Türkiye’de Korunmaya Muhtaç Çocuk Sorunu Forumu’nda paylaşılan bilgiler, bu konudaki en büyük sorunların toplumdan dışlanma, iş bulamama ve güvensizlik duygusu olduğunu gösterdi.
Forumun katılımcılarından Koç Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı konuşmasında 1950’li yıllarda Lübnan’da bir yetimhanede yapılan araştırmayı örnek vererek kurum içinde değil, aile ortamında çocuğun zihinsel ve sosyo-duygusal gelişmesinin gerçekleşebileceğini anlattı.
Çocuk Hakları Zirvesi Kalkınma Derneği Başkanı Ebrize Çeltikçi çocuğun içinde bulunduğu şartların iyi hale getirilmesi için ailelerin iyi hale getirilmesi gerektiğinden söz etti.
Psikiyatrist Prof. Dr. Bengi Semerci de temel sorunun hala çocuk haklarının bilinmemesinden kaynaklandığını anlattı ve kadın sivil toplum kuruluşları gibi çocuk sivil toplum kuruluşlarının da büyüyeceğini umut ettiğini ifade etti.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Aile Sosyolojisi Bölümü’nden Prof. Dr. Esin Küntay, kısa süre sokakta kalan çocuğun karşılaşabileceği en büyük tehlikenin cinsel sömürüye maruz kalması olduğunu anlattı ve çocukların sokakta kaldığı sürece, suça maruz kaldığını ya da aracı olarak kullanıldığını ifade etti.
Ev içi şiddet görünür kılınmalı
Hayat Sende Derneği’nden Abdullah Oskay “Çocuk bir yurda girdi mi etiketin ömür boyu takip ettiğine inanıyorum. Yurt çocuklarının bireyselliği vurgulanamayan çocuklar olduğunu belirterek temel yaşam becerilerine yönelik eğitimlerin artırılması gerektiğini söyledi, koruyucu aile modelinin yaygınlaştırılmasının önemini vurguladı.
Geleceğimizin Çocukları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Müge Çelebican ise bir başka noktaya dikkat çekti.
“Geçtiğimiz yıl yaptığımız araştırmada çocuğa karşı aile içi şiddet yüzde 73.41 çıktı. Bu gösteriyor ki aile içinde yaşayan da çok sayıda korunmaya muhtaç çocuğumuz bulunmaktadır.
“Yasal bir reform gerekli. Öncelikle ev içi şiddetin görünür kılınmasını sağlamamız gerekiyor. 20 bin korunmaya muhtaç çocuk var ama aile içi şiddet sayısı hakkında bilgi yok.”
Prof. Dr. Ümran Tüzün konuşmasında önce şiddetin önlenmesi gerektiğini söyledi.
“Gerçek bir ölüm tehdidi olmasa da, bir aileden ayrılması da çocukta travma yaratabiliyor. Ya da gelişimine uygun olmayan bir olayla karşılaşması. Travma fiziksel ve ruhsal sağlığını, sosyal hayatlarını ve beynini etkiliyor. Önce şiddeti önlemeliyiz. Aile yoksa aileye benzer kurumlarda çocukların güven duygusunu geliştirmeliyiz.”
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Çocuk Sağlığı Bölümü’nden Prof. Dr. Rukiye Nurten Eker Ömeroğlu sokak çocuklarıyla ilgili madde bağımlılığı araştırmasının sonuçlarına dayanarak çocukların kalp ritmini oluşturan ve ileten sistemde ciddi sorunlar olduğunu, bağışıklık sistemlerinin kötü olduğunu, basit bir enfeksiyon yüzünden kalp hastası olabildiklerini anlattı.
Klinik Psikolog Prof. Dr. Tülin Yurtbay çocukta güven duygusunun en önemli döneminin 0-1 yaş arasında olduğunu hatırlatarak erken dönemde anneden ayrılan çocukların psikososyal, fiziksel gelişimlerinin yetersiz olduğundan söz etti.
“Bu çocukların kışla görünümündeki kurumlarda olmaktansa aile evlerinde sitelerinde büyütülmesinin yararı var.”
Çocuk Bakanlığı önerisi
Hukukun öngördüğü korunma hakkıyla toplumun algıladığı korunma hakkı kapsamı arasında fark olduğunu vurgulayan İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nden Avukat Seda Akço Bilen çocukları korumak için kamu vesayeti teşkilatı kurmaya ihtiyaç olduğunu, bakım hizmetlerine alternatiflerin getirilmesi gerektiğini ve mutlaka bir çocuk bakanlığının olması gerektiğini dile getirdi.
Ankara Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı’ndan Prof. Dr. Neşe Erol da konuşmasında öncelikle terminolojinin değişmesi gerektiğini vurguladı.
“Çocuk korunmaya muhtaç değildir, bu hakkıdır. Muhtaçlıktan hak durumuna toplum olarak geçebilirsek ilerlemiş oluruz.”
Özel Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükran Şıpka çocukların korunmasının hukuksal açıdan hiçbir eksikliğinin olmadığını, eksikliğin uygulanmasında olduğunu ifade etti ve kendilerini ilgilendiren davalarda çocukların da görüşlerinin alınmasının gerektiğini anlattı.
Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı’nın düzenlediği forum korunmaya muhtaç çocukların topluma kazandırılmaları, ruh sağlıkları ve fiziki koşullarının iyileştirilmesi için çözümler önerilerek farklı çalışma yöntemlerinin geliştirilmesini amaçlıyordu. (YY)