İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi) hükümetin Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) adını verdiği ve çalışanların kıdem tazminatlarının bir fona aktarılması girişimine karşı açıklama yaptı.
Türkiye’de 2013-2019 arasında ‘emeklilik çağında çalışan’ en az 1925 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği ifade ederek düzenlemeye karşı çıktı.
Açıklamada “Mezarda Emeklilik, EYT, BES, TES, düşük emekli maaşları, esnek/sigortasız çalışma, iş cinayetlerine karşı güvenceli çalışmak ve emekli olmak hakkımız” diyen İSİG Meclisi işçilerin emekliliği üzerine her sene farklı gündemlerin yaratıldığını aktardı..
İSİG Meclisi bugün gelinen durumu “Hemen her gün haberlerde emekli olduğu halde maaşı düşük olduğu/geçinemediği için çalışan, emeklilik yaşını beklediği/EYT’li olduğu için çalışmak zorunda kalan ve emekli olma hakkını sigortasız çalıştığı ya da sigortası düzenli yatırılmadığı için kazanamayan işçilerin çalışırken hayatlarını kaybetmesi...” ifadeleriyle özetledi ve “Yaşamak için çalışmıyoruz, çalışmak için yaşıyoruz” dedi.
Her işkoluna, mesleğe, cinsiyete, her kişiye özgü emeklilik yaşının belirlenmesi gerektiğini savunan İSİG Meclisi, açıklamada bir ‘genelleme’ yapabilmek için Türkiye toplumunda hastalıkların ve yıpranmanın belirginleştiği 50 yaşın üstünü emeklilik yaşı olarak belirlediklerini duyurdu.
Türkiye'de 2013-2019 yılları arasında 'emeklilik çağında çalışan' en az 1925 işçi'nin (50 yaş üstü ücretli) iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini kaydeden İSİG Meclisi açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“2013-14’te tüm ücretli iş cinayetlerinin yüzde 13-14’ünü 50 yaş üzeri işçiler oluştururken son yıllarda bu oran yüzde 19’a yükseldi. Yani bugün her ölen 5 işçiden 1’i emeklilik çağında çalışırken ölenler. Yine 2013-2019 yılları arasında 50 yaş üzeri 926 çiftçi ve esnaf da çalışırken yaşamını yitirdi.
“Ölenlerin 1713’ü 51-64 yaş aralığındayken 212’si ise 65 yaş ve üzerinde. 65 yaşının üzerinde bile çalışırken ölenler yani ‘yaşlı işçiler’, emeklilik çağında çalışan işçilerin yüzde 11’i gibi yüksek bir orana sahip...
“Emeklilik çağındaki işçi ölümleri en çok inşaat, taşımacılık, tarım, belediye/genel işler, ticaret/büro, madencilik, metal, gemi/tersane, konaklama, gıda, güvenlik, enerji, ağaç, kimya, tekstil ve cam işkollarında gerçekleşti. Salt 65 yaş ve üzeri yaşlı işçilere baktığımızda ise en çok ölüm tarım işkolunda.
“Yoksulluk ve yasal düzenlemelerle emeklilik hakkının fiilen ortadan kaldırılması 50 yaş üzeri işçileri güvencesiz çalışma koşullarına itmiş ve güvencesiz işçi havuzunun önemli bir kaynağı haline getirmiştir. Diğer yandan ölümlerin en çok gerçekleştiği işkollarında sigortasız çalışmak ya da sigortanın düzensiz yatmasından dolayı emekli olmak zordur. Başka mesleklerden emekli olup geçinemeyen ve yaşa takılanlar da özellikle inşaatta çalışmakta, şoförlük yapmakta, mevsimlik tarım işçisi olmakta ya da katı atık toplayarak hayatlarını sürdürmeye çalışmaktadır...
"En fazla ölüm nedeni trafik/servis kazası, yüksekten düşme, kalp krizi ve ezilme/göçüktür. Trafik kazaları taşımacılık ve tarım işkolunda; yüksekten düşmeler inşaatta; ezilmeler inşaat, tarımda ve sanayide sık rastlanan nedenlerdir. Ancak dikkat çeken husus bütün işkollarında ‘emeklilik çağında çalışan işçi’leri ‘yatay’ olarak kesen neden olan kalp krizleridir.
"Her 5 ‘emeklilik çağında çalışan işçi’den 1’i çalışırken kalp krizi geçirerek yaşamlarını yitirmekte. Salt 65 yaş ve üzeri yaşlı işçilere baktığımızda ise kalp krizi nedenli ölüm ilk sıraya çıkmaktadır. Kalp krizinin nedeni ağır çalışma koşulları olduğu gibi bu durum belli bir yaşın üstünde olan işçilerin (genel olarak halkın) sağlığına dair ülkemizin hiçbir politikasının olmadığını da gözler önüne sermektedir…
"51-64 yaş aralığında çalışırken ölen işçilerin 40’ı (yüzde 2) sendikalı işçi, 1885 işçi ise (yüzde 98) sendikasız işçidir. Yani bu çağda çalışan işçilerin tamamına yakını sendika üyesi değil ve sadece ‘yaşamak’ veya ‘emeklilik hakkını elde etmeye’ çalıştıkları için en zor koşullara katlanmaktalar. Salt 65 yaş ve üzeri yaşlı işçilere baktığımızda ise hiç sendikalı işçi yoktur..."
"Emeklilik hakkımız için mücadele edeceğiz"
İSİG Meclisi bu bilgiler ışığında şu taleplerini sıraladı:
- İşçilerin belli bir çalışma yılından sonra emekli olma hakları vardır. Emeklilik; işçilerin çalıştıkları işkoluna, mesleğe, cinsiyetlerine, kişisel sağlık durumlarına vb. göre belirlenmelidir. Emeklilik yaşı düşürülmelidir. Emekli aylığı bağlama oranları artırılmalıdır.
- Emeklilikte yaşa takılma bir maliyet unsuru olarak ele alınamaz. Emeklilikte yaşa takılanların emekli olma hakları derhal tanınmalıdır.
- Tabi bu noktada sigortasız çalıştırma yasaklanmalıdır. (Elbette ülkemizde sigortasız çalıştırma yasak ama kayıt dışılık da bilinen bir gerçek. Bu noktada denetimler artırılmalı ve patronlara uygulanan yaptırımlar ağırlaştırılmalıdır.)
- Kıdem tazminatında kazanılmış bütün haklar korunmalıdır. Bütün işçilerin kıdem tazminatını almalarının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
- Her türlü esnek çalışma biçimi yasaklanmalıdır.
İşçilerin kırmızı çizgisinin çok aşıldığı belirtilen açıklamada son söz olarak "Yapmamız gereken salt kıdem tazminatının kaldırılmasına dönük bir mücadele değil bütünsel olarak ‘emeklilik hakkı’ mücadelesini yükseltmektir. İlk sözümüz son sözümüz olsun: Mezarda emeklilik, EYT, BES, TES, düşük emekli maaşları, esnek/sigortasız çalışma, iş cinayetlerine karşı güvenceli çalışmak ve emekli olmak hakkımız..." denildi. (HA)