Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) dün kamuoyuyla paylaştığı enflasyon verileriyle ilgili olarak bir açıklama da DİSK Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu’ndan geldi.
Ekonomik bir felaket yaşandığını belirten Çerkezoğlu, “Emekçilerin yaşadığı reel gelir kaybı ve yoksullaşma, gerçeklikten uzak olduğu için eleştirilen TÜİK'in verilerinde dahi gizlenemedi” dedi.
Çerkezoğlu, TÜİK’in yıllık enflasyonun yüzde 36 olduğunu ancak emekçilerin harcamalarının ağırlıklı bir bölümünü oluşturan gıdadaki enflasyonun yüzde 43,8 olduğunu söyledi.
DİSK-AR’ın verilerini paylaşan Çerkezoğlu gelir düzeyi düştükçe gıda enflasyonunun arttığı ifade ederek “En düşük gelirli yüzde 20'lik grubun gıda enflasyonu yüzde 64,6, ikinci en düşük gelirli yüzde 20'lik grubun gıda enflasyonu yüzde 56,4, emeklilerin gıda enflasyonu ise yüzde 55,8 olarak hesaplandı” dedi.
"İşçiler enflasyonun altında bir kez daha ezildi"
Çerkezoğlu, TÜİK'in gıda enflasyonunun 2005'te yüzde 4,9 olduğu bilgisini de paylaştı. Sonrasında ise şöyle devam etti:
"TÜİK'in resmi verileri esas alındığında dahi 2022 için verilen asgari ücret artışı daha işçilerin eline geçmeden eridi. Aralık 2016 ile 2020 arasındaki resmi enflasyon yüzde 72,6 oranında artarken ortalama brüt işçi ücretleri bu son 4 yılda yüzde 30,4 artmış, yani işçiler enflasyona ezdirilmişti. Bu ‘gelenek’ 2021’de de bozulmadı. 2021’in TÜİK verilerine göre bile işçiler enflasyonun altında bir kez daha ezildi.
"TÜİK verilerinde gizlenemeyen bir başka gerçek de tüketici fiyatlarındaki artışın hızlanarak devam edeceği. Üretici Fiyatları Endeksinde görülen artışın yüzde 80'e dayanmış olduğu göz önüne alındığında, üretici fiyatları tüketici fiyatlarına yansıtıldıkça enflasyon tırmanacak, bizi yoksullaştıracak.
"2022'nin ilk saatlerinde elektrik ve doğalgaza yapılan, bu nedenle 2021 enflasyon rakamlarına yansımayan ve yüzde 125'leri bulan fahiş zamlar göz önüne alındığında, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir yoksullaşma tehdidi ile karşı karşıyayız.
"En ağır faturayı işçiler, emekliler, dar gelirli halk ödüyor"
"Devleti yönetenler medyayı karşılarına alıp ‘negatif enflasyon’ gibi akıl dışı vaatlerde bulunurken, devletin resmi kurumlarının verileri ve faturalarımıza yapılan resmi zamlar onları her gün yalanlıyor. ‘Faiz düşürme’ iddiası ile propagandası yapılan ekonomi politikaları sonucunda hem faizler hem döviz kuru hem de enflasyon artmaya devam ediyor. Başkanlık rejimi Türkiye'yi ekonomik bir felakete sürüklerken, fatura yine emekçilere kesiliyor.
"İktidar bu ağır ekonomik koşullarda geçim mücadelesi veren halkı korumak yerine, zenginleri, sermayeyi ve bankaları koruyor. ‘Kur Korumalı Vadeli Mevduat Hesabı’ gibi icatlarla bankalara ve zenginlere kaynak aktarılırken en ağır faturayı işçiler, emekçiler, emekliler, dar gelirli halkımız ödüyor.
"Bizler, bu ülkenin tüm değerlerini üretenler olarak bu faturayı ödemeye mecbur değiliz. Defalarca ifade ettiğimiz gibi bu ülkenin kaynakları bu ülkenin halkını insanca yaşatmaya yeterlidir. Yeter ki bu ülkenin kaynakları zengini zengin etmek için değil sosyal politikalar için kullanılsın."
"İlk vergi dilimi oranı yüzde 10'a indirilsin"
Geçinmek için insanca yaşamak için acil tedbirler istediklerini deli getiren Çerkezoğlu, şu talepleri sıraladı:
- Bütün ücretlere asgari ücret artış oranı kadar zam, bütün hanelere asgari gelir desteği.
- İşçilerin vergi yükü azaltılsın. Asgari ücret sonrası ilk vergi dilimi oranı yüzde 10'a indirilsin. Vergiye esas tarife dilimleri en az yüzde 50 artırılsın.
- Elektrik, su, doğalgaz ve internet faturalarına son 3 ayda yapılan tüm zamlar geri alınsın. Faturalar vergi ve kesintiden muaf tutulsun.
- Gıda ucuzlasın, tüm gıda ürünlerinde ve temel tüketim mallarında KDV sıfırlansın.
- En düşük emekli aylığı asgari ücretten az olmamak üzere emekli aylıklarına asgari ücret artış oranı kadar zam yapılmalı ve EYT'lilerin emeklilik hakkı verilsin.
(HA)