Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam (28 Ağustos) Ankara'da TRT ve NTV tarafından gerçekleştirilen "Cumhurbaşkanı ile 3. yıl özel yayını"nda Oğuz Haksever’in sorularını yanıtladı.
Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ile ilişkileri, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na milletvekilleri hakkında soruşturma açma yetkisi verilmesi ve Milli İstihbarat Teşkilatı’ndaki (MİT) düzenlemeler , Cumhuriyet Halk Partisi ve Adalet Kurultayı, Malazgirt anması gibi konularda konuştu.
MİT düzenlemesi
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan ifadeler şöyle:
"Devletin başı, istihbaratta en önemli bilgileri, dokümanları alması gereken değil midir? Eğer istihbaratın başı, devletin başına birinci derecede bağlı olmazsa hareket kabiliyetini bu devlet kaybeder.
"Devletin hareket kabiliyetini kaybetmemesi için birinci dereceden istihbarat ona sorumlu olması gerekir ki istediğim anda, şekilde bu istihbari bilgiler bize gelsin ki biz de atmamız gereken adımları buna göre atalım. Büyük devletlere bakalım hepsinde istihbaratlar direkt kime bağlıdır, devletin başına."
Milletvekillerine soruşturma ve dava yetkisi
"Milletvekilleriyle alakalı konular noktasında hızla mesafe almamız lazım, hızla adımlar atmamız lazım. Ankara başkentimiz ve parlamento burada. Dolayısıyla farklı yerlerde bu sürecin devam etmesinden ise bunu başkent Ankara'da sürdürmenin çok daha isabetli olacağı kararına, kanısına varılmıştır. Burada bu adımın atılması ve başsavcılık, bunun yanında ağır ceza onlar tarafından bunun yürütülmesinin çok daha isabetli olacağı kanısına varılmıştır.
"Ana muhalefetin bu tür şeylerde nedense bir çıkış yapması lazım, kendisine göre bir yol bulması lazım. Sürekli bu tür adımları atmak suretiyle sadece suyu bulandırıyor ama hükümetimiz de attığı kararlı adımlarla yoluna devam ediyor. Ben isabetli bir adım olduğunu, bunu zaten beraber istişare ederek bu kararı da aldık. Ülkemiz için çok çok faydalı olacağı kanaatindeyim."
Malazgirt, Adalet Kurultayı
"Malazgirt'te, bu hafta o yakıcı güneşin altında hamdolsun 50 bini aşkın genç vardı." diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu gençler oraya bir aşkla, heyecanla geldiler. Ama onlar, bir grup Çanakkale'ye gidenler gibi değildi. Onlar farklıydılar. O Çanakkale'ye 'Adalet istiyoruz.' diye gidenler maalesef şehit mezarlıklarının olduğu yerlerde, onlar kimisi votka mı içersiniz, kimisi şarap mı, kimisi bira mı? Bunu konuşurken, bizim gençliğimiz orada sadece 'Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.' dedi.
"Çünkü gencine inanmayan, güvenmeyen geleceğin Türkiye'sini kuramaz. Seçme hakkı veriyorsun, seçilme hakkı vermiyorsun. Zor olan seçilmek değil, zor olan seçmektir. Zor olanı verdiğine göre kolay olanı niye vermiyorsun? Ve her 18 yaşında olan zaten aday olarak karşınıza gelmeyecek ki. 18-25 arası gençlerle iftihar edeceğiz."
Binali Yıldırım
"Zaman zaman o farklılıklar olacak ki güzellikler olsun. Fikirlerin çarpışmasından hakikat güneşi doğar ama mesele ne? O istişareyi yapmaktır. Binali Bey, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum dönemden beri benim mesai arkadaşımdır, yol arkadaşımdır.
"Belediye başkanlığım öncesi de benim gönül arkadaşlığım, yol arkadaşlığım var. Belediye başkanı oldum andan itibaren de kendisini hemen belediyede yanıma aldım ve belediyeden itibaren de aynı yolda yürüyoruz. Partimizi kurduk beraberiz. Hükümet olduk, ulaştırma bakanı olarak beraberiz. Pek çok önemli adımları hamdolsun beraber attık. Şu anda da yine beraber yürüyoruz. Rabbim bu birlikteliğimizi, beraberliğimizi çok daha büyük hedeflere ulaşmak suretiyle daim kılsın diye dua ediyorum." (BK)