Türkiye'nin ilk imzacı ülke olduğu "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin imzalanmasının 10. yıldönümünde DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu yazılı açıklama yaptı.
"Sözleşme'den vazgeçmek şiddeti onaylamaktır"
Açıklama şöyle:
“Türkiye tarafından imzalanmasına rağmen AKP hükümetleri Sözleşme'yi yıllarca etkin bir şekilde uygulanmaktan kaçındı. Kadınlar İstanbul Sözleşmesi'nin etkin bir biçimde uygulanması için mücadele ederken 20 Mart 2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle Türkiye'nin sözleşmeden çekildiği açıklandı. Ardından 30 Nisan 2021 tarihli Resmî Gazete'de de Sözleşme'nin 1 Temmuz 2021 tarihinde yürürlükten kaldırılacağı duyuruldu.
“Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde onaylanarak yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi'nden Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle çıkmak hukuksuz olduğu gibi kadınların ve kız çocuklarının hayatının hiçe sayılması anlamına gelmektedir. Yaşam hakkı en temel insan hakkıdır. "Gelenek, görenek ve Türk aile yapısını bozduğu” yönünde yapılan çarpıtma, algı oluşturma çabası asla kabul edilemez. Şiddete uğrayanı koruma, şiddeti önleme devletlerin en temel görevidir.
"Bu nedenle, her geçen gün artan kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin önlenmesi için İstanbul Sözleşmesi'nin sona erdirilmesi değil, etkin bir biçimde uygulanması gerekir.
"Kadın hareketinin geçmişten bugüne en önemli kazanımlarından biri olan İstanbul Sözleşmesi'nin sona erdirilmesini asla kabul etmiyoruz, sözleşmeye ve yaşam hakkımıza sahip çıkıyoruz. Kadınları ve kız çocuklarını koruma altına almak amacıyla yazılmış ilk ve en kapsamlı uluslararası sözleşmeden vazgeçmek, şiddeti onaylamak anlamına gelir, şiddet faillerini cesaretlendirir Yaşamak haktır, İstanbul Sözleşmesi kadınları ve kız çocuklarını yaşatır!
"DİSK olarak salgın koşullarından da faydalanarak kadınların ve işçi sınıfının kazanılmış haklarını yok edecek saldırılara karşı sonuna kadar mücadele etmeye kararlıyız. Kadına yönelik fiziksel, cinsel, psikolojik şiddet ve tacizin kaynağı olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı daha etkin önlemler alınmasını, İstanbul Sözleşmesi'nin ve 6284 sayılı Yasa'nın uygulanmasını, ILO'nun işyerinde şiddeti önlemeye yönelik 190 sayılı sözleşmesinin onaylanmasını talep ediyoruz.
Ne olmuştu?
Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 20 Mart 2021 Cumartesi İstanbul Sözleşmesi'nin tek taraflı olarak feshedildiğini duyurdu. Fesih kararı 23 Mart 2021 Pazartesi günü Avrupa Konseyi'ne de bildirildi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada "Fesih kararının" nedeni olarak "Sözleşme'nin eşcinselliği meşrulaştırıyor olması" iddia edildi.
Kadınlar ve LGBTİ+ hareketi, 20 Mart'tan beri Türkiye'nin birçok ilinde İstanbul Sözleşmesi'ni savunmaya devam ediyor.
İstanbul Sözleşmesi hakkında
Tam adı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açıldı ve ilk imzalayan ülke Türkiye oldu. Sözleşme 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girdi.
Sözleşme, ''kadına yönelik şiddet'', ''aile içi şiddet'', ''kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet'', ''kadın'' kavramlarını tanımlıyor.
Uluslararası alanda kadına yönelik ve aile içi şiddetle ilgili ilk bağlayıcı belge olma özelliğini taşıyan sözleşme şunları içeriyor:
İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini kapsıyor.
Sözleşme çerçevesinde ev içi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde kadının korunmasını esas alıyor.
Kadınları konumlandırırken "aile" olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmiyor.
Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi'nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda.
Devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değil. Şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, yani kim olursa olsun şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü de devlete ait.
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi'nin tüm maddeleri...
TIKLAYIN - 7 Soru, 7 Yanıt: İstanbul Sözleşmesi Nedir, Ne Getiriyor?
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi nedir, ne değildir?
TIKLAYIN - “İstanbul Sözleşmesi 4 partinin de ortak fikriydi”
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi'nin tüm maddeleri...
TIKLAYIN - 7 Soru, 7 Yanıt: İstanbul Sözleşmesi Nedir, Ne Getiriyor?
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi nedir, ne değildir?
TIKLAYIN - “İstanbul Sözleşmesi 4 partinin de ortak fikriydi”
(EMK)