Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Kocaeli Gençlik Kolları İl Kongresi'nde konuştu.
Tribünlerden gelen “Reis bizi Afrin'e götür” tezahüratları üzerine Erdoğan “Afrin'in kenar kıyılarına ben gittim. Komutana sordum, 'Ne durumdayız, ihtiyaç var mı?' 'Şimdilik henüz yok' dediler. Olduğu anda beraber gideceğiz” dedi.
Operasyonla ilgili de “Bu Afrin operasyonu var ya işte bak millet aynen 15 Temmuz gibi şimdi de Afrin'e yürüyor. İşte gittim gördüm. Askerimizi, subaylarımızı, generallerimizi gördüm. Allah’ıma hamdettim. Bu sabah itibarıyla 394 terörist etkisiz hale geldi. 20 şehidimiz var, ÖSO ve Mehmetçik olmak üzere” bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Afrin'e yürüyor, İdlib'e yürüyecek”
"Rabbimiz, 'Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler ancak bilemezsiniz' buyuruyor. İşte bu müjdeye ulaşırcasına, bu müjdeye kavuşurcasına benim Mehmedim, Mehmetçik'im Afrin'e yürüyor, İdlib'e yürüyecek Allah'ın izniyle.
“Terör örgütleri dünyanın başka yerinde eylem yapınca her türlü müdahaleyi, her türlü kınamayı, her türlü tepkiyi hak ediyor da iş Suriye'ye gelince mi dokunulmazlık kazanıyorlar?
“Biz koskoca bir coğrafyanın, adeta sınırsız bir coğrafyanın umudu olan Türkiye'yiz. Çünkü biz arkasında yüz milyonlarca kardeşinin duası olan Türk milletiyiz. Varsa bu onurlu duruşun bir bedeli, onu ödemeye de hazırız. Nitekim tarih boyunca olduğu gibi dün çukur eylemlerinde, 15 Temmuz'da, Fırat Kalkanı'nda, bugün Zeytin Dalı Operasyonu'nda, yarın da neresi gerekiyorsa orada bu bedeli ödemekten asla çekinmeyeceğiz.”
“Dinsiz, kitapsız, Allahsız terör örgütleri”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün ayrıca Kasımpaşa-Hasköy Tüneli'nin açılış törenine katıldı, burada da şu konuşmayı yaptı:
“DEAŞ [IŞİD] tehdini öne sürerek bölgenin altını üstüne getiren, taş üstüne taş bırakmayanlar Türkiye'nin Fırat Kalkanı'nda DEAŞ'a tarihinin en büyük darbesini vurmasının ardından bambaşka yerlere savruldular.
“Fırat Kalkanı Harekatı'nda 3 bin DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdik. Enteresan olan şu; 2 bin kilometre karelik alanda Türkiye'ye gelen mültecilerden 100 bini tekrar geri döndü, kendi topraklarına döndüler. Ve orada onlara biz şimdi insani hizmet de veriyoruz. Okullarını yaptık, sağlık ocaklarını yaptık. Ve onlara orada bu imkanları sağladık. Niye? Olaya insani bakıyoruz.
“Fırat Kalkanı sırasında bölgede bulunan DEAŞ'lı sayısının 400-500'ten bir anda 3 bine nasıl çıkabildiğini ve sebebini dillendirmiyoruz bile. Şimdi Suriye'de savaşabilecek durumda DEAŞ'lı kalmadı; ama bu bahaneyle ülkeye hala silah yığılmaya devam ediliyor.
“Suriye'deki terör örgütünün patronunun Kandil olduğunu dünyanın tamamı gördüğü halde bunu sadece bir müttefikimiz kabul etmiyor. Unutmayın güneş balçıkla sıvanamayacağı gibi bu hakikatler de inkarla ortadan kalkmaz.
“Sınırlarımızın ötesinden topraklarımıza roketle, silahla, bombayla yüzlerce binlerce taciz yapılırken; bu saldırılar yüzünden vatandaşlarımız camilerde, evlerinde, iş yerlerinde, sokakta hayatlarını kaybeder, yaralanır, huzursuz olurken bizim ne yapmamızı bekliyorlar acaba. Bu PYD, YPG, DEAŞ bunlar dinsiz, kitapsız, Allahsız terör örgütleri. Ve bunlar camide namaz kılan, namaz esnasında şehit olan kardeşlerimi nereye nasıl izah edecekler?" (AS)