Von der Leyen, Lübnan Başbakanı Necib Mikati ve Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile Lübnan'daki Suriyeli sığınmacıların durumunu ele almak üzere başkent Beyrut'ta yaptıkları görüşme sonrası ortak basın toplantısında 2024-2027 arasını kapsayan 1 milyar avro tutarındaki mali paketini duyurdu.
"Yasa dışı göç"le ortak mücadele
Yardım paketinin öncelikle eğitim, sosyal koruma, sağlık, ekonomi, bankacılık ve güvenlik alanında reformlar yapılması amacıyla kullanılacağını belirten von der Leyen, Lübnan ile işbirliğinin ve desteklerin süreceğini söyledi.
Lübnan'ın Suriye'deki iç savaştan kaçarak sığınan mültecilere ev sahipliği yapmasının olumsuz ekonomik sonuçlar yarattığına işaret eden von der Leyen, bu yükü hafifletmek amacıyla mali desteklerinin süreceğini vurguladı.
AA'nın haberine göre, Von der Leyen, AB'nin ülkedeki güvenlik ve istikrarı korumak amacıyla Lübnan Silahlı Kuvvetlerini destekleyeceğini dile getirerek, bu kapsamda askeri ekipman ile sınır yönetimi için gerekli altyapının sağlanacağını ve askerlere eğitim verileceğini ifade etti.
Lübnan ile AB'nin sınır koruma ajansı Frontex arasındaki işbirliğinin geliştirileceği mesajını ileten von der Leyen, yasa dışı göç ve göçmen kaçakçılığıyla mücadele edileceğini söyledi.
Lübnan'dan Kıbrıs'a göç akışı
Son yıllarda siyasi istikrarsızlık, ekonomik zorluklar ve artan şiddet nedeniyle Lübnan'dan kaçmak zorunda kalan insanların sayısındaki artışla birlikte Kıbrıs'a göçlerdeki artış, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Lübnan'a yardım konusuyla doğrudan ilgilenmesinin başlıca nedeni. Lübnan'dan gelen göçmenler çoğunlukla Suriyeli mülteciler olmakla birlikte Lübnanlılar, Filistinliler ve başka ülkelerin yurttaşları da daha iyi bir yaşam ve güvenlik umuduyla Kıbrıs'a akıyor.
"Lübnan artık Suriyeli sığınmacıların
yükünün altından kalkamıyor"
Lübnan Başbakanı Mikati de von der Leyen ve Hristodulidis'le yaptıkları görüşmede 2011'den bu yana ülkesine gelen ve Lübnan hükümeti üzerinde büyük bir yük olan Suriyeli sığınmacıların durumunun konuşulduğunu söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre ülkede kayıtlı 850 bin Suriyeli mülteci var ancak Lübnan hükümeti, bu sayının 1,5 milyon civarında olduğunu belirtiyor ve uzun süredir ülkede bulunup da sığınmacı statüsünde olmayanların sınır dışı edilmesi üzerinde çalışıyor.
Kıbrıs ve AB ile sığınmacılar konusundaki işbirliğini ele aldıklarını aktaran Mikati, "Suriye'de çatışmaların başladığı 2011'den bu yana yerinden edilenlere ev sahipliği yapma konusunda bölge ülkeleri ve dünya ülkeleri arasında en büyük yükü Lübnan['ın[ üstlendi[ğini]" söyledi.
Mikati, "Sığınmacılar meselesi, Lübnanlılar üzerinde büyük baskıyla sonuçlanmıştır. Bu konuyla ilgili çeşitli Avrupalı ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla her zaman işbirliği yapmakta istekliyiz." dedi.
AB ile Lübnan arasındaki işbirliği modeli 2016'da Türkiye ve AB arasında imzalanan göç anlaşmasının AB açısından göçü yavaşlatmada etkili olduğunun deneyimlenmesi sonrasında Akdenize kıyısı olan Arap ülkelerinin özgül özelliklerine uyarlanarak sürdürülüyor. Benzer anlaşmalar daha önce Tunus ve Mısır'la da imzalandı.
AB-Türkiye Göç Anlaşması nedir?
AB liderleri ile Türkiye arasında 2016 yılında imzalanan göç anlaşmasına göre AB, Suriye'den gelen göçmenlerle başa çıkmasına yardımcı olmak için Türkiye'ye en az 6 milyar euro sağlamayı taahhüt etti. Türkiye ise karşılığında göçmenlerin Türkiye'den çıkarak Avrupa'ya geçmesini durdurma sözü verdi.
Mart 2016'da, anlaşmanın yürürlüğe girmesinden bir ay sonra, Türkiye hükümeti Kasım 2015'te günde yaklaşık 6 bin olan yasadışı yollardan Yunanistan'a geçen göçmen sayısının 130'a düştüğünü bildirdi.
AB liderleri 2021'de Türkiye'deki mültecilere 3 milyar euro daha göndermeyi planladıklarını açıkladılar. Avrupa'da büyük bir başarı olarak görülen anlaşma, Tunus ve Mısır ile daha sonra imzalanan daha ayrıntılı anlaşmaların prototipi görevi gördü.
AB Sayıştayı (ECA) raporunda finanse edilen projelerin planlanandan daha yavaş ilerlemesini de eleştirdi. Daha sıkı inşaat düzenlemeleri, korona salgını ve artan enflasyon nedeniyle geliştirme projeleri ertelendi. 2023 yılında Türkiye'de yaşanacak depremlerin de projeler üzerinde önemli bir etkisi oldu.
Lüksemburg'daki Sayıştay, AB Komisyonu'nun, diğer konuların yanı sıra, Türk makamlarından, sağlanan başarıları değerlendirmek amacıyla mülteciler ve ev sahibi topluluklara ilişkin eğitim verileri alınmasını tavsiye ediyor. Ayrıca projelerin etki ölçümünün iyileştirilmesini istiyor.
ECA'ya göre şu anda Türkiye'de 4 milyondan fazla kayıtlı mülteci yaşıyor ve toplam nüfus 87 milyon civarında. Bunlardan 3,2 milyonu Suriye kökenli, 320 binden fazlası ise Afganistan, Irak ve İran'dan geliyor.
(AEK)