Fotoğraf: TÖP'ün Twitter hesabından alınmıştır.
Demokrasi İçin Birlik (DİB), ekonomik kriz ve arka arkaya yüksek zam oranlarına karşı Beşiktaş’ta Demokrasi Kürsüsü kurdu.
Kürsüden seslenen DİP Eşsözcüsü Ayşegül Devecioğlu, insanların artık geçinemez hale geldiğini belirtti ve “AKP’yi 20 sene önce iktidara getiren krizden çok daha büyüğünü yaratmayı başardı” dedi.
"Türkiye’nin sadece kağıt üzerinde büyüdüğünü vurgulayan" Devecioğlu, şöyle devam etti:
“Türkiye kağıt üstünde büyümeye; bankaların, şirketlerin karları rekor üstüne rekor kırmaya, yaklaşık 360 bin hesaptan oluşan kaymak tabakasının dolar hesaplarıysa şişmeye devam diyor. Ancak çok iyi biliyoruz ki hepimiz aynı gemide değiliz, hiçbir zaman da olmadık.
"Ekonominin büyümesinden milyonların payına açlık sefalet düşüyor bir kez daha. Canları pahasına çarkları döndürenler, evlere siparişleri soğumadan yetiştirebilmek için hayatlarını ortaya koyanlar bir sonraki günün sonunu nasıl getireceğini bilemediği bir yıkımın içine sürüklendi.
"Un yüzde 72, şeker yüzde 52 zamlandı"
“Türkiye tarihinin en yüksek enflasyon artışı geçtiğimiz iki ayda yaşandı. Gıda enflasyonu kontrolden çıktı. Asgari ücretli bir işçi, göz boyayıcı zamma rağmen maaşının tümüyle geçen yıla göre yüzde 37 daha az margarin alabiliyor.
"Bir önceki yılın aynı ayına göre zamlı asgari ücretin alım gücü gıdada yüzde 8,3 daha az. Son bir yılda un yüzde 72, ekmek yüzde 60, şeker yüzde 52 zamlandı. 2020 yılında başında 4 lira 83 kuruş olan benzinin fiyatı 15 lirayı geçmiş durumda.
"Enflasyon soyguna döndü"
“Enflasyon yoksullara ve emekçilere uygulanan bir servet vergisi gibi çalışıyor ve herkesin gözü önünde yürütülen bir soyguna dönüşüyor. Türkiye gelir eşitsizliğinde Avrupa’da ilk sırada. İktidarın tüm kaynakları bir avuç sermayeye aktarma telaşıyla hayata geçirilen ekonomi politikaları sonucunda kişi başına gelir Cumhuriyet tarihinde ilk kez üst üste 7 yıl azaldı!
Ülkenin tüm tarihsel birikimini yağmalayan 2000’li yılların özelleştirme politikalarının etkilerini bugün yaşanan büyük yıkımlarla ve elektrik, doğalgaz gibi temel tüketim maddelerine yapılan fahiş zamlarla yaşıyoruz. Karayollarının özelleştirilmesi en sıradan bir kar yağışında yollarda mahsur kalan yüzlerce araç, binlerce insan demek.
"Elektiriğe yüzde 127 zam"
"Özelleştirilen elektrik dağıtımı ise kendilerine yüzde 32 zamla satılan elektriği parmağını kıpırdatmadan halka yüzde 127 zamla satan, bütün ülkeyi parsellemiş saysak bir elin parmaklarını geçemeyecek avantacı şirket, günlerce elektrik verilemeyen Isparta demek.
"Bu karabasandan kurtulmak için geniş halk örgütlenmelerinin güç vereceği bir demokrasiyi kurmalıyız. Halkın örgütlendiği, halkın konuştuğu, gündemi halkın belirlediği bir demokraside bu açlık bu yoksulluk bu eşitsizlik olmaz.
"Bugün kurduğumuz Demokrasi Kürsüsü bu amaçla, bu bilinç ve iradeyle kuruldu. Sesi duyulmayanın sesi olacak bu kürsüler çoğaldıkça halk olarak geleceğe daha güvenli bakacağız.
"Hayat pahalılığı, gelir adaletsizliği ve güvencesizlik kader değil! Bu sorunları kâğıt üstünde kalmayan gerçek bir demokrasiyle çözmek çok kolay."
Devecioğlu, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
- Yüksek enflasyon koşullarında asgari ücret 3 ayda bir belirlenmeli, emekçilerin yaşam pahalılığı karşısında ezilmesinin önüne geçilmelidir.
- En düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine yükseltilmelidir.
- Başta akıl almaz elektrik ve doğalgaz zamları olmak üzere tüm zamlar geri alınmalı; elektrik, su, doğalgaz gibi temel hizmetler belli bir kota dahilinde halka ücretsiz sağlanmalıdır. Yaşamsal önemdeki temel hizmetler ticaretin konusu edilemez. Başta elektrik dağıtım şirketleri olmak üzere temel hizmetler alanında iş yapan tüm şirketler kamulaştırılmalıdır.
- İşçilerin örgütlenmesi ve haklarını alması önünde engel olan tüm Anayasa’ya aykırı uygulama ve tutumlara son verilerek işyerlerinde demokratik bir işleyişin hâkim olabilmesi için gerekli önlemler alınmalıdır. İşçiler sermaye sahibinin kölesi değildir, işçilerin vatandaşlık haklarının askıya alınması kabul edilemez, haklarını arayan işçiler işten atılamaz. (RT)