Enerjide Vardığımız Yer ÇEAŞın Durumu
Çukurova Elektrik'in karlı kuruluş olması nedeniyle sermaye gruplarının iştahını kabarttığı" vurgulanan açıklamada, ÇEAŞ ve KEPEZ'in yeniden kamu işletmesi haline getirilmesi talep edilirken şu bilgilere yer aldı:.
"ÇEAŞ'ı heba ettiler"
* ÇEAŞ, Seyhan Barajı üzerinde tesis edilen Seyhan Hidroelektrik Santralı'nı işletmek üzere kurulmuş, şirkete 1953 yılında kuruluş amacına uygun olarak, tamamıyla devlet tekelinde olan elektrik üretim, iletim, dağıtım ve ticareti konusunda yapılan İmtiyaz Sözleşmesi ile Çukurova Bölgesinde İmtiyaz Hakkı verilmiştir.
* ÇEAŞ başlangıcından beri gerçek anlamda halka açık bir anonim şirkettir. En büyük pay sahibi olan kamu kurumlarının (Etibank, TEDAŞ) yanında özel bankalar, bölgedeki özel sanayi kuruluşları, büyük-küçük çiftçiler, özel emekli ve tasarruf sandıkları şirketin sermayesine katılmış, şu ya da bu ölçüde yönetiminde herkes temsil edilmiş, şirketin sağladığı gelirden ve yarattığı refahtan pay almışlardır.
* Şirketin kuruluş amacında ve ruhunda yer alan ortaklık yapısı uzun yıllar değiştirilmeden kalmıştır. ÇEAŞ, özellikle 12 Eylül sonrasında siyasi partilerin paylaşamadıkları bir kurum haline gelmiş, o zamana kadar oldukça sağlıklı işleyen bu kısmi demokratik yapı bilerek bozulmuştur.
* Başlangıçta yüzde 51 olan kamu payı, sermaye artırımı sırasında rüçhan hakkı kullandırılmayarak yüzde 26'lara düşürülmüş, bu payların bir kısmı da 1980'li yılların sonunda Özelleştirme İdaresi (önceleri Toplu Konut İdaresi) vasıtasıyla satılarak yüzde 11-12 civarına düşürülmüştür.
* Rumeli Grubu, o zamanlarda büyük gürültüler kopararak satın aldıkları bu yüzde 11-12 oranındaki hisse ile ÇEAŞ'ı tamamen ele geçirmişlerdir.
Satın alanların gerçekte ne satın aldıklarını, satanların da gerçekte ne sattıklarını tam bilmedikleri bir alışveriş gerçekleşmiştir.
"Rumeli Holding'in ÇEAŞ'ta Yaptıkları"
* Rumeli Grubu, şirketin nakit yaratma ve sıcak para imkanlarını fark etmiş ve şirketin içini boşaltma yollarını aramaya başlamıştır. Bunun sebebi, ÇEAŞ'ın bir imtiyaz şirketi olması, kendine ait gayri menkul ve menkul mal edinememesi (bütün gayri menkulleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı adına tapuludur) imtiyaz hakkının sona ermesi ile bütün mal varlığını bedelsiz olarak kamuya devredecek olmasıdır.
* ÇEAŞ'ın içini boşaltma operasyonu, yalnızca küçük tasarrufçuların paylarını gasp etmek anlamına gelmemektedir, kamunun ve devletin malları gasp edilmiş, yağmalanmış ve vergi kaçırılmıştır.
* Başlangıçta alınan imtiyaz hakkı 2003 yılında, 3096 sayılı kanunla sağlanmış gibi görünen 70 yıllık imtiyaz hakkı ise 2058 yılında sona erecekti. Kanunla ve İmtiyaz Sözleşmesi ile belirlenmiş görevler ve koşullar yerine getirilmediği taktirde İmtiyaz Hakkı ve dolayısı ile Şirketin fiziki varlığı Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığınca her an sona erdirilebilirdi.
* Şirket İstanbul'dan ve tek elden faks ve telefon ile yönetilmeye başlanmış, yönetim kurulu üyelerine ve genel müdürlüğe pratikte hiçbir yetki bırakılmamış, alınan çoğu kararlardan genel müdür ve yardımcılarının dahi haberi olmamıştır.
* 1998 yılında, TEDAŞ Adana çalışanı, EMO üyesi ve 18 Ekim 2002 tarihinde kaçak elektrik kullanan fabrikatörlere karşı mücadele ettiği için kiralık katillerce öldürülen Hasan Balıkçı adına, TEDAŞ ile ÇEAŞ arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin iptali ve dava sonuna kadar yürütmenin durdurulması istemiyle, Danıştay'da dava açılmıştır.
* Danıştay, bu şirketin usulsüzlüklerini AKTAŞ'ta olduğu gibi tespit ve hüküm altına almıştır.
"Kepez'de de aynı senaryo"
* ÇEAŞ'ta olanlar Kepez'de de yaşanmış, 1993 yılında hisselerinin Uzanlar'ın eline geçmesiyle birlikte şirket inişe geçmiştir.
Kepez yetkili kılındığı 1993 yılından beri ciddi anlamda hiçbir yatırım yapmamıştır.
* 1993 yılında 286 olan toplam personel, 1998 başında 191'e düşmüştür. Son derece nitelikli ve tecrübeli personel gerektiren bir sektör olmasına karşın hızlı personel sirkülasyonunun yaşanmış olması bölgedeki ihtiyaçların karşılanamamasına ve sık sık arızaların meydana gelmesine neden olmaktaydı.
* Elektrik Mühendisleri Odası yirmi yıldan beri, Türkiye'de yürütülen enerji politikalarının yanlışlığını, bu uygulamaların ülkemizi batağa sokacağını, dışa bağımlı hale getireceğini, kamu kaynaklarının yağmalanacağını ve elektrik fiyatlarının fahiş hale geleceğini söylemiştir.
* AKTAŞ, Beyaz Enerji operasyonu, doğalgaz rezaleti, Enerji bakanı Hilmi Güler'in ülkenin enerji alanında soyulduğuna ilişkin demeçleri, şimdi de ÇEAŞ ve Kepez EMO'nun hiç de yabancısı olmadığı sorunlardır.
* ÇEAŞ ve KEPEZ bundan sonra kamu işletmesi olarak kalmalı ve öyle yönetilmelidirler. Ülkemizin enerji alanını tam bir batak haline gelen politikalar bir an önce terk edilmelidir.(NK)