Kayiki adlı grup Avrupa Birliği'nin (AB) göçmenlerin ölüm riskini arttıran politikalara ağırlık vermesini eleştirdi.
Yunanistan'dan ve Türkiye'den mültecilerle ilgili çalışmalar yapan aktivistlerin kurduğu Kayiki'nin açıklamasında, 2012'de Nobel Barış Ödülü'ne layık görülen AB'nin ironik biçimde uyguladığı mülteci politikalarının göçmenlerin ölüm riskini arttırdığından söz edildi.
"AB uyguladığı politikalar vasıtasıyla her gün Avrupa'nın deniz sınırlarında meydana gelen kazalar karşısında sessiz kalıyor, gözlerini yumuyor.
"Bu ölüm-kalım 'oyununda', sınırlarını adeta sürgüleyerek, giderek sertleşen caydırıcı önlemler alarak üstlendiği kilit rolle göçmenlerin ölüm riskini arttıran politikalara ağırlık veriyor."
Ölüme giden uygulamalar
Türkçe, Yunanca ve İngilizce yapılan açıklamada, Avrupa'ya girmeye çalışan mülteci ve göçmenlerin Avrupa'da bulacaklarını umdukları güvenlik ve insan onuruna yakışır bir yaşam için yola çıktıkları vurgulandı.
Yunanistan'ın sert bir göç politikası izlediği belirtilerek mevcut uygulamalar eleştirildi.
"Baskın doktrin, caydırıcılık; toplu tutuklamalar; göçmenlerin ve mültecilerin devasa kamplarında insanlık dışı koşullarda 18 aya kadar varan süreler ile tutulmaları; artan sınır dışı ve gerikabul uygulamaları; koruma mekanizmalara erişimin olmaması; refakatsiz çocuklar gibi hassas gruplara koruma ve sosyal yardım sağlanmaması en endişe veren uygulamalar arasında yer alıyor."
Ayrıca yetkililerin'caydırıcı faaliyetler' diye nitelendirdiği insanla doldurulmuş botların her akşam Türkiye sahillerine geri püskürtülmesinin insanların ölüm riskini arttırdığı anlatıldı.
Türkiye'nin eksikleri
Türkiye'nin mülteci politikasındaki eksikliklere de yer verilen açıklamada, Suriye ve diğer ülkelerden gelen mültecilerin sayısının artmasıyla bunların daha da belirgin hale geldiği vurgulandı.
"Türkiye'nin 1951 Cenevre Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin BM Sözleşmesi'ne koyduğu 'coğrafi sınırlama'yı uygulamaya devam etmesinden dolayı" oluşan olumsuz sonuçlara da dikkat çekildi, uzayan iltica prosedürünün mültecilere verdiği zararlar ve iltica sistemine erişimde yaşanan zorluklar dile getirildi.
Bu politikaların mültecileri "Ege Denizi'nin dalgalarına veya Meriç Nehri'nin güçlü akıntılarına rağmen Yunanistan ve daha ileriye gitmek için şanslarını denemeye zorladığı" hatırlatıldı.
AB'ye, Türkiye ve Avrupa hükümetlerine göçmenlere karşı açılan bu savaşa son verilmesi ve sığınma arayan insanlar için hak temelli, güvenli bir ortam inşa edilmesi için çağrıda bulunuldu.
Son olarak 13 Ocak'ta Sakız Adası'nda göçmenlere ait üç ceset bulundu. 15 Aralık 2012'de Türkiye'den Yunanistan'a giden bir mülteci botu battı, 28 kişi öldü.
Kayiki nedir?
2008'de Türkiye, Yunanistan Avusturya ve Almanya'dan mülteciler ve göçmenlerle çalışan akademisyen ve aktivist bir dizi toplantı yaptı.
ToplantılardaTürkiye'den Yunanistan'a genellikle Ege Denizi üzerinden geçmeye çalışan mültecilerin yaşam koşullarını düzeltmenin yolları ve "umut yolculukları"nda oluşan ölümlerdi.
Toplantılardan sonra katılımcılar kendilerini Kayıki olarak adlandırdı. (YY)