Bir yıl önce bugün “İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye bakımından feshedildiğine” dair hukuksuz kararın yürürlük tarihiydi.
Eşitlik İçin Kadın Platformu-EŞİK’ten yapılan açıklamada, “İstanbul Sözleşmesi yaşam ve özgürlük meselesidir, vazgeçmiyoruz!” diye seslenildi.
"Vazgeçmek mümkün değil"
EŞİK’in açıklamasından öne çıkan vurgular şöyle:
*Hukuksuz bir kararın yürürlük tarihi olmaz. Daha ötesi; İstanbul Sözleşmesi kadınların canları, özgürlükleri hakkında olup, her bir cümlesi onlara Emine Bulut’un kızının “Anne Lütfen Ölme” çığlığını, Pınar Gültekin’in küllerini, Gülistan Doku’nun bulunmayışını hatırlatırken hiç bir güç bu cümleleri gündemden kaldıramaz, kadınların aklından ve gönlünden silemez.
*İstanbul Sözleşmesi’nin “nas olmadığı”, çıkılabileceğinin dile getirilmesi ve 19 Mart 2021 Cuma gecesi tek cümlelik bir kararla Türkiye’nin imzasının çekildiğinin ilan edilmesinden buyana, kaç potansiyel katilin cesaret bulduğunu, kaç kadının bu cesaretle hayattan koparıldığını ya da sakat bırakıldığını bilmemiz olanaksız ama “İstanbul Sözleşmesi Yaşam ve Özgürlük meselesidir” demek için mahkeme salonlarında duyduklarımız yeterli. Pınar Gültekin’in katili “İyi ki İstanbul Sözleşmesi iptal edildi” derken hayati bir gerçeği itiraf etmiş; “Kadın cinayetleri politiktir” demişti aslında. Katilin bu cümlesi, bir siyasi kararın canlara nasıl mal olduğunu göstermektedir.
*İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuz ve hiçbir haklı sebebi olmaksızın çekilme kararının iptali hakkında karar verecek olan Danıştay yargıçlarına bir kez daha bu vesile ile sesleniyoruz;
*Kadın Cinayetleri Politiktir, vereceğiniz karar kadınların can güvenliği hakkındadır. Tüm canlıların hayatta kalma becerisini doğuştan bildikleri ve asla unutmadıklarını hatırlayınız. İstanbul Sözleşmesi de kadınların ve cinsiyeti üzerinden şiddete maruz bırakılan herkesin hayatta kalma bilgisidir. Vereceğiniz kararı asla unutmayacaklardır.
*Sözleşmeden Çekilme Kararının İptal Edilmesi Hukukun Üstünlüğü İçin de Hayat Memat Meselesidir.
*Sözleşmeden çekilme kararının iptali hepimizin ülkesi Türkiye’nin HUKUK GÜVENLİĞİ meselesidir. Bu hukuksuz çekilme kararını iptal etmenizi, iptal edilmeyecekse davaların Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ediyoruz.
*İstanbul Sözleşmesi davaları duruşma süreci gösteriyor ki, biz kadınlar ve LGBT+lar, daha da güçlenerek İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkıyoruz ve asla vazgeçmiyoruz.”
Ne olmuştu?
Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 20 Mart 2021 Cumartesi İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı olarak feshedildiğini duyurdu. Fesih kararı 23 Mart 2021 Pazartesi günü Avrupa Konseyi’ne de bildirdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada “Fesih kararının” nedeni olarak “Sözleşme’nin eşcinselliği meşrulaştırıyor olması” iddia edildi.
Kadınlar, 20 Mart’tan beri Türkiye’nin birçok ilinde İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya devam ediyor.
İstanbul Sözleşmesi hakkında
Tam adı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açıldı ve ilk imzalayan ülke Türkiye oldu. Sözleşme 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girdi.
Sözleşme, ''kadına yönelik şiddet'', ''aile içi şiddet'', ''kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet'', ''kadın'' kavramlarını tanımlıyor.
Uluslararası alanda kadına yönelik ve aile içi şiddetle ilgili ilk bağlayıcı belge olma özelliğini taşıyan sözleşme şunları içeriyor:
İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini kapsıyor.
Sözleşme çerçevesinde eviçi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde kadının korunmasını esas alıyor.
Kadınları konumlandırırken "aile" olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmiyor.
Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi'nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda.
Devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değil. Şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, yani kim olursa olsun şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü de devlete ait.
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi'nin tüm maddeleri...
TIKLAYIN - 7 Soru, 7 Yanıt: İstanbul Sözleşmesi Nedir, Ne Getiriyor?
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi nedir, ne değildir?
TIKLAYIN - “İstanbul Sözleşmesi 4 partinin de ortak fikriydi”
(EMK)