Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin (Lanzarote Sözleşmesi) 13. yaşına özel açıklama yayımladı.
Avrupa Konseyi 13 yıl önce dün (25 Ekim 2007), Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni imzaya açmıştı. İlk kez bir uluslararası anlaşmanın, cinsel istismar suçunu tanımladığı ve cinsel istismarı suç saydığı Lanzarote Sözleşmesi, 1 Temmuz 2010’da yürürlüğe girmişti. Sözleşme’nin Türkiye’de yürürlüğe girdiği tarih ise 10 Eylül 2011’di.
EŞİK, “Çocuk cinsel istismar ve sömürüsünün önlenmesi için devletlere pozitif yükümlülükler yükleyen Lanzarote Sözleşmesi’ne karşı çıkanlar bilmelidirler ki, İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıktığımız gibi Lanzarote Sözleşmesi’ne de sahip çıkacağız” ifadelerini kullandı.
Tüm kamuoyunu da Lanzarote Sözleşmesi’ne sahip çıkmaya davet eden EŞİK, “Çocuk istismarcılarına af çıkarılması ve çocuk cinsel istismarının ‘erken evlilik’ adı altında meşrulaştırılması girişimlerine karşı çıkmaya çağırıyoruz” dedi.
“İstismarlar devam ediyor”
Türkiye’nin de altında imzası bulunduğu Lanzarote Sözleşmesi’ne rağmen istismarlar devam ediyor
EŞİK, cinsel sömürü ve cinsel istismar oluşturan davranışları tanımlayan Madde 18-23 sayesinde, çocukları cinsel istismar ve sömürüden korumak amacıyla dünyadaki en yüksek yasal standartların açık ve anlaşılır bir şekilde tanımlandığı anlaşmanın Türkiye’nin de altında imzası olduğunu hatırlattı. Buna rağmen istismarların devam ettiğini belirten EŞİK, şu ifadeleri kullandı:
“Son yıllarda kadınların ve çocukların yasalarla güvence altına alınan hakları yoğun saldırı altında. Saldırıların hedefinde kadınların ve çocukların şiddetten korunma usullerini düzenleyen ve güvence altına alan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Şiddet Yasası var. İşte çocukların geleceğini güvence altına alan ve Türkiye’nin de altında imzası bulunan Lanzarote Sözleşmesi de 13’ncü yılına bu saldırılar altında giriyor.
“Türkiye, Sözleşmenin 13’üncü yılında, çocuk istismarcılarına af getirilmesi ve zorla çocuk evlendirmelerinin yasallaştırılmasını konuşuyor!
“Abdurrahman Dilipak ve benzerleri, sadece İstanbul Sözleşmesi’ne değil, Lanzarote Sözleşmesi’ne de saldırıyor. Dahası Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, katıldığı televizyon programlarında, Türkiye’deki doğurganlık oranını yükseltmek için evlilik yaşının erkene alınması konusunda çalışmaların olduğunu açıklıyor. Türkiye, Sözleşme’nin 13’üncü yılında, çocuk istismarcılarına af getirilmesi ve zorla çocuk evlendirmelerinin yasallaştırılmasını konuşuyor!”
EŞİK'in çözüm önerileri
EŞİK, 4 Ekim 2020 tarihli basın açıklaması ile TİHEK Başkanı Süleyman Arslan’ın derhal görevden alınmasını istediklerini fakat bu konuda hiçbir girişimde bulunulmadığını da hatırlattı. EŞİK'in çocuk istismarlarının önlenmesi konusundaki önerileri şöyle:
*Çocukların evlilik adı altında istismar edilmelerinin hukuken önünü açıp, evlilik yaşının düşürülmesini isteyenlerin hedefinde olan ve bugün imzaya açılışının 13. yılı olan LANZAROTE SÖZLEŞMESİ’ni tüm hükümleriyle hayata geçirin.
*Dini nikah olsun olmasın, çocuk yaşta evlendirme, çocuk cinsel istismarıdır. Eğer maddi bir bedel karşılığı yapıldı ise bu çocuk cinsel sömürüsü.
*Türk Ceza Kanunu’nda bu yönde etkili hükümler olmakla birlikte bu hükümler kâğıt üzerinde bırakılmaktadır. Saldırganlar birçok durumda cezasız bırakılmakta; ceza kaçınılmaz olduğunda ise sadece istismarcı cezalandırılmakta ve bu eksik uygulama cinsel istismarın önlenmesine hizmet etmemektedir. Bu fiili uygulama Lanzarote Sözleşmesi’nin suça yardım ve yataklık edenler ya da suça teşebbüs edenlerin cezalandırılmasını öngören 24. maddesi ile suçun ciddiyeti göz önüne alınarak, etkili, orantılı ve özgürlüklerin kısıtlanmasını içeren cezaları da kapsayacak caydırıcı yaptırımlarla cezalandırılmasını öngören 27. maddelerine de açıkça aykırılık oluşturuyor.
*Çocuk yaşta evlendirmeleri ve çocuk istismarını önlemesi gereken ama bunu yapmayan; aksine teşvik eden, kolaylaştıran ya da göz yuman tüm sorumlular cezalandırılmalı, kamu görevlileri ise görevlerinden alınmalı.
*Evlenme ehliyeti olmayan çocuklara dini nikah kıyan din görevlileri, evlatlarını çocuk yaşta evlendiren aileler ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyerek buna göz yuman kişiler ve resmi otoriteler özellikle cezalandırılmalı.
*Çocuk cinsel istismarını ve çocuk yaşta zorla evlendirmeleri savunan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Süleyman Arslan derhal görevden alınmalı. (EMK)