Başbakan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı Binali Yıldırım, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Grup toplantısında kısa bir konuşma yaptı ve Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kürsüye davet etti.
Yıldırım özetle 16 nisan Referandumu sonrası Türkiye’nin “yeni bir döneme girdiğini” söyledi. Yıldırım ayrıca Erdoğan’ın direktifiyle “aynı anda üç terör örgütü ile mücadele eden bir ülke durumuna geldiklerini” söyledi.
"1044 gün sonra bu salonda beraberiz"
Ardından kürsüye gelen Erdoğan, salonda bulunanlara, "En son 22 Temmuz 2014'te, sizlerle bu salonda birlikte olmuştuk. Yaklaşık 34 ay, tam olarak da bin 44 gün sonra bir kez daha burada, bu salonda sizlerle beraber olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum" diye seslendi
Erdoğan, MYK ve grup toplantılarına mümkün olduğu kadar iştirak etmeye çalışacağını söyledi ve ekledi: “Ancak bilindiği gibi 'cumhurbaşkanı' sıfatıyla yürütmem gereken pek çok görev de bulunuyor. Bu sebeple şahsen katılamadığım toplantılara da ihdas ettiğimiz özellikle genel başkan vekilliğiyle birlikte onları da Sayın Binali Yıldırım kardeşim başkanlık ederek yürütecektir".
Yıldırım’ın sözünü ettiği “üç terör örgütü ile mücadele” için şunları söyledi:
“Sadece son iki ayda yurt içi ve dışında 336 teröristi etkisiz hale getiren güvenlik güçlerimiz maalesef asker, polis ve güvenlik korucusu olarak 43'te şehit vermiştir. Terör örgütünün geçmişte hiç girilmemiş, girilememiş inlerine girip hem rekor düzeyde silah, mühimmat ele geçiren hem de teröristlere dağları, mağaraları dar eden kahraman güvenlik güçlerimize şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum".
Erdoğan'ın uzun konuşmasının satırbaşları şöyle:
* "2001'den bugüne yaşadıklarımıza, yaptıklarımıza baktığımızda gördüğümüz şudur: Bu ülkeye gerçek manada demokrasiyi, cumhuriyeti, refahı da getiren AK Parti olmuştur.
“Gerçek manada demokrasiyi, Cumhuriyeti getiren AK Parti'dir"
* “İki kere iki dörttür. AK Parti, demokrattır, bunun için milli iradeyi, sandığı, milletin tercihlerini hep en üstte tutmuştur. AK Parti, cumhuriyetçidir.
* “AK Parti, millidir, yerlidir, bunun için attığı adımlarda, yaptığı icraatlarda şu veya bu gücün, şu veya bu ülkenin değil, sadece milletin ne dediğine, halkın ne istediğine bakmıştır.
* “AK Parti, kucaklayıcıdır. Ülkemizin bütünlüğüne, milletimizin birliğine husumet göstermeyen herkesi, kökenine, meşrebine, inancına, kılığına ve diğer tüm farklılıklarına bakmaksızın kendisinin doğal parçası olarak görmüştür. Bunun için her fırsatta, hedefimiz 80 milyon vatandaşımızın tamamının gönlünü kazanmak diyorum. Buna gayret edeceğiz."
"Devrimciyiz diye konuşanlara sesleniyorum"
AKP'nin, muhafazakar olduğuna işaret eden Erdoğan, milletin tarihine, kültürüne, değerlerine saldırılmasına, düşmanlık edilmesine, tahribine karşı çıktığını, bu değerlere sımsıkı sahip çıktığını kaydetti. Bununla beraber AK Parti'nin, devrimci bir parti olduğunu, Batı'nın "AK Parti, bir siyasi sessiz devrim gerçekleştirmiştir" dediğini aktardı.
* "Devrimciyiz diye konuşanlara sesleniyorum, hangi adımı attınız söyleyin? Hak ve özgürlükler konusunda AK Parti'nin attığı adımları, acaba AK Parti'den önce hanginiz attınız? Siyasi partilere yaşam hakkı vermediniz. Biz parlamentoda kahir ekseriyetle var olmamıza rağmen, bizi bile kapatmaya yeltendiniz. Hatta partinizin başındaki zat, 'Ankara'da da savcılar varmış' diye, onlara sığındı. Savunacağı yerde, sığınmaya yeltendi. Niye, çünkü AK Parti'nin varlığı, onları ciddi manada ürkütüyordu.
* “Bu ülkede kılık kıyafet noktasında bizim yavrularımızı üniversitelerin kapısından kovanlar, siz olmadınız mı? Okulların kapısında anneleri ağlatan siz olmadınız mı? Hüngür hüngür kızlarımızı sokaklarda sürüyen siz olmadınız mı? (HK)