TGS, özellikle yürürlükteki Basın Kanunu'nun ek maddelerinin kaldırılmasını; basılmış eserlerin toplatılması ve basım aletlerine el konulması, yayının durdurulması ve yayın organlarının kapatılmasını düzenleyen hükümlere taslakta yer verilmemesini basın özgürlüğünü genişletmeye yönelik önemli adımlar olarak kabul ediyor.
Ne var ki; TGS, taslağın bu şekliyle yasalaşması halinde bile basın özgürlüğünü tam anlamıyla sağlayamayacağı kanısında.
Gazeteciye yeterli güvence yok
"Çünkü taslağın, devlet ile basın arasındaki ilişkileri yeniden düzenlerken; editoryal bağımsızlık olarak tanımladığımız, yazı işlerinin basın-yayın organı sahipleri karşısında bağımsız davranmasını sağlayacak yeterli güvenceyi içermediği görüşündeyiz."
TGS'ye göre; "Düşünce ve ifade özgürlüğünün basın yoluyla kullanılmasını çeşitli hükümlerle güvence altına almayı amaçlayan Basın Yasası"nın, sadece basın ile devlet arasındaki ilişkiler çerçevesine oturtulmasının, bu özgürlüğün kullanılması bakımından yeterli koruma sağlayamadığı uygulamada da açıkça görülüyor.
Eşzamanlı, ek düzenleme talepleri
Dolayısıyla, "tek başına, devlet ile basın arasındaki ilişkinin özgürleştirilmesi çabası, halkın bilgilenme hakkını kullanabilmesini yeterince kolaylaştırmayacaktır".
TGS'nin, Basın Yasası'nda yapılacak değişiklikle eşzamanlı olarak, talep ettiği düzenlemenin kapsamı şöyle:
* Basında tekelleşmeyi engelleyici,
* Basın-yayın işletmesinin hisse sahipliğini belli oranlarla sınırlayan,
* Birden fazla basın-yayın organına sahipliğe sınırlama getiren,
* Basındaki sermayenin saydamlığını sağlayacak,
* Gizli ortaklıkları, muvazaalı hisse devirlerini önleyecek,
* Toplam tiraj içindeki payları sınırlayan,
* Basın-yayın organlarının hissedarlarının devlet ihaleleriyle ilişkisini sınırlandıran düzenlemelerin mutlaka yasalaştırılması.
Sahip - çalışan ilişkileri
TGS; basın-yayın organlarının sahipleri ile basın çalışanları arasındaki ilişkilerin de "gerek Basın Yasası'nda, gerekse diğer ilgili mevzuatta çalışanlar lehine olacak şekilde düzenlenmesini" de bir zorunluluk olarak görüyor.
Devlet Bakanı Beşir Atalay'a sunulan "görüş ve öneriler"de son olarak, "basın-yayın organlarında çalıştırılması zorunlu 'asgari kadroların' bu yasayla belirlenmesi ya da hiç değilse bu asgari zorunlu kadrolar ile basında tekelleşmenin önlenmesi amacıyla hisse sahipliğiyle ilgili birtakım düzenlemelerin -meslek örgütlerinin görüşleri alınarak- yasa, tüzük ya da yönetmelikle yapılacağı hükmüne yasada yer verilmesi" temenni ediliyor. (NM)