Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Zonguldak’ta yerel gazetecilerin çalışma koşullarına karşı başlattığı eylem sonrasında bir soru önergesi hazırladı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a yerel medyada çalışan basın emekçilerinin açlık sınırının altında ücret, güvencesizlik ve uzun çalışma saatleri gibi başlıca sorunlarını sordu.
Türkiye’nin basın özgürlüğünde 180 ülke içerisinde en kötü 22. ülke olduğunu hatırlatan Bayhan, “Gazeteciler, tutuklama, gözaltı, sansür ve baskı gibi zorluklarla mesleklerini sürdürmeye çalışırken, artan enflasyon ve derinleşen yoksulluk karşısında da hayatta kalma mücadelesi veriyor” dedi.
Bayhan, özellikle yerel medyada çalışan gazetecilerin çoğunun asgari ücretin altında maaş alarak ve ek iş yaparak ayakta kalmaya çalıştığını aktardı. Birçok yerel medya kuruluşunda gazetecilerin, 'telifli' ya da 'stajyer' adı altında sigortasız ve düşük ücretlerle çalışmaya zorlandığını, yerel medya kuruluşlarının Basın İlan Kurumu’ndan ilan alabilmek için gerekli kadro sayısını karşılamadıkları ve işe alım süreçlerinde belirsiz iş tanımları ya da düşük ücretler karşılığında birden fazla işin (editörlük, muhabirlik, kameramanlık, foto muhabirliği, kurgu, seslendirme vb.) yapılmasının beklendiğini söyledi.
"İlan dağıtımı adil değil"
Bayhan, Basın İlan Kurumu'nun vakıf, dernek ve kurum ilanlarını önce kesintiye tabi tutup ardından resmi ilan alan gazetelere dağıtmasının ve özellikle gelişmekte olan illerde, ilan sayıları düşük olmasına rağmen aynı sayıda personel çalıştırma talebinin gazeteler arasında gelir adaletsizliği yarattığını anlattı. Bayhan devamında şunları söyledi:
“Yerel medyada yaşanan sorunlar sadece ilan gelirleriyle sınırlı değil. Ajans haberlerinin tercih edilmesiyle birlikte, muhabir istihdamı giderek azalıyor. Bu durum, gazetecilerin iş güvencesini zayıflatırken, sendikal koruma olmaksızın uzun saatler çalışmaya zorlanıyorlar ve fazla mesai ödemeleri yapılmıyor. Ayrıca, gazetecilerin ücret ve çalışma koşulları üzerinde pazarlık yapma şansı neredeyse yok denecek kadar az.”
Ardından da Cevdet Yılmaz’a şu soruyu yöneltti:
“İlan dağıtımının daha adil bir şekilde düzenlenmesi ve gelir eşitsizliklerinin giderilmesi için bir adım atmayı planlıyor musunuz? Ayrıca, Basın İlan Kurumu'nun gösterge ve IP girişlerini düşürmesiyle ilgili bir düzenleme yapılacak mı?”
"Denetimler daha etkin hale getirilmeli"
Bayhan’ın bir diğer dikkat çektiği nokta ise, kamuda uygulanan tasarruf tedbirleri nedeniyle resmi ilan gelirlerinin azalması ve bunun gazetecilerin gelirlerine yönelik olumsuz etkisi oldu. Bayhan, Yılmaz’a şu soruyu yöneltti.
“Bazı kamu kurumlarının aboneliklerini ve ilanlarını kesme kararı alması, özellikle yerel medya üzerinde büyük bir baskı yaratıyor. Örneğin, Bülent Ecevit Üniversitesi'nin yılbaşından itibaren gazete ve televizyonlara bülten yayınlama ödeneğini keseceği belirtiliyor. Tasarruf genelgesinden basın ve medya ile ilgili kısıtlamaları kaldırmak için bir adım atacak mısınız?”
Ayrıca, Türkiye’nin farklı şehirlerindeki yerel medya çalışanı gazetecilerden gelen şikayetlerin asgari kadro sayılarının suistimal edildiğine işaret ettiğini belirten Bayhan, Yılmaz’a “Sahada muhabiri olan yerel medya sayısı parmakla gösterilecek kadar azaldı. Gazete için gerçekte bir ya da iki gazeteci dışında çalışan yoktur. Geri kalan kadrolar, işverenin yakın çevresinden tamamlanıyor. Mevzuatın bu şekilde suistimal edilmesi, yerel medyada çalışan gazetecilerin sendikalaşmasını da imkânsız hale getiriyor. Suistimallerin giderilmesi ve yerel gazetecilerin sendikal haklarını kullanabilmesi için BİK denetimlerinin daha etkin hale getirilmesi gerekiyor. Bu konuda ne gibi önlemler almayı planlıyorsunuz?” diye sordu.
(HA)