Deniz işçilerinin örgütlendiği “Deniz İşçileri Platformu” yaptığı açıklamayla Onur Ayı’nı kutladı.
Platform, gemilerde cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim temelli dışlamaların, homofobinin ve ırkçılığın hâlâ yaygın olduğunu belirtti.
“Gemilerde Onur bayrağını göndere toka ediyoruz” başlığıyla yayımlanan açıklamada, gemilerin yalnızca sınıfsal sömürünün değil, aynı zamanda patriyarka, heteroseksizm ve milliyetçiliğin yeniden üretildiği alanlar olduğu vurgulandı. Platform, kadın, LGBTİ+ ve farklı milletlerden işçilerin çoğu zaman aşağılandığını, dışlandığını, cinsel şiddet tehdidine ve mobbinge maruz kaldığını belirtti.
Açıklamada, LGBTİ+ denizcilerin yaşadığı baskının boyutuna da dikkat çekildi.
Türkiye’de devletin LGBTİ+ karşıtı politikalarının, gemiler gibi kapalı iş alanlarında daha da sertleştiğini ifade eden deniz işçileri, “Aile Yılı” ilânına karşı “Direniş Yılı” diyerek LGBTİ+ denizcilerin direnişini büyüttüklerini belirtti.
“Gemideyiz, buradayız, gitmiyoruz”
Platform, açıklamasında ayrıca şu çağrılara yer verdi:
- Cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimi nedeniyle baskıya uğrayan tüm deniz işçileriyle dayanışmadayız.
- Heteroseksist, milliyetçi ve cinsiyetçi gemi kültürünü teşhir ediyor, reddediyoruz.
- Irkçılıkla, militarizmle, milliyetçilikle ve kapitalist ataerkiyle savaşmadan özgürlük mümkün değildir.
- Denizler, yalnızca erkeklerin ve heteroseksüellerin değil, tüm bedenlerin, tüm kimliklerin özgürce var olabileceği alanlar olmalıdır.
- Onur sadece bir ay değil, bizim için bir hayatta kalma mücadelesidir. Biz buradayız, gemilerdeyiz, kimliğimizle çalışıyor, yaşıyor ve direniyoruz.
- Gemideyiz, buradayız, gitmiyoruz!
Deniz İşçileri Platformu Hakkında
Deniz taşımacılığı sektöründe çalışan işçilerin eşit katılım ve doğrudan demokrasi ilkeleriyle bir araya geldiği, bağımsız ve taban örgütlenmesine dayalı bir yapı.
2017 yılında kurulan ve kendilerini “yürütme komiteleri, liderler ya da arka plan yöneticileri olmadan, doğrudan demokrasiyle var olan bir birlik” olarak tanımlayan platform, denizcilerin maruz kaldığı güvencesizlik, şiddet ve sömürüye karşı sözlerini bizzat kendilerinin söylemesi gerektiğini savunuyor.
Platform, denizcilik sektöründe yaygın olan güvencesizlik, uzun ve belirsiz çalışma süreleri, düşük ücretler, psikolojik ve fiziksel şiddet, cinsiyetçilik, milliyetçilik ve homofobi gibi çok katmanlı sömürü biçimlerine karşı mücadele ediyor.
Platforma göre, denizcilik yalnızca teknik bir meslek değil, aynı zamanda sınıfsal mücadelelerin yoğunlaştığı politik bir alan. (TY)

