Eğitim-Senin Beraatine Temyiz
Dava, sendika tüzüğünde "anadilde öğrenim" ifadesine yer verdiği için açılmıştı.
Davanın reddine ilişkin ilk kararı da temyiz eden Ankara Basın Savcısı Metin Sezgin, dilekçesinde, Ankara 2. İş Mahkemesi'nin, Eğitim-Sen'in kapatılması istemiyle açılan davayı reddettiğini; bu kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından bozulduğunu, yerel mahkemenin yeniden yargılama sonunda ikinci kez ret kararı verdiğini anımsattı.
Sezgin'in iki sayfalık temyiz dilekçesinde, sendika ve konfederasyonların, Cumhuriyet'in niteliklerine ve demokratik esaslara aykırı faaliyet gösteremeyecekleri ifade edildi.
Dilekçede, Eğitim-Sen'in tüzüğünün 2. maddesinin (b) bendinde yer alan "bireylerin ana dillerinde öğrenim görmesi" ibaresinin, tüzük metninden çıkarılmadığı, bunun Anayasa ve yasalara aykırı olduğu öne sürülerek, kapatma davasının reddinin yerinde olmadığı savunuldu.
Savcılığın temyiz başvurusu üzerine, dosya, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gönderilecek. Genel Kurul'un kararı, kesin nitelik taşıyacak.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, yerel mahkemenin direnme kararını onarsa, hüküm kesinleşecek ve Eğitim-Sen kapatılamayacak.
Anadil öğretimi evrensel bir insan hakkı
Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, temyiz kararı üzerine bir açıklama yaparak "Eğitim Sen bireylerin kendi anadillerinde öğrenim görmelerini savunduğu için yargılanıyor ve kapatılmak isteniyor. Sendikamız, anadil öğrenimini siyasal nedenlerle değil, evrensel bir insan hakkı olduğu, eğitim bilimin gerekleri arasında yer aldığı için savunmaktadır. Bu bağlamda sorun bizim açımızdan siyasal değil, bilimseldir" dedi.
Sendikanın bilimsel bir gerçekliği savunduğu için yasa dışına itilmeye çalışıldığını söyleyen Dinçer, şunları kaydetti:
"Eğitim Sen, hukukun üstünlüğüne inanan bir örgüttür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından verilecek kararın, Türkiye'deki demokratikleşme çabalarını ve toplumda yeşertilmek istenen özgürlük, demokrasi ve barış düşüncelerini destekleyeceğine inanıyoruz".(AK/EÜ)