*Fotoğraf: Eğitim Sen
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) “2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı 1’inci Yarıyılında Eğitimin Durumu” raporunu açıkladı.
Raporu paylaşan Eğitim Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul, eğitimin dinselleştirilmesi ve ticarileşmesi üzerinde durdu.
“Eğitim sisteminde yaşanan sorunların ülkedeki ekonomik, toplumsal ve siyasal alanda yaşanan gelişmelerden ayrı ve bağımsız olmadığı açıktır” diyen Kurul özetle şunları söyledi:
“2021-2022 eğitim öğretim yılının ilk yarısında eğitim alanında yaşanan gelişmeler, MEB’in eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek gibi bir derdinin olmadığını göstermiştir.
"Farklı dil ve inançlar dışlanıyor"
“Pandemi nedeniyle uygulanan uzaktan eğitimle ilgili sorunların çözümü için gerekli adımların atılmadığı, eğitime erişimde yaşanan sorunlar başta olmak üzere eğitimde dayatmacı politikaların sürmesi nedeniyle öğrencilerin ve öğretmenlerin mutsuz olduğu, öğretmenlerin esnek, güvencesiz ve angarya çalışmaya zorlandığı, siyasal kadrolaşmanın devam ettiği, eğitim sürecinde farklı dil, kimlik ve inançların dışlanıyor.
“Geleneksel cinsiyet rolleri aile, okul, hukuk, ahlak, din ve medya tarafından sistemli bir şekilde çocuklara ve topluma aktarılmaya çalışılmaktadır. Ülkedeki etnik, dilsel, kültürel çeşitlilik ve inanç çeşitliliği, eğitim programlarında ve ders kitaplarında neredeyse hiç yansıtılmamaktadır.
"Eğitim sisteminde ve toplumsal yaşamda benimsenen tekçi anlayış, farklı inanç, kimlik ve mezhepleri yok saymayı, onları ve taleplerini görmezden gelmeyi ısrarla sürdürmektedir.
Eğitim yatırımları imam hatiplere
"Din Öğretimi Genel Müdürlüğü bünyesindeki imam hatip ortaokullarında 30'dan fazla öğrenci olan şube oranı sadece 14,8’dir. Bu veriler, eğitim yatırımlarının eşitsiz ve ayrımcılık yaratacak şekilde imam hatip okulları lehine kullanıldığını ortaya koymaktadır.
"MEB verilerine göre, genel ortaöğretimde öğrenci sayısı 30’dan fazla olan şube oranı yüzde 62,8 gibi yüksek bir oranda iken, imam hatip liselerinde öğrenci sayısı 30’dan fazla olan şube oranının yüzde 14,5 olması, okul türleri arasında devlet eliyle ayrımcılık yapıldığını göstermektedir. Özellikle salgın koşullarında genel ortaöğretimde ciddi biçimde derslik ve öğretmen ihtiyacı bulunmaktadır ve bunun için yeterli bütçe ayrılmamıştır.
"Çocuklar camiye götürülüyor"
"Çeşitli cemaatlere bağlı okullar, yurtlar, kreşler ve Kuran kurslarının açılması, okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocukların toplu olarak camiye götürülmesi gibi uygulamaların bu dönemde de devam etti.
"Eğitim sisteminde çocuklara yönelik etnik köken, dil ve inanç ayrımcılığı uygulamaları da sürüyor. Farklı kimlik ve inanç kökenine sahip çocuklara, özellikle Suriyeli çocuklara yönelik ayrımcı uygulamaların artmış olması düşündürücüdür.
"Türkiye'de çocuk haklarına yönelik olarak ortaya çıkan karanlık tablo, çocuk haklarının ülkemizde sadece kâğıt üzerinde kaldığını gösteriyor. . Eğitim ve yaşam hakkı başta olmak üzere, Türkiye'de çocukların en temel haklarının tehdit altında olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir." (RT)