Antep'te Suriyeli mültecilerin kampını ziyaret eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye 'de bulunan mülteci sayısının 1,5 milyon olduğunu açıkladı, 4 milyar dolar harcadıklarını ama 200 milyon yardım alabildiklerini söyledi. Erdoğan konuşmasında Kobanê’ye saldıran IŞİD’e karşı hava saldırısıyla sonuç alınamayacağını söyledi.
Erdğanın konuşmasından satırbaşları şöyle:
"4 Milyar dolar harcadık"
* IŞİD’in önünden kaçan yaklaşık 200 bin Suriyeli de topraklarımıza sığındı. Bu kadar büyük kitleyi arzu ettiğimiz şekilde ağırlamak takdir edersiniz ki mümkün olmuyor. Elimizden geleni azami ölçüde yaptık, yapacağız.
* Batı ne yazık ki buna seyirci. Birleşmiş Milletler Mülteciler Komisyonu bu işe seyirci. Sadece konuşuyorlar. Şu ana kadar sadece topraklarımızdaki misafir için edeben, ama biliniz diye söylüyorum 4 milyar doları aşkın kaynak kullandık. Topraklarımızın dışında Suriye ve Irak'a gönderdiğimiz yardımlar yarım milyar doları aştı.
* Dünyadan bize gelen destek ne yazık ki 200 milyon doları bile bulmadı. Hemen hemen bütün yardımları kendi kaynaklarımızdan sizler için kullanıyoruz.
“Esed ve Maliki’yi uyardık”
* Suriye'de çatışmalar başlamadan önce Şam rejimine çok samimi şekilde uyarılarımızı yaptık. Bağdat yönetimine de aynı şekilde uyarılarımızı yaptık. Ne yazık ki ne Esed ne de Maliki bizim samimi uyarılarımızı dinlemediler. Şimdi soruyorum 250 bin Suriyeli kardeşimizi katleden zalim Esed bunun hesabını hem bu dünyada hem ebedi alemde nasıl verecek?
“Müslüman müslümanı bu şekilde öldürebilir mi?”
* Batı'ya sesleniyorum. Havadan bombalamak suretiyle bu sorunlar çözülmez. İşte bir IŞİD terör örgütü çıktı. Bu Suriye'de güç buldu. Bunlar İslam adına 'Allahu ekber' diyerek, 'Allahu ekber' diyenleri öldürüyorlar. Müslüman müslümanı bu şekilde öldürebilir mi?
* Sadece havadan bombalamak suretiyle bu terörü sona erdiremezsiniz. Kara harekatında bu görevi ifa edenlerle iş birliği kurulmadıkça hava saldırıyla bu iş çözülmez. İşte aylar geçti herhangi bir netice yok.
“Saldırıları endişeyle takip ediyoruz”
* Şu anda Kobani'de düştü, düşüyor. Üç şey istedik. Bir, uçuşa yasak bölge ilan edilmesi lazım. İki, o bölgeye paralel güvenli bölge ilan edilmesi lazım. Ve eğit donat anlayışıyla Suriye'de ve Irak'ta orada ılımlı muhalif kesimin hem eğitilmesi hem donatılması lazım.
* Sınırımızın yanı başındaki gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Kobani olmak üzere Kürt kardeşlerimizin yaşadığı şehirlere yönelik saldırıları da dikkatle endişeyle takip ediyoruz. Şu anda ne yazık ki, bakıyoruz Kobani'yle ilgili konuşanlar bir yandan tezkereye karşı çıkıyor, hem de Kobani'ye Türkiye'nin iç siyaset malzemesinin çözüm sürecinin de şantajı haline getirmeye çalışıyorlar. Şunu da söylemek istiyorum. Türkiye IŞİD terör örgütüne karşı olduğu kadar PKK terör örgütüne kadar karşıdır. Biz bu bölgede huzur istiyoruz. Bu topraklar kardeşlerinizin toprağıdır.
* Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında gözü yoktur. Türkiye kendisine yönelik her türlü tehdit karşısında hazırlıklıdır, donanımlıdır. TBMM şu anda hükümetine silahlı kuvvetlere gerekli olan yetkiyi bir yıl süreyle vermiştir. Özellikle Süleyman Şah Karakolu'na yönelik bir tehdide anında karşılık vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. (HK)