* Fotoğraf: Mehmet Ali Özcan - İstanbul/AA
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından düzenlenen 5. Anadolu Medya Ödülleri töreninde konuştu.
Erdoğan, medya, gazetecilik, sosyal medya hakkında konuşurken, konuyu Elazığ depremi sonrası atılan sosyal medya mesajlarına getirdi.
“Kimi kendini bilmezlerin, sosyal medya üzerinden yayınladıkları alçakça mesajlar…” ifadesini kullanan Erdoğan, “Emniyet güçleri ve yargı, hukuk çerçevesinde gereken adımları atıyor” dedi.
Erdoğan’ın konuşması özetle şöyle:
“Sosyal medya kontrolsüz bir alan olarak hayatımızın ortasına düştü”
“Türkiye'de medya kuruluşlarının tüm mecralarda kendilerini yenileme çabalarını takdirle takip ediyorum. Tabii bu süreçte yeni yeni mecralar ortaya çıkıyor. Mesela 'sosyal medya' dediğimiz ve neredeyse elinde internet bağlantısına sahip cihazı bulunan herkesin içinde olduğu yepyeni bir mecra ile karşı karşıyayız.
“Ülkemizde eskiden beri basın etiği tartışmaları yapılırken, sosyal medya devasa ve tamamen kontrolsüz bir alan olarak adeta hayatımızın tam ortasına düştü.
“Kanal” vs “Kanalizasyon”
“İletişim duayenlerinin ‘kanal’ ve ‘kanalizasyon’ benzetmesi vardır. Doğru mecralarda doğru kanaldan yayılan bilgiler paha biçilmez bir iletişim aracı haline dönüşür.
“Buna karşılık doğruluğu teyit edilemeyen bilgilerin her yere sızdığı bir iletişim atmosferi ‘kanalizasyon’ haline gelebilir.
“Deprem acısı yaşarken, sosyal medyada atılan alçakça mesajlar…”
"Dünyanın her yerinde yaşanan bu gerçeğin ülkemizde çok daha belirgin ve çarpıcı örneklerine rastlayabiliyoruz. Ülke ve millet olarak Elazığ ve Malatya depremlerinin acısını yaşarken kimi kendini bilmezlerin, sosyal medya üzerinden yayınladıkları alçakça mesajlar, bunun emsallerinden biridir.
“15 Temmuz darbe girişimi başta olmak üzere pek çok hayati meselede bu ahlaksızlıkla karşılaştık. Yalanın, iftiranın, çarpıtmanın, hakaretin kol gezdiği böyle bir mecrada hakikati aramak için sokaklarda elinde fenerle dolaşan Sinoplu Diyojen'in yönteminden çok daha fazlasına ihtiyacımız vardır.
“Emniyet güçleri ve yargı, hukuk çerçevesinde gereken adımları atıyor. Ancak bu konuda en büyük görev medya mensuplarına düşüyor.
TIKLAYIN - Deprem Yorumlarına Savcılık Soruşturması ve RTÜK İncelemesi
TIKLAYIN - Sosyal Medyada “Deprem Paylaşımlarına” Gözaltı
“Sokağa çıkamaz hale getirmeliyiz”
"(…) Ülkemizin ve milletimizin birlik, beraberlik, kardeşlik dayanışma içinde olması gereken bir dönemde içindeki kini ve nefreti kusanlar mı var, hemen bunların karanlık yüzlerini faş edip, kendilerini adeta sokağa çıkamaz hale getirmeliyiz.
“Şayet bu erdemli duruşu yaygınlaştıramazsak iyilikle kötülüğün kadim savaşında safımızı doğru belirleyemeyiz. Bizlere düşen, gerekirse Habil gibi ölmek ama asla Kabil gibi zalimlerin, kötülerin durumuna düşmemektir."
“Birinci ligdeyiz”
"Ülke olarak artık küresel sistemin birinci liginde mücadele ediyoruz. Dün, bırakınız bölgesini ve dünyayı, kendi içini bile tam manası ile kontrol edemeyen bir Türkiye vardı.
“Geçmişte yaşadığımız krizlere bir bakın, neredeyse tamamına yakınının küresel gelişmelerle ilgisi olmadığını görürsünüz. 1994 krizini, 2001 krizini hatırlayın, aynı şekilde 1960-1980 darbeleriyle, 28 Şubat dönemini hatırlayın. Hepsinde de krizlerimizi kendimiz ürettik, kendimiz yaşadık, bedelini kendimiz ödedik.
“Dışarıdan tesirler yok muydu, elbette vardı ama bunların etkisi bizim zayıflığımızdan kaynaklanıyordu. Hamdolsun ülkemizi bu kısır döngüden çıkarmayı, gerçek anlamda dünya ile entegre etmeyi başardık.
“Tuzakları aştık”
“Demokraside ve ekonomide ölçekler geçmişle kıyaslanamayacak derecede değişti, büyüyüp güçlendi.
"Bu sayede 2008 küresel finans krizinin ülkemizi teğet geçmesini sağladık. Bu sayede üzerimize salınan envai çeşit terör örgütü ile başa çıktık. Bu sayede sınırlarımızın karadan ve denizden kuşatılarak ülkemizin tecride maruz kalmasının önüne geçebildik.
“Bu sayede muhtıra girişimleriyle, darbe girişimleriyle demokrasimize kurulan tuzakları, kur ve faiz oyunlarıyla ekonomimize kurulan tuzakları aşabildik.
“Her ne kadar birileri halen Suriye'de ne yaptığımızı, Doğu Akdeniz'de neyin peşinde olduğumuzu, Libya'da ne aradığımızı anlamıyor olsa da milletimiz her şeyin farkındadır." (EKN)