Kocaeli’deki Kartonsan fabrikasında başlayan grev 36. günü geride bırakırken, direnen işçiler bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş’ı ziyaret etti.
Erkan Baş sonrasında Selüloz-İş Sendikası’nın Kocaeli Şube Başkanı Murat Yörük, İş Yeri Temsilcisi Tuncer Kabaoğlu, işçilerden Sinan Kahraman ve Uğur Güçlü ile birlikte TBMM’de basın açıklaması yaptı. Meclis’te Kartonsan işçilerinin grev sözcülüğünü devraldı.
İşçilerin 36 gündür haklarını almak için çalıştığından bahseden Baş “işçilerin sesinin inatla ve ısrarla duyulmak istenmediğini” söyledi. Ardından da işçilerin yazdığı basın açıklaması metnini okudu:
Kartonsan işçilerinin yazdığı, Erkan Baş’ın da işçilerin hak mücadelesine ses olduğu açıklama şöyle:
Kartonsan işçileri: Grev sürecine bir günde gelmedik
Bizler Selüloz-İş Sendikasına bağlı Kartonsan fabrikası işçileri olarak 22 Aralık 2022’de çıktığımız greve bugün itibariyle 36’ncı günümüzde devam ediyoruz.
Yaklaşık 6 ay süren toplu sözleşme görüşmelerinde yaşanan anlaşmazlık üzerine grev uygulama kararımızı aldık. Ancak grev sürecine bizler bir günde gelmedik. Toplu sözleşme süreci öncesinde yaşanan gelişmeler grevin habercisi gibiydi.
Bizler yaşanan yüksek enflasyon döneminde, artan pahalılığa karşı yaşam koşullarımızı koruyabilmek için Mart 2022’de ücretlerimize iyileştirme istedik. Ancak bu haklı talebimiz işveren nezdinde karşılık bulmadı. 1 Mayıs ve devamında Ramazan Bayramı’nda üretimden gelen gücümüzü kullandık ve işi durdurduk. Bunun üzerine haklı talebimiz işveren nezdinde bu sefer karşılık buldu ve iyileştirme aldık.
Toplu sözleşme sürecinde ise işverenin uzlaşmaz tutumu, düşük ücret dayatması bizleri grev sürecine getirdi. En son greve çıkmadan önce işverenin önerdiği ücret teklifi ile en düşük ücret brüt asgari ücretin yalnızca 8 lira üstüne çıkarken, ortalama ücret de brüt 13 bin TL civarına gelmektedir. Bizler bize dayatılan bu sefalet ücretini kabul etmiyoruz ve insanca yaşayabileceğimiz bir ücret talep ediyoruz.
"Talebimiz insanca muamele"
Bizi greve götüren süreç yalnızca işverenin düşük ücret dayatması değildir. Yıllarca yaşadığımız baskı ortamı, sürekli iş stresi ve işverenin bizlere olan tutumu greve giden yolun adeta önemli taşları olmuştur.
Örneğin toplu sözleşme sürecinde banka ile promosyon anlaşması yapılmasına rağmen işveren uyuşmazlıktan kaynaklı promosyonun yatırılmadığını anlaşma olursa, bu promosyonun işçilerin hesabına yatırılacağını söyledi. Ancak grevin 5. gününde ise içeride çalışan kapsam dışı personele promosyonu yatırarak ve bizlere yatırmayarak adeta bizlere olan genel yaklaşımını göstermiş oldu.
Bizlerin talebi yalnızca insanca bir ücret değil, aynı zamanda insanca çalışma koşulları ve insana yaraşır muameledir. Çünkü bizler, Kartonsan’ı 2022’in ilk 9 ayında 666 Milyon TL kâr ettiren işçiler olarak emeğimizin, alın terimizin karşılığını istiyoruz.
"Hakkımız olanı alana kadar mücadele edeceğiz"
Grevi hiçbir zaman bir amaç olarak görmedik. Ama geldiğimiz noktada grev yukarıda saydığımız taleplerin karşılanabilmesi için en önemli araçtır. Bizler grevimize sahip çıkmaya devam edeceğiz ve hakkımız olanı alana kadar da mücadelemizi sürdüreceğiz.
Baş: Son sözü direnenler söyleyecek
İşçilerin açıklamasını okumasının ardından konuşmasına devam eden Baş, “Türkiye’nin neresinde işçiler hak alma mücadelesi veriyorsa, bu, bütün işçiler adına verilen bir mücadeledir. O yüzden nerede bir direniş varsa, nerede bir grev varsa, nerede bir hak mücadelesi varsa, tüm işçiler o direnişin yanında yer almalı, tüm işçiler Kartonsan işçilerini örnek almalı, haksızlığa boyun eğmemeli, teslim olmamalı” dedi.
Baş tüm işçilere seslenerek, “Bu ülkede yaratılan ne varsa bunların hepsi işçilerin eseri. O yüzden işçi kardeşlerimize, işçi arkadaşlarımıza diyoruz ki, ‘Bu ülke senin’. Her ne kadar bugün unutturulmak istense de bu ülke senin, bu Meclis senin” diye konuştu.
Baş sözlerini “Meclis, her geçen gün halktan, özellikle işçilerden uzaklaştırılarak patronlara, sermayedarlara, tarikatlara, cemaatlere teslim edilmek isteniyor; ama buranın gerçek sahibi bu işçi arkadaşlarımız. Biz inanıyoruz, son sözü direnenler söyleyecek, son sözü işçiler söyleyecek” diyerek bitirdi.
(HA)