Mardin'in Nusaybin ilçesinde haber takibi yaptıkları sırada 11 Nisan'da gözaltına alınan ve 14 Nisan'da tutuklanan Dicle Haber ajansı (DİHA) muhabiri Meltem Oktay ve tutuksuz yargılanan Uğur Akgül'ün ilk duruşması dün görüldü.
Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Oktay ve Akgül katıldı.
Uğur Akgül iddianamenin okunmasının ardından Kürtçe savunma yaptı. Akgül yargılanma gerekçesi olarak gösterilen Facebook sosyal medya hesabının kendisine ait olduğunu, ancak "Örgüt propagandası yapmak" gerekçesi sayılan paylaşımların kendisine ait olmadığını söyledi. Akgül gazeteci olduğunu söyleyerek, beraatını istedi.
Oktay: Ben gazeteciyim
Ardından savunma yapan tutuklu Meltem Oktay, anadilinin Kürtçe olduğunu ancak asimilasyon politikalarından dolayı öğrenemediği anadili için annesi ve Kürt halkına özeleştiride bulunarak, savunmasını Türkçe yaptı. Üç yılı aşkın süredir Dicle Haber Ajansı'nda muhabir olduğunu belirterek savunmasına başlayan Oktay, "Gözaltına alınmada üç buçuk ay önce Nisêbîn'e geldim. Bu dönemde yaptığım haberleri ve fotoğrafları ajansıma gönderdim. Ben gazeteciyim, herhangi bir örgütle bağlantım yoktur" dedi.
"Haberler bana aittir"
Twitter sosyal medya hesabından yapılan paylaşımlar ve Özgür Gündem Gazetesi'nde yayınlanan bir haberi gösterilen Oktay, söz konusu gazetenin ajans abonesi olduğunu ve haberlerin kendisine ait olduğunu belirtti. Oktay, kaldığı evin dışında özel harekatçılar tarafından yapılan baskın sonucunda bulunduğu belirtilen eşyaların kendisi ile ilgisi olmadığını söyledi.
Gizli tanık: İşkence altında ifade verdim
Oktay'ın savunmasından sonra hakkında ifade veren 8 tanıktan Gülbahar Kaya ve Azat Tanış mahkeme heyeti tarafından dinlendi. Tanık Kaya, Oktay'ı sokağa çıkma yasağı öncesinde Nusaybin'de gördüğünü söyleyerek, pişmanlık yasasından yararlandığını, Oktay'ı ve birçok kişiyi fotoğrafı üzerinden teşhis ettiğini söyledi.
Tanık Tanış'a ise mahkeme heyeti tarafından Oktay ve Akgül'ü tanıyıp tanımadıkları soruldu. Kürtçe ifade veren tanık Tanış, Oktay ve Akgül'ü tanımadığını söylemesi üzerine Nusaybin İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde verdiği ifadesi okundu. Beyanların psikolojik ve fiziksel işkence koşullarında imzaladığını dile getiren Tanış, Oktay ve Akgül'ü tanımadığını ve beyanları da kabul etmediğini söyledi.
Avukat Tamur AİHM'in Cemil Bayık kararını hatırlattı
Avukat Resul Tamur, Oktay ve Akgül'ün gazeteci olduklarını hatırlattı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 1999'da Özgür Bakış Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Zeynep Tosun için yayımlanan Cemil Bayık'ın makalesine ilişkin kararına dikkat çekerek, savunma yapan Tamur, "Her iki gazeteci hakkında verilen karar 2000'li yılların gerisine düşmektir. Gizli tanıklar 'etkin pişmanlık yasası'ndan faydalanmak için birçok kişiyi fotoğraflardan teşhis etmiştir. Onların beyanları bu yönüyle dikkate alınamaz. Söz konusu haberlerin bir suç teşkil etmemektedir ve bir hassa haberlere herhangi bir soruşturma dahi açılmamıştır" şeklinde kaydetti.
Cenevre Sözleşmesi: Gazeteciler korunmalı
DİHA’nın 11 muhabirinin tutuklandığını bunlardan 9'unun da çatışmalı alanlarda gazetecilik yaptıklarından dolayı tutuklandıklarını belirten Tamur, Cenevre Sözleşmesi'nin çatışmalı alanlara ilişkin "Çatışmalı alanlarda gazeteciliğin profesyonel bir meslek olduğunu ve iki tarafında gazetecilerin korunması" kararının gerekliliğinin yerine getirilmesini talep etti.
"Gazeteci sosyal medya paylaşımlarından yargılanamaz"
Çatışmalı alanda gazetecilik yapmanın suç olmadığını ifade ederek sözlerine devam eden Tamur, "Sosyal medyadan yapılan paylaşımların büyük çoğu haber paylaşımıdır. Bunun dışında yapılan yorumlar kişilerin değer yargılarına aittir" diyerek, sosyal medya paylaşımlarından dolayı gazetecilerin yargılanamayacağına işaret etti.
Avukat Kuzu: Gizli tanıklar da bunlar gazeteci diyor
Avukat Erdal Kuzu ise, gazetecilerin "iktidara yakın ve iktidar karşısında yer alan gazeteciler" şeklinde ikiye ayrıldığının altını çizerek, "Buradaki gazetecilerin yaşanan durumun herkesin bilmesi için haberler yapmaktadır ve yaptıkları haberler nedeniyle kriminalize ediliyor" diyerek, gizli tanık ifadelerinde de Oktay ve Akgül'ün gazeteci olarak tanımladığını söyledi.
AA muhabirlerinin beyanları dikkate alındı
Yapılan savunmaların ardından mahkeme heyeti, "Sanık Meltem Oktay'ın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti yasada yer alan ceza miktarı" ile Anadolu Ajansı muhabirleri olan ve Oktay hakkında ifade veren Rauf Maltaş, Onur Çoban ve Kenan Yeşilyurt'un beyanlarını dikkate alarak, Oktay'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Oktay ve Akgül'ün duruşması 18 Ağustos’ta devam edecek. (HK)
Kaynak: DİHA