir tartışma yaşandı. AKP’li vekilin adamları arkadaşımıza tokat attı. Sonra tartışma daha da büyüdü. Esnafta silah yoktu ama onlar silah sıktı, Celal ve Adil kendilerini sopa ve bıçakla korumaya çalıştı.
“Sivil polisler izliyordu”
“Bu olaylar polislerin gözü önünde yaşandı, sivil polisler izliyordu. Yaralıları dahi hastaneye doğru dürüst kaldıramadık.”
Vali, kaymakam ve bakan hastanedeydi
HDP’nin topladığı ancak kim tarafından verildiği belirtilmeyen başka ifadelere göre, olayın yaşandığı günden diğer ayrıntılar şöyle:
* Hastanede öldürülen baba Şenyaşar ve oğlu Celal’ın öldürüldüğünü gösteren kamera kayıtları muhafaza altına alınamadı.
* Acil servisteki kan izleri olay yeri inceleme ekibi gelmeden temizlenmezken, duvarlardaki kan lekeleri alelacele temizlenip yeniden boyanarak deliller ortadan kaldırılmaya çalışıldı. Sağlık çalışanları konuşmamaları için tehdit edildi.
* Hastanedeki linç girişimi esnasında Urfa valisi, Suruç kaymakamı ve Gıda ve Tarım Bakanı Eşref Fakıbaba’nın hastane dışında oldukları görüldü. (TP)