Güney Afrika'nın başkenti Johannesburg'da 26 Ağustos'ta başlayacak 'BM Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi' öncesi zengin ülkelerin küresel sorunlara ilgisizliği karamsarlığı artırırken, BM'nin zirvede sunulmak üzere hazırladığı rapor, dünyanın karşı karşıya olduğu tehlikeli tabloyu gözler önüne seriyor. BM raporuna göre küresel ısınma, yanlış enerji kullanımı ve ormanların sorumsuzca yok edilmesi nedeniyle kuraklık başladı, küresel açlık ise kapıda.
Nüfusun yarısı susuzluktan kırılacak
BM'nin Sosyal ve Ekonomik İşler Dairesi'nin hazırladığı kapsamlı raporda yer alan en çarpıcı tespit, 2025'te yeryüzü nüfusunun yüzde 50'sinin, yani 3.5 milyar insanın susuz kalacak olması. Su kıtlığı özellikle Kuzey Afrika ve Batı Asya'yı vuracak.
BM Genel Sekreter Yardımcısı Nitin Desai'nin, "Bugün uygulanan ayrım gözetmeyen kalkınma tarzını değiştirmediğimiz takdirde, uzun vadede tüm dünyamızı ve üzerinde yaşayanları tehlikeye atmış olacağız" sözleriyle açıkladığı rapordaki ürkütücü gerçekler sadece susuzluk tehlikesi ile sınırlı değil.
Hava kirliliğine yılda 3 milyon can
Küresel ısınma sonucunda bütün dünyada deniz seviyeleri gittikçe yükseliyor. Çok sayıda hayvan ve bitki türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bunların başında, insanoğlunun en yakın akrabası olan maymunlar geliyor. Dünya ormanlarının yüzde 2.4'ü 1990'lı yıllar boyunca tahrip edildi. Bu, 90 milyon hektara, yani Latin Amerika ülkesi Venezüella'nın yüzölçümünden (912 bin kilometrekare) daha fazla bir alana tekabül ediyor.
Hava kirliliği ve bunun neden olduğu rahatsızlıklar nedeniyle dünyada her yıl 3 milyon insan ölüyor. Ölenlerin önemli bir kısmını çocuklar oluşturuyor. Çevre sorunlarının yarattığı hastalıklardan ölümler ise özellikle kalkınan ülkelerde artıyor. Her yıl kirli suların taşıdığı mikrop ve bakteriler yüzünden 2.2 milyon insan hayatını kaybediyor.
Petrol, kömür gibi fosil kökenli yakıt kullanımı ve karbon gazı üretimi 1990'lı yıllar boyunca artış gösterdi. Bunun sonucunda, Asya ve Afrika'nın bazı bölgelerinde kuraklık başladı. Müdahale edilmediği takdirde kuraklık daha da yayılacak. Özellikle bu bölgelerde, kuraklığın her yıl daha sık ve yoğun şekilde yaşanması, gelen felaketin habercisi niteliğinde.
Açlık kapıda!
Halen 6 milyarın üzerinde olan dünya nüfusunun 2025'te 8 milyara ulaşması bekleniyor. Nüfus 2050?de 9.3 milyara çıkacak. 670 milyon insanını şimdi bile besleyemeyen en yoksul 49 ülkenin nüfusu ise üçe katlanıp 1.9 milyara ulaşacak. Nüfus arttıkça, gıda talebi de artıyor. Bunun yanı sıra insanların aldıkları günlük kalori miktarı da yükseldi.
Kalori miktarı, az gelişmiş ülkelerde 2100 kaloriden 2700 kaloriye, sanayileşmiş ülkelerde ise 3000 kaloriden 3400 kaloriye çıktı. Halbuki bir yandan da gıda üretimi, özellikle kalkınmış ve zengin ülkelerde düşme eğilimine girdi. Bunun da uzun vadede dünyada başgöstermesi beklenen gıda sıkıntısını daha da ağırlaştıracağı tahmin ediliyor.
Gelir adaletsizliği dünyayı yokedebilir
Gelir adaletsizliği konusundaki tespitlerde dünyada zenginler ve fakirler arasındaki uçurumu pekiştiriyor. Dünyada 2.8 milyar insan, günde iki doların altında bir gelirle yaşıyor. Bunun karşılığında küresel gelirin yüzde 80'i, dünya nüfusunun yüzde 15'ine gidiyor.
Doğal afetlerin giderek artması üzerine uzmanların gündeminde ilk sıralara yerleşen iklim değişiklikleri ve sonuçları da rapordaki çarpıcı gerçekler arasında. Rapora göre dünya atmosferindeki karbondioksit oranı, iki yüz elli yıl öncesinden yüzde 30 daha fazla. Bu, gelecek yüzyıl içinde, felaket demek olan 5.8 derecelik ısınmaya yol açabilir.