* ABD Başkanı George W. Bush, Afganistan'a yağdırılan bombaların "iyiler - kötüler savaşı"nın kaçınılmaz sonucu olduğunu iddia edeli beri, bu keskin saflaşmanın "iyiler" tarafından yer alma telaşı tüm dünyayı sardı. Pentagon eliyle yürütülen bu kampanya her gün, her saat yazılı ve görsel basın aracılığıyla öylesine körükleniyor ki, dünyamızın içine düştüğü son kirli savaşın hepimizin savaşı olduğuna inanmamız isteniyor.
* Hiçbir kural tanımayan, kapkara propaganda silahıyla yürütülen, gerçeklerin baş aşağı çevrilip, bütün yalanların gerçekmiş gibi yutturulduğu medyatik bir savaş bu.
Köleleştirilen dünya halkları
* Adının "Kalıcı Özgürlük" diye anılması bu yüzden... Nasıl ki, "Hayata Dönüş" derken onar onar öldürdüler; "Kalıcı Özgürlük" derken de yağdırılan milyon dolarlık bombalarla dünya halklarını köleleştiriyorlar.
* ABD'nin dünya haklarının bugününü ve geleceğini ipotek altına alan bombalarına, "made in USA" damgalı uluslararası ajan(s)lar, haber ve bilgi bombardımanlarıyla eşlik ediyor.
* Dünya işte bu tek yanlı haber saldırısıyla şaşkına çevriliyor. Saflaşmaya ilişkin demagojik betimlemeler havada uçuşuyor: Bir yanda iyiler, diğer yanda kötüler; bir yanda modernler, diğer yanda barbarlar; bir yanda aklın bilimin hizmetinde olanlar, diğer yanda ise ruh hastası manyaklar...
* Sinemalarda eğlenerek izlenen ama kapıya çıkınca bir tek sahnesi dahi akılda kalmayan üçüncü sınıf bilim kurgu filmlerin senaryoları, işte bu 'uluslar arası" ajan(s)lar tarafından haber diye servise konuluyor. Kimsenin inanamayacağı kadar saçma olan bu ucuz senaryolar, şimdilerde dünyanın 'saygın' gazete ve televizyonlarında en basit gazetecilik ilkelerini eze eze geniş yerler işgal edebiliyor.
Bombaların altında insanlar can veriyor
* Oysa yaşananlar, gösterildiğinden çok farklı:
* Dünya ve Türk medyasının teknik özelliklerini çok cazip bulduğu Tomahawk füzeleri vurduğu her toprak parçasında yaşamı nihayete erdiriyor. Bebekler, delikanlılar, kadınlar, yaşlılar, adına övgüler düzülen bu füze yüzünden ölüyor, sakat kalıyor.
* Dünya ve Türk medyasının yazdığının aksine, uçaklardan yağdırılan bombaların altında "ruh hastası manyak teröristler" değil, insanlar can veriyor.
* Dünya ve Türk medyası ABD'nin gönüllü borazanlığını yaparak savaşı kışkırtırken, tüm bu yaşananların faturası dünya halklarına açlık, göç ve hastalık olarak dönüyor.
Gazetecinin görevi haberciliktir
* Herkesin bildiği, fakat bir türlü dile getirmediği tüm bu gerçeklere karşın, ABD'nin çıkarlarını kendi has çıkarları olarak kabul etme alışkanlığı edinmiş medya kalemşorları "bir koyup beş alma"nın hesaplarını yapıyor. Henüz ortada hükümet kararı bile yokken, bordo berelileri ön saflarda savaşa sokuyor, deneyimli "ölüm makineleri" olarak sunulan komandoları Afganistan dağlarına sürüyor; ilgili, ilgisiz herkese 'pes' dedirtiyor.
* Biz basın emekçileri, savaştan ve Türkiye'yi savaşa hızla sürükleyen gelişmelerden ve medyanın gönüllü olarak üstlendiği savaş kışkırtıcılığından duyduğumuz kaygıya dikkat çekiyoruz.
* Unutulmamalıdır ki, gazetecinin asli görevi savaş kışkırtmak değil, habercilik yapmaktır.
* Ve yine unutulmamalıdır ki, savaş bitip taşlar yerine oturduğunda, halkları aldattığını sananların madalyası, alınlarındaki kara lekeler olacak. Ve onlar böyle bir madalya ile asla gurur duyamayacaklar... (BB/NA)