Van Barosu, Mezopotamya Ajansı’nın (MA) Van Bürosu ile Jinnews muhabirlerinin gözaltına alındığı operasyona yayınladığı bir basın açıklamasıyla tepki gösterdi.
6 Ekim’de yapılan operasyonda Adnan Bilen, Cemil Uğur, Şehriban Abi, Fehim Çetiner, Nazan Sala ile Şükran Erdem’in gözaltına alındığı hatırlatılan açıklamada gazetecilerin fotoğraf makinelerine, kamera ve teknik malzemelerine el konulduğu belirtildi.
Gazetecilerin avukatları ile 24 saat boyunca görüştürülmediği ve kısıtlılık kararı olan soruşturma kapsamında gazeteciler hakkında 4 gün gözaltı kararı verildiği ifade edilen açıklamada şunlar kaydedildi:
“Basın emekçilerine yönelik bu baskı ve yıldırma politikası ifade özgürlüğünün açık ihlali ve siyasi iktidarın yargı yoluyla özgür basını ve toplumu dizaynetme çabasından başka bir şey değildir.
“İfade özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazıdır. Kamuoyunu ilgilendiren ve yurttaşın bilgi alma hakkı kapsamında, gazetecilerin özgürlüğünün korunması, devlete, Anayasa tarafından yüklenmiş en temel yükümlülüklerden biridir.
“Anayasa’nın 28. Maddesinde de belirtildiği üzere basın hür olmalıdır ve sansüre tabi tutulamaz. Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri almakla mükelleftir.
“Daha önce defaatle belirttiğimiz üzere; gazetecilik suç değildir. Mezopotamya Haber Ajansı ve Jinnews muhabirlerine yönelik gözaltı işlemleri keyfi olduğu gibi, Anayasaya, hukuka ve demokratik toplum gereklerine aykırı olup, gözaltı işlemlerine son verilerek basın emekçilerine yönelik baskıya ve sindirmelere son verilmesini beklediğimizi kamuoyuyla ile saygıyla paylaşırız.”
Ne olmuştu?
6 Ekim sabahı Mezopotamya Ajansı'nın Van Bürosu ile aralarında Jinnews muhabirlerinin de bulunduğu çok sayıda gazetecinin evine sabah saatlerinde baskın düzenlenmiş, baskınlarda MA muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur ile Jinnews muhabiri Şehriban Abi ve Nazan Sala gözaltına alınmıştı.
Gözaltına alınan gazeteci Cemil Uğur, Van'ın Çatak ilçe kırsalında operasyona çıkan askerlerin gözaltına aldığı Servet Turgut ve Osman Şiban'ın helikopterden atıldıklarını belgeleriyle ortaya çıkarmıştı. Helikopterden atılan Turgut günlerce kaldığı yoğun bakım ünitesinde yaşamını yitirmişti. (HA)