HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ile HDP milletvekilleri Necdet İpekyüz ve Serpil Kemalbay, partilerinin "Halka Bütçe" çalışmaları kapsamında Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'nu (KESK) ziyaret etti.
Burada konuşan Sancar, "Türkiye çok boyutlu bir kriz içinde. Derin bir ekonomik kriz var. Ekonomik kriz sözünün fazlaca masum bir ifade olduğunu burada vurgulamamız gerekiyor. Aslında söz konusu olan şey halkın yoksullaştırılması, bir avuç yandaşın ve sermayenin daha da zenginleştirilmesi korunması ve kayırılması. Kriz esas olarak sofralarda ve kişisel bütçelerde. Yoksullaşma derinleşti" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve Bakanlar Kurulu'nun istifa etmesi gerektiğini söyleyen Sancar, "Demokrasinin gereği budur. İstifanın otomatik ve doğal sonucu erken seçimdir. Artık bu yönetim ve anlayışla ülke bir yere gidemez. Daha doğrusu bir yere gider ama gideceği yer felakettir" diye konuştu.
"Salgın önlemleri ciddiyetsiz"
Sancar, önceki gün açıklanan salgın önlemlerine ilişki ise "Halkı düşünmeyen bir anlayış bu. O nedenle tedbirler de dünya standartları anlamında ihmal ediliyor; daha doğrusu kasıtlı olarak gündeme getirilmiyor. Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında gündeme getirilen tedbirleri gördünüz. Zaytung haberlerine konu olabilecek kadar ciddiyetten yoksun bir sefalet tablosu sergilendi bu kararlarla" dedi.
"Kurkut davasını unutturmayacağız"
Diyarbakır'da 2017 yılındaki Newroz kutlamasında vurularak öldürülen Kemal Kurkut ile ilgili davada sanık polis Y.Ş.'nin beraatına karar verilmesini hatırlatan Sancar, "Kemal Kurkut davasını hiçbir şekilde unutmayacağız, unutturmayacağız gözlerimizin önünde bir cinayetin nasıl aklanabileceğini toplumla dalga geçercesine pervasız bir tutumla gözler önüne serdiler. Adalet reformundan söz ediyorlar. Biz söz var 'adalet yerine gelsin, isterse dünya yıkılsın'. Aslında onun başlangıcı tersinden bir ifadedir. Adalet sağlanmazsa dünya yıkılır" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu'na tehdide kınama
Sancar, gazetecilerin "Bir mafya liderinin ana muhalefet liderini tehdit etmesi gündemde. Cumhurbaşkanı bu konuda sessiz kaldı bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Bu tehdit mektubu üzerine Kılıçdaroğlu'nu dün telefonla aradım. Şimdi gözler Cumhurbaşkanı'ndadır. Bakanlar bir yana ben Cumhurbaşkan'ından bu konuda bir açıklama ve açık tutum bekliyorum.
"Eğer bu, suskunlukla geçiştirilir veya diğer ortağın yaptığı çerçevede bir tutum ortaya konulursa o zaman tablo daha karanlık ve ağır hale gelecektir. Bunun ne anlama gelebileceğini de Türkiye'nin yakın tarihinden pek çok ders le biliyoruz.
"Türkiye'de bir anayasa varsa, hâlâ hukuktan söz ediliyorsa bu tür tehditlerin toplumun tamamını sindirmeye yönelik tehlikeli gelişmelere kapı açan vahim olaylardan biri olduğunu hepimiz kabul etmek ve tavır koymak zorundayız.
"Tam da adalet ve demokrasi reformundan bahsedilirken, böyle bir tehlikeli gelişmenin önünde durmaması iktidarın niyetinin reform olmadığını gösteriyor.
"Cumhurbaşkanı ve kabine üyeleri ne yaparsa yapsın bize düşen bu tehlikeye karşı bütün demokrasi güçleri ile birlikte daha kararlı mücadele etmektir.
"Daha vahim gelişmeler olmaması için en büyük görev demokrasi güçlerine düşmektir. Biz HDP olarak meseleye bu şekilde yaklaşmaktayız ve bize düşeni bir kez daha yapacağımızı ifade etmek istiyoruz."
Eş Genel Başkanımız Mithat #Sancar ve milletvekillerimiz, Halka Bütçe çalışmalarımız kapsamında KESK'i ziyaret ediyor - CANLI https://t.co/L6MLVOhffB
— HDP (@HDPgenelmerkezi) November 19, 2020
(DŞ)