Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, Karabük Üniversitesi öğrencisi Gabonlu Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga'nın (Dina) ölümünün etkin bir şekilde soruşturulması ve adalet talebiyle dün (10 Nisan) eylemdeydi.
Kadıköy'de Süreyya Operası önünde yapılan eylemde "Gabonlu Dina'dan Suriyeli Gina'ya adalet istiyoruz" pankartı açılırken, "Dina için adalet", "Bir kişi daha eksilmeyeceğiz", "Irkçılık öldürür, dayanışma yaşatır", "Göçmen cinayetleri politiktir" yazılı dövizler taşındı.
Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi adına Gülyeter Aktepe tarafından okunan açıklamada, Dina'nın bir postane çalışanı tarafından para karşılığı cinsel ilişki teklifi içeren taciz ve tehdit mesajları almaya başladığı hatırlatılarak "Dina bu mesajlardan annesine gönderdiği sesli mesajlarda da bahsediyordu. Yine, ölümünden bir gün önce annesine gönderdiği mesajlarda ırkçılığa maruz kaldığını, öldürülebileceğinden korktuğunu, Sakarya'ya taşınmak istediğini söylüyordu" denildi.
Aktepe sözlerini şöyle sürdürdü:
Bir devlet kurumu olan PTT'nin çalışanlarının postaneye gelen göçmen bir kadını taciz ve tehdit etmesi kabul edilemez. Olay sonrasında hemen soruşturma ile ilgili gizlilik kararı alınması, video görüntülerini yayınlayan muhabirin gözaltına alınması, Dina'nın otomobiline bindiği görülen kişinin üç kez gözaltına alınıp sonra serbest bırakılması ve 4. kez gözaltına alındıktan sonra ancak bugün tutuklanmış olması soruşturmanın etkin ve şeffaf yürütülmediğini göstermektedir.
TIKLAYIN - Dina'nın ölümünün şüphelisi tutuklandı
"Bu cinayetler münferit değildir"
Dina'nın ölümüyle aynı hafta içerisinde Kilis'te 9 yaşında Suriyeli kız çocuğu Gina'nın istismar edilerek katledildiğini hatırlatarak "Göçmen çocuklar, sömürüye maruz bırakılmakta, çocuk yaşta erken ve zorla evlendirilmekte, birçok biçimde istismar edilmekte ve hatta Gina gibi katledilmektedir" diyen Aktepe, sözlerinin devamında şunları kaydetti:
Bu cinayetler münferit değildir. 2014 yılında İstanbul'da tecavüze maruz bırakıldıktan sonra camdan atılarak katledilen Ugandalı Jesca Nankabirwa, 2017 yılında Sakarya'da yine tecavüze maruz bırakıldıktan sonra öldürülen Suriyeli Emani El Rahmun, 2019'da Ankara'da AKP'li milletvekili Şirin Ünal'ın evinde hayatını kaybeden Özbekistanlı Nadira Kadirova ve son olarak Gabonlu Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga'nın Karabük'teki ölümü, göçmen kadınlara yönelik sistematik erkek şiddetini gözler önüne sermektedir. Öte yandan, göçmen ölümlerinin, göçmen kadın cinayetlerinin etkin soruşturulmadan üzerlerinin kapatılması, adaletin tesis edilmemesi tesadüf değildir. Siyasal iktidarın bilinçli sistematik politikalarının sonucudur.
TIKLAYIN - "Şüphesiz" ölümler: Dina ve Gina - Evrim Kepenek
"Göçmen cinayetleri politiktir"
"Irkçılık ve göçmen düşmanlığı tırmandırılırken, kadınların kazanılmış haklarına saldırılar sürerken, LGBTİ+'lar hedef gösterilirken, göçmen kadınların başta yaşam hakkı olmak üzere en temel hakları gasp edilmektedir" diyen Aktepe, kadın ve göçmen cinayetlerinin politik olduğunu vurguladı.
Siyasal iktidarın erkek şiddetini ve ırkçılığı sonlandıracak politikalar üretmek yerine eşitsizliği, ayrımcılığı ve cinsiyetçiliği körüklediğini söyleyen Aktepe, "Bizler, göçmenlere yönelik her türlü ayrımcılığın ve sömürünün; göçmen kadınlara yönelik erkek şiddetinin karşısında olacağımızı yineliyor, göçmen ölümlerinin etkin biçimde soruşturularak aydınlatılmasını talep ediyoruz" diyerek sözlerini sonlandırdı.
Bugün Gabonlu Dina’dan Suriyeli Gina’ya Adalet İstiyoruz! diyerek Kadıköy Süreyya Operası önünde adalet talebimizi yineledik. #DinaİcinAdalet#justicepourdina pic.twitter.com/TOqsm4jzPy
— Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi (@biraradayasamak) April 10, 2023
(VC)