Ermenicede ‘gül’ anlamına gelen ‘vart’ ile parıltı anlamına gelen ‘var’ sözcüklerinden oluşan Vartavar, ‘Su Bayramı’ olarak da kutlanıyor.
Ermeni halkının beş büyük yortusundan biri olan bu bayramın kökeni, Nuh Tufanı’na kadar uzanır ve yaklaşık beş bin yıllık bir geçmişe sahip.
Bu bayramda, tüm mabetler güllerle süslenir. Nuh Tufanı sonrası yağan bereketli yağmurla hayatın yeniden filizlenmesini simgeleyen bu bayramda, insanlar birbirlerini suyla ıslatarak hem neşeyi hem de yeniden doğuşu kutlar.
Vartavar Yortusu, Doğu Karadeniz yaylalarını yurt edinmiş olan Hemşinliler tarafından da kutlanıyor.
“Bu bayramın iki anlamı var”
Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan ise Vartavar’ı Agos gazetesine şu sözlerle anlatmıştı:
“Vartavar, Ermenilerin beş önemli yortusundan biri. İsa Mesih’in hayatında çok önemli bir olayı anlatıyor.
Mesih çarmıha gerilmeden birkaç hafta önce üç öğrencisini yanına alır ve Celile yakınlarındaki Tabor Dağı’na dua etmeye çıkar.İsa Mesih onların gözünün önünde biçim değiştirir, ışık saçmaya başlar ve birdenbire öğrencileri görür ki, bir yanında Musa, diğer yanında İlya var. Petrus bunun üzerine, ‘Buraya üç tane çardak yapalım. Biri sana, biri Musa’ya, biri İlya’ya’ der.
Tam o sırada, vaftizindeki gibi, gökyüzünü ışıktan bir bulut kaplar ve bir ses ‘Benim sevgili oğlum budur, ondan razıyım’ der.
İsa Mesih’in insanlığının içinde gizlenmiş tanrısallığın ortaya çıkmasını temsil eden bu yortunun resmi adı ‘Aylagerbutyun’ (biçim değiştirme) ya da ‘Baydzaragerbutyun’dur (tecelli).
İkincisini yalnızca Ermeni Apostolik Kilisesi kullanır. Aslında bu bayramın iki anlamı var; biri İsa’da tanrılığın açılması, diğeri İsa’da insanlığın açılması.”
(VC)

