* Fotoğraf: AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Birleşmiş Milletler 76'ncı Genel Kurulu'na katılmak üzere ABD'ye giden AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York’ta Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi (TASC) tarafından düzenlenen “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” başlıklı konferansta konuştu.
Erdoğan, “İnsanlık olarak Covid-19 virüsünün yanı sıra ondan daha tahrikkar, daha ölümcül ve daha sinsi bir başka virüsle mücadele ediyoruz. Bu virüsün adı ‘İslam Düşmanlığı’ virüsüdür” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
Covid-19 salgını
“Kardeşlerim insanlık son iki yıldır koronavirüs salgını sebebiyle sancılı günler geçiriyor. Eğitimden sağlığa ticaretten istihdama kadar her alanda ciddi sıkıntılar ve zorluklar yaşanıyor. Salgında hayatını kaybedenlerin sayısı 4,6 milyonu buldu. Tedavi imkanları geliştikçe, aşıya erişim arttıkça inşallah bu hastalık zamanla etkisini yitirecektir. Asıl mesele, salgının daha da derinleştirdiği diğer sorunlarla mücadele etmektir.
“Covid-19 salgını, küresel sistemdeki çarpıklıkları, adaletsizlikleri, eşitsizlikleri açık ve net bir şekilde ortaya koymuştur. Bu süreçte maskeden solunum cihazına ve ilaca kadar üretime dayalı her konuda dünyada ciddi sıkıntılar yaşandı. Pek çok yerde ve pek çok defa insanlık adına kaygı verici görüntülere şahit olduk. Afrika’dan Asya’ya halen ilk doz aşıya ulaşamayan yüz milyonlarca insan var.
“Türkiye olarak, şimdiye kadar elimizdeki imkanları 159 ülke ve 12 uluslararası kuruluşla, hatta yurtdışından temin ettiğimiz aşıların bir kısmını ihtiyaç sahipleriyle paylaştık. Onay süreçleri tamamlanmak üzere olan kendi aşımız Turkovac’ı da tüm insanlığın, dostlarımızın, kardeşlerimizin istifadesine sunacağız hiç endişeniz olmasın.
“İslam düşmanlığı virüsü”
“İnsanlık olarak Covid-19 virüsünün yanı sıra ondan tahrikkar, daha ölümcül ve daha sinsi bir başka virüsle mücadele ediyoruz. Bu virüsün adı ‘İslam Düşmanlığı’ virüsüdür. Senelerce demokrasinin ve özlüğün beşiği olarak örnek gösterilen ülkelerde bu virüs çok hızlı bir şekilde yayılıyor.
“İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı bugün artık siyaseti esir aldı. Müslümanların günlük hayatını zorlaştıran, devlet politikalarına yön veren, sosyal barışı tehdit eden yıkıcı bir akıma dönüşmüştür. Zihniyet itibariyle DEAŞ’tan hiçbir farkı olmayan bu ideolojik fanatizmin farklı toplum katmanlarında kök saldığını görüyoruz.
“Birçok ülkede inancından, dilinden, isminden veya kılık kıyafetinden dolayı Müslümanların ötekileştirilmesi artık sıradan vakalar haline geliyor. Sizler bu atmosferi 11 Eylül terör saldırısının akabinde bizzat yaşadınız, bizzat tecrübe ettiniz. Sorumsuz siyasetçi eliyle körüklenen nefret ikliminin toplumda nasıl derin yaralar açabileceğine bizzat şahit oldunuz.
“Ancak karşılaştığınız onca haksızlığa ve ayrımcılığa rağmen hukuktan, meşrutiyetten, demokratik siyasetten asla vazgeçmediniz. Müslümanları ötekileştirmeye, düşmanlaştırmaya çalışanlara cevabınızı içinde bulunduğunuz topluma daha fazla katkı sunarak verdiniz.
Türkiye-ABD ilişkileri
“Türkiye ve ABD ilişkiler itibariyle ortak değerlere, ortak çıkarlara ve köklü bir geçmişe dayanan iki dost ve müttefik ülkedir. Bazı konularda dönem dönem görüş ayrılıkları yaşasak da birçok bölgesel ve küresel meselede benzer tutum ve çıkarlara sahibiz. Ekonomik açıdan da her geçen gün artan bir işbirliği potansiyelimiz var.
“Salgına rağmen ikili ticaret hacmimiz geçen yıl 20 milyar doları aştı. Bu yıl da 25 dolar seviyelerine ulaşacağız. 100 milyar dolar hedefine ulaşmak içinde çalışmalarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. Başkan Biden’la haziran ayında Brüksel’de gerçekleştirdiğimiz yapıcı görüşmede işbirliğimizi her alanda güçlendirmedik için birlikte çalışma yönündeki kararlığımızı teyit ettik.
“Terör örgütleri” meselesi
“Sizden PKK, YPG ve FETÖ’nün gerçek yüzünü Amerikalı dostlarınıza bıkmadan usanmadan anlatmaya devam etmenizi bekliyorum. Ne kadar büyük olursa olsun hakikat güneşinin karşısında hiçbir yalan duramaz. Takiye ve tedbir kılıfı altında karanlık yüzlerini gizlemeye çalışsalar da FETÖ’nün eli kanlı bir terör örgütü olduğu artık gün gibi ortadadır.
“Bizim görevimiz, demokrasi ve insanlık düşmanı bu çetenin mensuplarının hukuk ve adalet önünde hesap vermelerini sağlamaktır. Bunun yolu da birlik, beraberlik ve dayanışma içinde hareket etmekten geçiyor.”
(TP)